Jin Dergi
  • Yazarlar
    • Yazarlar
    • Konuk Yazarlar
  • Söyleşi
  • Portre
  • Çeviri
  • Jineolojî
  • Ekoloji
  • Kültür-Sanat
  • Dosya
  • Sayılar
  • Podcast
No Result
View All Result
Jin Dergi
  • Yazarlar
    • Yazarlar
    • Konuk Yazarlar
  • Söyleşi
  • Portre
  • Çeviri
  • Jineolojî
  • Ekoloji
  • Kültür-Sanat
  • Dosya
  • Sayılar
  • Podcast
No Result
View All Result
Jin Dergi
No Result
View All Result

Tawsî Meleğin Mekânı Şimdi Daha Özgür

Feleknas Uca Feleknas Uca
3 Ağustos 2025
Yazı
0
Tawsî Meleğin Mekânı Şimdi Daha Özgür
0
SHARES
42
VIEWS
Facebook İle PaylaşTwitter İle Paylaş

Ama Êzidîlerin yas tutmaya zamanı olmadı. İntikam alma zamanıydı. DAİŞ’ten kurtulmak için örgütlendiler; meclislerini, savunma güçlerini ve özyönetim yapılarını kurdular. Ve sonunda, gerillanın desteğiyle, DAİŞ barbarları Şengal’den sürüldü. Tawsî Meleğin mekânı yeniden özgürleşti

3 Ağustos 2014’te DAİŞ, bütün dünya, bölge ve tabii ki Kürdistan Bölgesi Hükümeti’nin gözleri önünde, silahsız, savunmasız sivil Şengal’e saldırdı. Tarihin hiçbir zaman unutamayacağı ve insanlığın yüzüne kara bir leke olarak geçen Êzidî katliamı işte tam da böyle yaşandı. Dünya, korkunç bir soykırıma tanıklık etti. Binlerce insan katledildi, binlercesi rehin alındı; kimisi köle pazarlarında satıldı, kimisi canını kurtarmak isterken susuzluktan, açlıktan öldü. Hâlâ da binlerce Êzidî’nin akıbeti bilinmiyor. Êzidîlerin acısı, Êzidîlerin soykırımı, modern insanlığın en büyük utançlarından biridir.

2-3 Ağustos 2014 gecesi Şengal’den bir telefon geldi. Dediler ki:
“DAİŞ, Şengal’e saldırıyor.”

Birkaç gün öncesinden, DAİŞ’in Êzidîlerin bayramında saldırı yapacağı yönünde duyumlar alınmıştı. Herkes saldırı ihtimalinin farkındaydı.

12.000’den fazla peşmerge, Şengal’in güvenliğinden sorumluydu. Beklenti, bu gücün Êzidîleri savunmasıydı. Çünkü teorik olarak o gücün Şengal’de bulunmasının tek sebebi de o idi. Ama ferman günü, hepimiz ne olduğunu gözlerimizle gördük. Savaşması gerekenler, herkesten önce savaş meydanını terk ettiler. Bu trajedinin bu kadar ağır olmasının belki de başlıca nedeni, savaşmadan Êzidîlerin DAİŞ’in insafına bırakılmasıydı.

Trajedinin fotoğrafları hâlâ gözümüzün önünde:
Korku, sessizlik, dehşet…

O gece yaşananlar, insanlığın vicdanında silinmeyecek izler bıraktı.
Saatler sonra dünya haberdar oldu. Görüntüler, videolar her yere yayıldı. Avrupa medyası röportajlar istiyor, yardım çağrıları yağıyordu.
Ama bazı anlar vardı ki asla unutulamaz. Ki ben asla unutamam.

Evet, o anlardan bir tanesi de Hayat isimli genç bir kızın, DAİŞ’in eline geçmemek için intihar edeceğini söylemesi ve Avrupa’da yaşayan erkek kardeşinin, Hayat’ı bu kararından vazgeçirmek için benden yardım istemesiydi.

DAİŞ köylerine saldırırken Hayat, kendini savunmak ve esir düşmemek için intiharı düşünüyordu.
Kardeşi beni aradı. Hayat’ı vazgeçirmemi istedi. Henüz 18 yaşına bile gelmemişti. Onunla yaklaşık 10 dakika konuştum.
Moral vermeye, ikna etmeye çalıştım. “Kurtulacaksın.” dedim.
“YPG ve gerillalar yolda, Şengal’e yaklaşıyorlar.”
Ama Hayat’ı vazgeçiremedim. O’nu ikna edemedim.
“Ben kendimi savunacağım, DAİŞ’in eline geçmeyeceğim. Onurumla öleceğim.” dedi Hayat.
Kardeşiyle kısa bir veda konuşması yaptı. Sonra sadece kardeşinin çığlıklarını duydum… Telefon sessizliğe gömüldü.

Hayat, hayatına son vermişti.
O çığlık hâlâ kulaklarımda yankılanıyor.
Ve evet, Hayat binlerce kadından sadece bir tanesiydi.

Şengal Dağı’nda onlarca Êzidî kadın, esir düşmemek için uçurumlardan atladı.
Çocuklar, yaşlılar da vardı bu trajedide.
Kaçmak isteyen ama başaramayan çocuklar…
Bir tanesini Rojava’da bir hastanede gördüm.
Konuşamıyordu. Sıcaktan, açlıktan ve susuzluktan görme yetisini yitirmişti.
Kimse adını bilmiyordu. Ona “Rojava” ismini vermişlerdi.

“Rojava çocuk, keşke seni o hâlde görmeseydim.
Keşke o küçücük ellerini tutmasaydım, koklamasaydım.”
Birkaç gün sonra vefat ettiğini öğrendim.
İçimden bir parça koptu.

Bunlar sadece birkaç örnek…
Bunun gibi yüzlerce, hatta binlerce trajedi yaşandı.
Şengal’de yaşananlar, modern tarihin en korkunç olaylarından biridir.
Toplu katliamlar, kadın ve çocukların köleleştirilmesi, esir alınması…

Ama Êzidîlerin yas tutmaya zamanı olmadı. İntikam alma zamanıydı.
DAİŞ’ten kurtulmak için örgütlendiler; meclislerini, savunma güçlerini ve özyönetim yapılarını kurdular.

Ve sonunda, gerillanın desteğiyle, DAİŞ barbarları Şengal’den sürüldü.
Tawsî Meleğin mekânı yeniden özgürleşti.

Bugün birçok ülke parlamentoları bu soykırımı tanıdı.
Birleşmiş Milletler de öyle.

Ama şimdi şu sorular sorulmalı:

Êzidîlerin acısı nasıl görüldü?
Şengal’in yeniden inşası için hangi hükümet, ne kadar destek verdi?
Şengal’i korumak için hangi silahlar gönderildi?
Bu silahlar neden Şengal’e ulaşmadı?
Özyönetim kurumları tanındı mı, ziyaret edildi mi?
Avrupa büyükelçileri kaç kez Şengal’e gitti?
Geri dönüş için kaç görüşme yapıldı?

Avrupa ülkeleri soykırımı tanıdı ama Şengal’in statüsünü tanımadı.
Bu bir çelişkidir. Çünkü verdikleri mesaj sadece şuydu:
“Bu konuyu önemsiyoruz, gündemimizde, sorumluyuz.”

Ama aynı Avrupa, örneğin Almanya, Êzidîleri sınır dışı ediyor.
Yani aslında Avrupa’nın Şengal Soykırımı’na yaklaşımı ikiyüzlüdür.

Bu durumu gören ve bilen Şengalliler, kurtuluşun ayağa kalkıp kendilerini örgütlemekte
olduğunu fark ettiler ve öyle de yaptılar.

Şengal özgürleştirildi. Ama bu sadece bir kurtuluş değil, bir yeniden doğuşun başlangıcıydı.
Şehir harabeye dönmüştü. Derin yaralar vardı. Toplu mezarlar, yıkılmış evler, paramparça hayatlar.

Fermanın acısından, yıkımın içinden, yeni bir yaşam filizlenmeliydi. Ve öyle de oldu.
Kadınlar örgütlendi, gençler bir araya geldi. Meclisler, komünler, öz savunma güçleri kuruldu.
Êzidî halkı, kendi geleceğini kendi elleriyle şekillendirmeye başladı.

Artık Şengal, kendi ayakları üzerinde duran, kendi kaderini belirleyen bir halkın evidir.
İradesi vardır.
Êzidî halkı sadece hayatta kalmadı.
Direnişiyle yeniden var oldu.

Etiketler: 3 Ağustos Şengal katliamıDirenişÊzidî kadınlarÊzidî katliamıMücadeleSayı 127ŞengalTawsî Melek
Önceki İçerik

Şîrê Qehrê: Çocuklar Kahrın Sütünü İçmeye Devam Ediyor

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Yazarlar
  • Söyleşi
  • Portre
  • Çeviri
  • Jineolojî
  • Ekoloji
  • Kültür-Sanat
  • Dosya
  • Sayılar
  • Podcast

© 2024 Jindergi. Tüm hakları saklıdır.

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

No Result
View All Result
  • Yazarlar
    • Yazarlar
    • Konuk Yazarlar
  • Söyleşi
  • Portre
  • Çeviri
  • Jineolojî
  • Ekoloji
  • Kültür-Sanat
  • Dosya
  • Sayılar
  • Podcast

© 2024 Jindergi. Tüm hakları saklıdır.