Jin Dergi
  • Yazarlar
    • Yazarlar
    • Konuk Yazarlar
  • Söyleşi
  • Portre
  • Çeviri
  • Jineolojî
  • Ekoloji
  • Kültür-Sanat
  • Dosya
  • Sayılar
  • Podcast
No Result
View All Result
Jin Dergi
  • Yazarlar
    • Yazarlar
    • Konuk Yazarlar
  • Söyleşi
  • Portre
  • Çeviri
  • Jineolojî
  • Ekoloji
  • Kültür-Sanat
  • Dosya
  • Sayılar
  • Podcast
No Result
View All Result
Jin Dergi
No Result
View All Result

Türkiye’de Kürtlerin Anadilde Eğitim Deneyimi

Dilan Güvenç Dilan Güvenç
11 Mayıs 2025
Yazı
0
Türkiye’de Kürtlerin Anadilde Eğitim Deneyimi
0
SHARES
53
VIEWS
Facebook İle PaylaşTwitter İle Paylaş

Eğer her çocuk, kendi potansiyelini ortaya koyabilsin istiyorsak, ona kendi dilinde eğitim alma hakkını tanımalıyız. Bu sadece adaletin değil, aynı zamanda pedagojinin de bir gereğidir. Örneğin UNESCO, çocuğun anadilinde eğitim almasının öğrenme başarısını kat kat artırdığını vurguluyor. Bununla birlikte, çocuk haklarını temel alan tüm uluslararası bildirgeler, eğitimin çocuğun dilsel ve kültürel özelliklerine uygun yürütülmesini şart koşuyor

Bir çocuğun dili, onun dünyayla kurduğu ilk bağın temelidir. İfade ettikleri, dünyayı anlamlandırdıkları, korktukları, şaşkınlık duydukları ya da sevdikleri her şey o dille vücut bulur. Bizim için, yani anadili Kürtçe olanlar içinse dil; sadece bireysel ifade değil, kolektif bir hafıza, bir kimlik ve tarihsel bir direniştir. Bu yazıyı kaleme alma nedenim, anadilde eğitimin sadece bir “hak” meselesi olmadığını, aynı zamanda çocukların ruhsal, bilişsel ve sosyal gelişimleri için hayati bir pedagojik gereklilik olduğunu vurgulamaktır.

Anadilde Eğitim: Pedagojik Bir Temel Şart

Pedagoji, yani eğitim bilimi, bireyin yaşına, gelişim düzeyine, sosyo-kültürel yapısına uygun eğitim yaklaşımları geliştirmeyi öngörür. Bir çocuğa, anlamadığı bir dilde bilgi vermek, sadece akademik değil, aynı zamanda duygusal bir çöküntüye yol açar. Türkiye’de Kürt çocuklar, okula başladıklarında Türkçeyi bilmedikleri için büyük bir iletişim engeliyle karşılaşmakta; öğretmenleriyle ve akranlarıyla sağlıklı ilişki kuramamaktadırlar. Bu durum, pedagojik olarak çocuğun öğrenme motivasyonunu düşürmekte ve özgüven kaybına yol açmaktadır.

Türkiye’de Eğitim Sistemi ve Anadilin Yokluğu

Türkiye’nin tek dilli ve tek kültürlü eğitim anlayışı, Kürtçe başta olmak üzere diğer yerel dillerin dışlanmasına sebep olmaktadır. UNESCO’nun önerdiği üç dilli eğitim modeli (anadili, bölgesel dil ve uluslararası bir dil) birçok ülkede uygulanırken, Türkiye hâlâ resmi eğitim dili olarak sadece Türkçeyi kabul etmekte, diğer dillerin eğitim alanında yer bulmasına izin vermemektedir. Bu yaklaşım, çocukların pedagojik ihtiyaçlarının yok sayılması anlamına gelmektedir.

Millî Eğitim Bakanlığına bağlı okullarda görev yapan öğretmenlerle yapılan görüşmeler, Kürtçe konuşan öğrencilerin okul ortamında dışlanma, başarısızlık, özgüven eksikliği ve etiketlenme gibi çok yönlü sorunlar yaşadığını açıkça ortaya koymaktadır. Anadiliyle konuşması yasaklanan bir çocuk, sadece sessizleşmekle kalmamakta; öğrenmeye, paylaşmaya ve kendini gerçekleştirmeye de kapatmaktadır.

Susturulmuşluğun Sessizliği

Anadiliyle kendini ifade edemeyen bir çocuk, zamanla sessizleşir. Bu sadece kelimelerin susması değil, duyguların, ihtiyaçların, soruların da içe doğru bükülmesidir. Bu psikolojik sessizlik, depresyon, özgüven kaybı, toplumsal geri çekilme gibi belirtilerle kendini gösterir. Pedagoglar, dilin bir çocuğun “benlik gelişimi” ile doğrudan ilişkili olduğuna dikkat çekiyor. Anadilde eğitim alabilen çocukların ise okula daha istekli gittikleri, daha içten ve yaratıcı oldukları saptanıyor.

Anadilinde Eğitim Veren Okulların Deneyimi

2014 yılında Diyarbakır, Van ve Cizre’de bazı belediyelerin ve sivil toplum örgütlerinin desteğiyle açılan Kürtçe eğitim veren okullar, kısa süreli de olsa önemli bir deneyimi gözler önüne serdi. Bu okullarda çocuklar, ana dillerinde eğitim almanın sağladığı güven duygusuyla kendilerini daha rahat ifade etmeye başladılar. Müfredat, çocukların kültürel dünyalarına uygun olarak hazırlandı, öğretmenler pedagojik ve dilsel eğitimden geçirildi. Bu deneyim; özgüven artışı, sosyal ilişkilerde iyileşme ve akademik başarıda belirgin bir artış sağladı.

Ancak bu okullar, yasal güvence eksikliği, siyasi baskılar ve maddi kaynak yetersizliği nedeniyle uzun vadeli sürdürülemedi. Devletin resmi olarak bu okulları tanımaması, eğitimi veren öğretmenleri ve kurumları kriminalize etmesi, eğitimde eşitsizliğin derinleşmesine sebep oldu.

Eğitimde Eşitlik: Yasal Hak Değil, Pedagojik Zorunluluktur

Eğer her çocuk, kendi potansiyelini ortaya koyabilsin istiyorsak, ona kendi dilinde eğitim alma hakkını tanımalıyız. Bu sadece adaletin değil, aynı zamanda pedagojinin de bir gereğidir. Örneğin UNESCO, çocuğun anadilinde eğitim almasının öğrenme başarısını kat kat artırdığını vurguluyor. Bununla birlikte, çocuk haklarını temel alan tüm uluslararası bildirgeler, eğitimin çocuğun dilsel ve kültürel özelliklerine uygun yürütülmesini şart koşuyor.

Anadilinde Eğitimin Somut Katkıları

• Özgüven gelişir, sosyal ilişkiler güçlenir.

• Düşünsel esneklik ve yaratıcılık artar.

• Akademik başarı yükselir, öğrenme süreci hızlanır.

• Kimlik duygusu pekişir, toplumsal aidiyet gelişir.

• Okula bağlılık ve derse katılım artar.

Anadil Bir Seçenek Değil, Varoluşun Temelidir

Anadiliyle konuşamayan bir çocuk, kendini yarım hisseder. Oysa dil, sadece kelimeler değil; düş, tarih, kimlik, bağ, aidiyet, sevinç ve acıdır. Kürt çocukların da diğer tüm çocuklar gibi, kendi anadilinde duygularını ifade edebildiği, merak edebildiği, soru sorabildiği ve anlam arayabildiği bir eğitim sistemine hakkı vardır. Bu hakkı tanımak, sadece bir anayasa maddesiyle değil; pedagojik bir etik sorumlulukla mümkün olabilir.

Etiketler: 15 Mayıs Kürt Dil BayramıAnadil ve çocukanadilde eğitimAnadiliAnadili ve EğitimKürt çocuklarKürt Dil BayramıKürtçeKürtçe yasağıKürtler ve KürtçeSayı 115
Önceki İçerik

Görünmeyen Kadın Emeği

Sonraki İçerik

Em Li Virin: Yüzyıllık İnkâra Karşı Bir Varoluş Mücadelesi

Sonraki İçerik
Em Li Virin: Yüzyıllık İnkâra Karşı Bir Varoluş Mücadelesi

Em Li Virin: Yüzyıllık İnkâra Karşı Bir Varoluş Mücadelesi

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Yazarlar
  • Söyleşi
  • Portre
  • Çeviri
  • Jineolojî
  • Ekoloji
  • Kültür-Sanat
  • Dosya
  • Sayılar
  • Podcast

© 2024 Jindergi. Tüm hakları saklıdır.

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

No Result
View All Result
  • Yazarlar
    • Yazarlar
    • Konuk Yazarlar
  • Söyleşi
  • Portre
  • Çeviri
  • Jineolojî
  • Ekoloji
  • Kültür-Sanat
  • Dosya
  • Sayılar
  • Podcast

© 2024 Jindergi. Tüm hakları saklıdır.