Jin Dergi
  • Yazarlar
    • Yazarlar
    • Konuk Yazarlar
  • Söyleşi
  • Portre
  • Çeviri
  • Jineolojî
  • Ekoloji
  • Kültür-Sanat
  • Dosya
  • Sayılar
  • Podcast
No Result
View All Result
Jin Dergi
  • Yazarlar
    • Yazarlar
    • Konuk Yazarlar
  • Söyleşi
  • Portre
  • Çeviri
  • Jineolojî
  • Ekoloji
  • Kültür-Sanat
  • Dosya
  • Sayılar
  • Podcast
No Result
View All Result
Jin Dergi
No Result
View All Result

Şingal’in Kızları: Bir Halkın Kalbinde Kadınlar Var

Aysel Awesta Aysel Awesta
3 Ağustos 2025
Yazı
0
Şingal’in Kızları: Bir Halkın Kalbinde Kadınlar Var
0
SHARES
37
VIEWS
Facebook İle PaylaşTwitter İle Paylaş

74. Ferman bize şunu açıkça gösterdi: Kimse kadınlara özgürlüğü, özgür bir geleceği ya da özgür yaşamı vaat edemez. Kadın bunu ancak kendi içinde ve toplumda yaratarak inşa edebilir. Bu tarihsel deneyim, Êzidî kadınlarının da ekmek ve sudan daha fazla özgün örgütlenmeyi güçlendirmesi gerektiğini ortaya koymuştur. Bu nedenle Êzidî kadınlar, 2014 fermanından sonra, 2015 yılında “Êzidî Kadın Meclisi” adıyla örgütlendi. Êzidî kadınlara ve Êzidî toplumuna yönelik gerçekleştirilen soykırıma bir yanıt olarak örgütlülüklerini inşa ettiler

3 Ağustos 2014’te Êzidîlerin kutsal mekânı Şingal kentinde yaşanan Êzidî soykırımı, insanlık tarihinin en karanlık sayfalarından birini oluşturuyor. Tüm dünyanın gözü önünde, DAIŞ çeteleri Şingal’e yaptığı saldırılarda 2 binin üzerinde Êzidî’yi katletti, yaklaşık 390 bini zorunlu göçe tabi tuttu ve 7 bin Êzidî kadın ile çocuğu kaçırdı. Bu trajik olay, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından 2016 yılında “soykırım” olarak tanındı. Êzidî Soykırımı’nın 11. yılı geride kalırken, faillerin çoğunun yargılanmadığı ve adaletin henüz sağlanmadığı da acı bir gerçek olarak ortada duruyor.

Tarih boyunca Êzidî toplumu, İslamiyet’i kabul etmediği için sistematik saldırılara, zorunlu göçe ve ağır zulme maruz bırakıldı. Êzidîler, tarihsel kaynaklara göre bugüne dek toplam 74 ferman (katliam ve zorla asimilasyon) yaşadı. Osmanlı belgeleri ve bölgesel tarih yazımına göre bu fermaların çoğu, dinî farklılık gerekçesiyle düzenlendi. 74 fermanda, Êzidî inancına ve kültürüne yönelik fiziksel, sembolik ve sistematik saldırılar yapıldı. Sadece bireyler değil, mezarlıklar, ibadet yerleri ve kutsal mekânlar da hedef alındı. Bir halkın sadece canına değil, hafızasına, geçmişine, geleceğine de saldırıldı.

Êzidî inancının kalbi sayılan Laleş Tapınağı da bu saldırılardan nasibini aldı. Defalarca yakıldı, yıkıldı; ama her seferinde küllerinden doğdu. Çünkü bu halkı ayakta tutan şey, inançlarından vazgeçmeyen yüreklerin direnciydi.

Tüm bu saldırıların amacı, Êzidî kimliğini yok etmek ve onları zorla İslamlaştırmaktır. Katliamlarla karşı karşıya kalan birçok Êzidî, hayatta kalmak için İslamiyet’i kabul etmek zorunda kalmıştır. Şingal’de yaşananlar ve daha öncesinde meydana gelen olaylar, Êzidîlerin Müslüman olmadıkları için ne ölülerine ne de dirilerine saygı gösterilmediğini açıkça göstermektedir. Bu saygı, tarih boyunca onlara hiç gösterilmedi.

3 Ağustos 2014’te Koço köyü tamamen yok edildi. Şingal merkezinde, başta Êzidî kutsal mekânları olmak üzere bütün toplumsal değerlere saldırdılar. Sitî Zeynep türbesi ve Êzidî kubbeleri yerle bir edildi. Şingal ve çevresinde şimdiye kadar 80 toplu mezar bulundu. Hâlâ tespit edilmemiş toplu mezarlar ve kimliği belirlenememiş cesetler var.

Tüm bu fermanlar ve soykırım saldırılarından en çok acıyı çeken ve toplumsal değer yargılarını savunan, koruyan kadınlar olmuştur. Êzidî inancında kadın, inancın taşıyıcısı, yaşamın temeli ve kaynağı olarak tanımlanır. Bu nedenle Êzidî geleneğini, dinini ve kültürünü sürdürenler kadınlar olduğundan, 2014 soykırımında en çok Êzidî kadınlar hedef alınmıştır. Çünkü tarih boyunca fermanlara ve zorla asimilasyonlara en çok kadınlar direnmiş; Kürt kültürünün, müziğinin ve sözlü geleneğinin bugüne ulaşmasına en fazla katkıyı onlar sunmuştur.

Êzidî kadınları, sömürgeci devletlerin uyguladığı asimilasyon politikalarına karşı Kürtçenin korunmasında, sözlü edebiyatın ve kültürel hafızanın yaşatılmasında hayati bir rol oynamıştır. Çünkü hayat, duygu, güven ve koruma duygusu annenin etrafında inşa edilmiştir. Kadının toplumsal değeri, ulus-devlet sisteminin yükselişi ve modern medeniyet anlayışının gelişimiyle birlikte giderek azalsa da, tarihe baktığımızda kadınların bütün inançlarda ve toplumlarda özel bir yere sahip olduğu görülür.

Êzidî kadınlarının toplum içindeki yeri ve işlevi çok açık olmasına rağmen, tarih boyunca yaşanan katliamlar, toplumsal dönüşümler ve ataerkil yapıların etkisiyle bu değer zamanla geri plana itilmiştir. Kutsal yaşamın kaynağı olarak görülen kadın, silikleştirilmiş ve iradesi yok sayılmış bir konuma indirgenmiştir. Ancak tüm baskılara rağmen, Êzidî kadın toplumu ayakta tutan en dirençli yapı olmayı sürdürmektedir.

Ancak fermanlara, soykırıma ve sürgünlere rağmen ayakta kalmayı başaran Êzidîlerin tarihinde birçok kadın direnişçi, lider, yazar ve sanatçı da çıkmıştır. Bu kadınlar, özgürlük mücadelesinde ve Kürt kültürünün korunmasında önemli roller oynamışlardır. Êzidîlerin ruhani liderleri olan Mîr’lerin tarihinde önemli bir yere sahip Meyan Xatun, bu direnişin sembollerinden biridir. Yine Eznîna Reşîd, Kürtçenin yasak olduğu, Kürtlerin ağır bir asimilasyon sürecine maruz kaldığı dönemlerde, Erîvan Radyosu’nda yayın yapan ilk kadın spiker olarak “Yêrêvan xeber dide” (Erîvan haber veriyor) sesiyle hafızalara kazınmıştır. Binevş Agal –Bêrîvan– ise sadece Êzidîlerin direniş tarihinde değil, Kürdistan özgürlük mücadelesinin tarihinde de ismi hep anılacak bir kadın olmuştur.

74. Ferman bize şunu açıkça gösterdi: Kimse kadınlara özgürlüğü, özgür bir geleceği ya da özgür yaşamı vaat edemez. Kadın bunu ancak kendi içinde ve toplumda yaratarak inşa edebilir. Bu tarihsel deneyim, Êzidî kadınlarının da ekmek ve sudan daha fazla özgün örgütlenmeyi güçlendirmesi gerektiğini ortaya koymuştur. Bu nedenle Êzidî kadınlar, 2014 fermanından sonra, 2015 yılında “Êzidî Kadın Meclisi” adıyla örgütlendi. Êzidî kadınlara ve Êzidî toplumuna yönelik gerçekleştirilen soykırıma bir yanıt olarak örgütlülüklerini inşa ettiler. Kadınların bir güç hâline gelmesi, kendilerini fermanlardan ve saldırılardan koruyabilmesi için çalışmalarını büyüttüler.

Bu örgütlü mücadele, 2016 yılında bir kongreyle yeni bir aşamaya taşındı ve Êzidî Özgür Kadın Hareketi (TAJÊ) kuruldu. TAJÊ, sadece bir kadın örgütü değil, aynı zamanda Êzidî kadınların kendilerini savunma, var olma ve yeniden inşa sürecinde öncü bir güç olarak ortaya çıktı. Bugün Êzidî kadınlar, yaşamın her alanında – toplumsal örgütlenme, eğitim, kültür, savunma ve siyaset gibi birçok cephede – çalışmalarını sürdürmektedir.

Sayın Öcalan, Êzidî toplumuna ve Şingal halkına barış sürecine aktif katılım çağrısı yapmış; aynı zamanda direniş alanlarında yer alma ve demokratik örgütlülüğü güçlendirme çağrısında bulunmuştur. Şu sözleriyle bu süreci özetlemiştir: “Özgürlük, Ortadoğu halkları için zorunludur. Fermanların ve talanın sona ermesi mücadeleyle mümkün olacaktır.”

Bu çağrı, Êzidî kadınlarının örgütlü direnişini, hakikatiyle yüzleşmesini ve geleceği inşa etme çabasını daha da büyütmüştür. Sonuç olarak; Êzidî kadınlar, tarih boyunca inançlarına, kültürlerine, dillerine, topraklarına ve en çok da kendi bedenlerine yöneltilen saldırılara karşı onurlu bir direnişin sembolü olmuşlardır. Onlar sadece bir toplumu ayakta tutan değil, bir halkın varoluşunu yeniden inşa eden özne hâline gelmişlerdir. Fermanlara rağmen, soykırımlara rağmen, sürgünlere rağmen… Ayaktalar, direniyorlar, yeniden kuruyorlar…

Etiketler: 3 Ağustos Şengal katliamıDAİŞDirenişÊzidî kadınlarÊzidî katliamıEzidilikIŞİDMücadeleÖzgürlükSayı 127Şengal katliamı
Önceki İçerik

Şîrê Qehrê: Çocuklar Kahrın Sütünü İçmeye Devam Ediyor

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Yazarlar
  • Söyleşi
  • Portre
  • Çeviri
  • Jineolojî
  • Ekoloji
  • Kültür-Sanat
  • Dosya
  • Sayılar
  • Podcast

© 2024 Jindergi. Tüm hakları saklıdır.

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

No Result
View All Result
  • Yazarlar
    • Yazarlar
    • Konuk Yazarlar
  • Söyleşi
  • Portre
  • Çeviri
  • Jineolojî
  • Ekoloji
  • Kültür-Sanat
  • Dosya
  • Sayılar
  • Podcast

© 2024 Jindergi. Tüm hakları saklıdır.