...
Adalet Kaya
Devletin Kürt politikası ve ekonomik sömürü düzeni

Geçtiğimiz günlerde Kulp Hesandin yaylasının olduğu bölgede başlatılmak istenen maden araştırma çalışmasını engellemek için bölge halkının direnişine tanıklık ettik.  12 köyü ve pek çok mezrayı içine alan bölgenin talan edilmesi söz konusu. Hangi maden aranacak, hangi şirketlere bu arama izni verildiği, nasıl bir yöntemle izin verildiği, Çevre etki değerlendirilmesinin nasıl yapıldığına dair pek çok muğlaklık içeren bu girişim neo kolonyalizm örneği olarak tam anlamıyla bir halk direnişi ile karşılaştı

Yükselen faşizm neden “aile”ye ihtiyaç duyar?

Devletin aileci politikaları toplum açısından faşizme hizmet eder. Yapılması gereken duygusal manipülasyona kapılmamaktır öncelikle ve daha önemlisi özgür eş yaşam felsefesini yaşamsallaştırmaktır. Özgür eş yaşam felsefesi yaşamın her alanında yaratılmış ikiliklere karşı, tüm tahakkümcü ilişkileri ortadan kaldıran bir özgürleşme sürecidir, yaşamsal bir gerekliliktir

Eşbaşkanlık ve toplumsal dönüşüm

Eşbaşkanlık modeli, bu ataerkil zorbalığa ve devletin bu zorbalığa göz yuman politikasına bir çözüm sunuyor. Kadınların sadece siyasi arenada değil, aynı zamanda evlerinde ve toplumda da söz sahibi olmalarını sağlıyor. Bu model, kadınların güçlerini birleştirmesine, kendi geleceklerini belirlemelerine ve toplumlarını dönüştürmelerine olanak tanıyor.

Mücadelenin hafızası kadınlar

Avrupa’nın merkezinde, Paris’te üç Kürt kadın katlediliyor. Bütün dünya izliyor. Demokrasi ve hukuk timsali Avrupa susuyor, olay aydınlatılmıyor ve arkasındaki güçler açığa çıkarılmıyor. 4 Ocak 2015'te Sêvê Demir, Fatma Uyar ve Pakize Nayır cinayetleri, özyönetim sürecinin yaşandığı, sokağa çıkma yasaklarının olduğu günlerde, boşaltılan bir mahalleden çıkmaya çalışırken, keskin nişancılar tarafından hedef alınarak katledildiler.

Yargı paketleri Musa Orhanları korumak için!

Yapılan her yargı paketinin içine konulmaya çalışılan çocuk istismarı ve cinsel saldırı suçlarını, yasal bir zemine oturtmak istiyorlar. Bunun ne demek olduğunu biliyoruz; tecavüzcü Musa Orhan’ın ceza almaması ve Yeldana Kaharman’ın faili Ağar’ın korunması...

Biz değil onlar korkuyor!

Tam bir yıldır Kürt kadın hareketi üzerinde sistematik şiddet yürütülüyor. Diyarbakır’da mücadele eden her kadın, sabah 04.30’da kapısının kırılacağını düşünerek uyuyor. Böylesi bir psikolojik şiddet içerisinde bile mücadelesine devam ediyor