Çalışanların kabusu haline gelen kod 29, başta kadınlar olmak üzere emekçilerin ensesinde “Demokles’in kılıcı" gibi sallandırılıyor. Kadınların yoğunluklu istihdam edildiği hizmet sektöründe yüzbinlerce kadın, birçok hakkın gasp edilmesi ile karşı karşıya
Pandemi sürecinde çalışanlar için adalet bitti, hak ihlalleri devrede. Ağır bedel ödüyor emekçiler; bir yandan işini kaybediyor ve derin bir yoksulluğun pençesindeler, bir yandan da yıllarca emek verdiği işten Kod 29 ile tazminatsız işten atılıyorlar. Kod 29 ile işten atılan işçinin tazminatı başta olmak üzere tüm hakları da işverenin cebine kalıyor. Hakkı olan ancak ödenmeyerek fonda kalan işsizlik maaşının da kimin cebinde kalacağı malum.
Bilindiği üzere pandemi sürecinde Cumhurbaşkanlığı kararıyla işten çıkarma yasaklandı. Ancak bu durumda da patronların 'imdadına' kod 29 yetişiyor. Kod 29 ile işçi, “genel ahlak kuralları”na uymadığı gerekçesi ile ya da iş ve hizmet sözleşmesinin sona ermesi ve çalıştığı işin sona ermesi gibi sebeplerden işten çıkarılabiliyor.
Bu kodla işten çıkartılan işçi kıdem ve ihbar tazminatı alamıyor. Yetmiyor işsizlik fonundan da faydalanamıyor, o da yetmiyor SGK işçinin siciline “genel ahlak ve iyi niyet kuralları” uymama suçlamasıyla çıkarıldığını not düşünce iş bulma olanağı da imkânsızlaşıyor.
İşçi açlıkla boğuşurken, fırsatçı işverenler de kod 29'un keyfini çıkarıyor. Hak arayan sendikaya üye olan işçi patır patır işten atılıyor. Mahkeme kararlarına da yansıyan birkaç örnek bunu doğrulayacaktır;
Her gün birkaç kez aradığımız o çağrı merkezlerinde çoğu kadın, yüzbinlerce genç çalışıyor. O çağrı merkezlerinin birinde, Temmuz 2020'de 28 işçi işten çıkartma yasağına rağmen, kod 29 fırsatından yararlanılarak işten çıkarıldı. İçlerinden bir işçi hukuksal mücadelesi sonucu, mahkeme kararıyla işe iade davasını kazandı. Çünkü işveren yasağa rağmen işçiyi işten çıkarmış ve kod 29'u uygulamamıştı. İşe başlatılan işçi bir süre sonra bu kez kod 29 ile işten çıkarıldı. İşçiyi müşteri verilerini paylaşmakla yani “genel ahlak iyi niyet kurallarını” ihlal etmekle suçladılar. Hukuksal mücadelesi hala devam eden işçi, bu esnada önemli bir uyarıda bulundu: "4 yıldır çalıştığım iş yerinde toplamda sadece bende bin beş yüz kişinin veri/bilgileri var, çalışanların toplam sayısı üç bindir, her birinin verilerini toplarsak milyonlarca kişi verisine tekabül eder. Burada dikkat çekilen nokta ise bu çağrı şirketlerinin müşterilerin verilerini kötü niyetli kullanması mümkün ve suçu da çalışanlara atıp müşteri bilgilerini paylaşıyor."
Çağrı merkezindeki örnek bize şunu gösteriyor ki; hem milyonlarca kişinin olası bilgilerinin paylaşımıyla bir mağduriyet söz konusu hem de burada çalışan 3 bin kadın/erkek emekçinin emeği ve geleceği risk altında.
Kamuoyuna yansıyan kod 29 kurbanı kadınların hikâyesinde görüleceği üzere ise kadınlar yine çalışma yaşamından toplama kampı evlere hapsedilecek gibi görülüyor. Antalya'da bir gayrimenkul şirketinde çalışırken iki ay maaş ödemesi yapılmayan bir kadın işçi istifa ediyor. Kötü niyetli davranan işveren istifayı dikkate almıyor ve “genel ahlak ve iyi niyet kuralı"na uymadığı gerekçesiyle işçinin kod 29'dan işine son veriyor.
Bursa Merkez belediyesinin taşeron şirketinde 16 yıl çalışan bir başka kadın emekçi ise boş bir çikolata kutusunu habersiz aldığı için kod 29'dan işine son veriliyor. BİM mağazalar zincirinde 10 yıl sorumlu olarak çalışan kadın işçi de hamile kalınca doktor kontrolü için ara ara izin alıyor. Bu izinleri dert eden işveren kadın çalışanın kullandığı kasanın 262 TL açık verdiğini iddia ederek kadın işçiyi kod 29'dan işten çıkarıyor.
Çalışanların kabusu haline gelen kod 29, başta kadınlar olmak üzere emekçilerin ensesinde “Demokles’in kılıcı" gibi sallandırılıyor. Kadınların yoğunluklu istihdam edildiği hizmet sektöründe yüzbinlerce kadın tazminat hakları başta olmak üzere birçok hakkın gasp edilmesi ile karşı karşıya.
Ayrıca SGK kayıtlarına işlenecek kod 29, her iş başvurusunda karşılarına çıkacak, iş bulma olanakları ya çok zorlaşacak ya da hiç iş bulamayacaklar. “Genel ahlak kuralları"na uymadığı gerekçesi ile işten çıkarılan işçi toplum tarafından da sorgulanacak ve çeşitli şiddet biçimlerine maruz kalacaklar. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğini de derinleştiren, kadın düşmanlığının başka bir yüzü kod 29, çalışan kadınların hayatlarına kara bir gölge düşürüyor.
Son zamanlarda sendikalarda örgütlü olan ve haklarını arayan işçilere karşı kod 29, işverenlerin en büyük silahı olmuş durumda. İşçiler ise bir an önce yasak kalksın istiyorlar.