Jin Dergi
  • Yazarlar
    • Yazarlar
    • Konuk Yazarlar
  • Söyleşi
  • Portre
  • Çeviri
  • Jineolojî
  • Ekoloji
  • Kültür-Sanat
  • Dosya
  • Sayılar
  • Podcast
No Result
View All Result
Jin Dergi
  • Yazarlar
    • Yazarlar
    • Konuk Yazarlar
  • Söyleşi
  • Portre
  • Çeviri
  • Jineolojî
  • Ekoloji
  • Kültür-Sanat
  • Dosya
  • Sayılar
  • Podcast
No Result
View All Result
Jin Dergi
No Result
View All Result

Günümüz Ailesi ve Özgürlük(süzlük) Sorunu

Ayşe Berktay Ayşe Berktay
7 Eylül 2025
Yazı
0
Günümüz Ailesi ve Özgürlük(süzlük) Sorunu
0
SHARES
78
VIEWS
Facebook İle PaylaşTwitter İle Paylaş

“Toplumun birçok sorunu var ama sırttaki hançer kadın köleliğidir ve bu hançeri çıkarmadan hiçbir sorunu çözemezsin.”

Cinsiyetçi, hiyerarşik, iktidarcı, tekelci, insanı ve doğayı sömürme üzerine kurulu, kâr hırsıyla nefes alan, alabildiğine bireyci, farklılıklara hayat hakkı tanımayan tekçi/tekleştirici bir sistemde yaşıyoruz. Irkçı, devletçi, gözünü kırpmadan katliamlar yapan, bazı coğrafyaları ve bazı insanları değersiz alt-varlıklar sayan, onların kitleler halinde açlıktan ölmesini veya göç yollarına düşmesini umursamayan ama toplumun tüm hücrelerine sızmaya, denetlemeye, belirlemeye koşullu bir uygarlık bu. Erkek egemen kapitalist modernite ve ulus-devleti.

Ulus-devletli kapitalist modernite toplumsallıktan alabildiğine uzak, içine kapanmış en eşitsiz, cinsiyetçi ve antidemokratik aile formu olan modern çekirdek aileyi titizlikle oluşturdu. İlkokuldan liseye eğitim programlarına aile hakkında dersler koydu. Coğrafyamızda çekirdek ailenin yanı sıra geleneksel aile de yaygın. Aile; iktidarı, sömürüyü, her türlü hiyerarşiyi mümkün kılan ve yeniden üreten zemin. Erkeğin iktidar alanı, kadınların ve çocukların hapishanesi.

Aile kutsal, değişmez, dokunulmaz. Ve de mahrem ilan edilmiş, özel alan. Komşunda bir sorun olsa müdahale etmeye, yardımcı olmaya çalışman yadırganıyor.

Aile ve ev, kadın köleliğinin nedeni değil, zemini. O köleliğin her gün tekrar tekrar yeniden üretildiği, doğallaştırıldığı, pekiştirildiği ilişkiler sistemi, mekân. İtaatkâr bireyler yetiştiren sistemin önemli bir öğesi.

Köle varsa bir de efendi olmalı, efendi kim? Erkek.

Köleliğin kaynağı ne? Cinsiyetçilik, kadının mülkleştirilmesi, emeğinin değersizleştirilmesi, rolünün erkeğe itaat ve hizmet, erkeği memnun etme, cinsel arzularına cevap verme, çocuk doğurma, bakım işlerini yapma olarak belirlenmesi. Yani kadın-erkek eşitsizliği, yani erkeğin kendini kadının sahibi olarak görmesi, yani toplumsal cinsiyetçilik ve erkek egemen sistemin iktidarlaştırdığı erkek.

Kadını nesneleştiren, kendine mülk kılan, evin duvarları arkasına kapatılıp yalnızlaştıran ve toplumsal alandan ve üretimden dışlayan erkek, kadın varlığını şekillendirmek için maddi manevi her türlü şiddet uygulama ve öldürme hakkını dahi bu sahiplik ilişkisi üzerinden kurar.

Kadını özgün, ayrı bir kişilik, bir özgür irade, kendi emeği, bedeni, cinselliği üzerinde söz ve karar hakkı olan bir insan olarak görüp saygı göstermez. Tahakkümünün bir nesnesi, bir zevk aracı, soyunu sürdürmek için çocuk doğuracak bir makine olarak görür.   

Toplumun sırtındaki hançer olan kadın köleliği en belirgin şekilde ailede üretilir ve yeniden üretilir. En önemli sorunlardan biri de kölelik dediğimiz bu hali içselleştiren, doğal karşılayan kadınlar ve çocukların varlığıdır.   

Bu köle-efendi ilişkisi aşılmadan, kadını ve dahi erkeği tüketen, yaratıcı enerjisini, özgürlük enerjisini yok eden bu sorunsal, bu yarılma giderilmeden başka hiçbir sorunla uğraşacak mecal kalmaz. Çünkü bu kadını ve toplumu inisiyatifsiz kılar, çözüm gücü olmasını engeller. Aile içindeki kölelik, o köleliğin yaratıp kalıcılaştırdığı kişilik ve çözümsüzlük aşılmadan başka sorunlarda adım atmak zordur.     

Peki bu aşma nasıl olabilir? Mümkün müdür? Mümkündür; ama insanların yalnız başlarına yapabileceği bir iş değildir. Kollektif bir şekilde, diğer kadınlarla konuşarak, okuyarak, dinleyerek, tartışarak, dayanışarak, mücadele ve örgütle üstesinden gelinir. Tekil çabalarla ancak kendi ailelerimiz içindeki ilişkileri bir miktar demokratikleştirebilir, bir eşit ilişki düzeyi geliştirebilir, biraz özgürlük alanı açabilir, toplumsallıktan kopmamaya özen gösterebilir, kendimizi ve erkeği, yaşadıklarımızı anlamlandırma ve zihniyet değişikliği yapma çabasına girebiliriz. Ret ve kabullerimizi netleştirebilir, anlamlı bir yaşam için, erkeği ve erkekle ilişkimizi dönüştürmek için emek harcayabiliriz.

Ancak kadın köleliği bazı kişilerde görülen bir “yanlış” değil, aileden başlayıp yaşamın her alanında karşımıza dikilen sistemsel bir sorun. Aile içinde doğallaştırıp alıştığımız kişiliğimize kattığımız bu karakter, yaşamın her alanındaki erkeklerle ve iktidarlarla ilişkimizde kendini itaatkarlıkla, hakkını savunamama, tahakküme boyun eğme, inisiyatifsizlik, özgüven eksikliği gibi şekillerde gösterir.

Dolayısıyla Kürt kadın hareketi, değişim ve dönüşüm sağlamak için kölece yaşama karşı; sistemli, örgütlü, ısrarlı karşı duruşla birlikte alternatif bir yaşam biçimi ortaya koyuyor: Özgür Eş Yaşam – Farklılıklarıyla Eşit Özgür Birlikte Yaşam.

Etiketler: AileCinsiyetçilikErkeklikKadın haklarıKadın Mücadelesikölelikkutsal aileÖzgür Eş YaşamSayı 132sömürüUlus devlet
Önceki İçerik

Barış Süreci ve Kadınlar

Sonraki İçerik

‘Aile Arabuluculuğu’ ve Diyanet’in İbretlik Fetvaları

Sonraki İçerik
‘Aile Arabuluculuğu’ ve Diyanet’in İbretlik Fetvaları

‘Aile Arabuluculuğu’ ve Diyanet’in İbretlik Fetvaları

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Yazarlar
  • Söyleşi
  • Portre
  • Çeviri
  • Jineolojî
  • Ekoloji
  • Kültür-Sanat
  • Dosya
  • Sayılar
  • Podcast

© 2024 Jindergi. Tüm hakları saklıdır.

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

No Result
View All Result
  • Yazarlar
    • Yazarlar
    • Konuk Yazarlar
  • Söyleşi
  • Portre
  • Çeviri
  • Jineolojî
  • Ekoloji
  • Kültür-Sanat
  • Dosya
  • Sayılar
  • Podcast

© 2024 Jindergi. Tüm hakları saklıdır.