30 Temmuz 1971'in yağmurlu sabahında özgürlük zamanı gelmişti artık. Kadınlar üç grup halinde tünellerden geçtiler...
1910 grevi kadınların ve işçilerin toplumsal hareketini temsil etmesi açısından tarihte önemli yer tutuyor... Sol-sosyalist güçlerin etkisi pek bilinmiyor ama bir yansıma olduğu kabul ediliyor. Tabii ki daha önemlisi, bunun ilk kadın grevi olması
Her şey onların başının altından çıktı: Veracruz genelevlerinde çalışan kadınlar… Pencerelerden kızıl bayraklar ve “Grevdeyim ve kira ödemiyorum” yazılı pankartlar sarkıtılmıştı... En çok öne çıkan da bir militan olan Maria Luisa Marin'di
"Beni döverek bedenimi aşağılamak istiyorsanız, bunu yapmanız gereksiz; o zaten yok edilecek. Ama ruhumu öldürmek istiyorsan, seninki boş bir iş; beni asla evcilleştirmeyeceksiniz"
Büyük bir hayat yaşadı o. Ağır travmaları da gördü, muazzam mücadeleleri de ama hiç uslanmadı, hiç hizaya girmedi. Uslanmaz bir anarşist, uzlaşmaz bir işçi önderi ve kadın… Yeteri kadar ‘tehlike’ arz ediyordu!
Onun asıl kahramanlığı küçük, kaskatı bir Boşnak kasabasından dağların özgürlük ateşlerine uzanan bir hayatı kendi elleriyle inşa etmesiydi. Hiç kolay değildi bu ve işte o yüzden, tam da kendi öz-savaşını kazanmışken yitip gitmesi erkendi