Kürt özgürlük hareketinin siyasal etkinliğinin genişlemesi ve Kuzey ve Doğu Suriye’de inşa edilen özerklik ile birlikte çözüm sürecine zorlanan AKP devleti, 2013 Haziranı’ndaki Gezi İsyanı ile birlikte, devlete hâkim olma hayallerinin ezilenlerin direnişine çarpacağını gördü
'Barışın muhatabı kim midir, kimler midir, sahiden birileri midir yoksa zihniyet midir, yoksa aslında o zihniyeti 70 küsur yıllık yaşam pratiğiyle temsil eden midir? Bu soruların hepsi zihinde canlılığını koruyadursun…'
Egemenler teslim alamadıkları toplumları kadın bedeni üzerinden yürüttükleri politikalarla teslim almaya çalışmıştır. En temel araç ise tecavüz. Tarihten bu yana egemen kolonyalist, sömürmek ve köleleştirmek istedikleri toplumlara karşı, tecavüzü bir 'soykırım silahı' olarak kullanmıştır.
Bu coğrafyada ahlaki, politik toplumun inşasına dayalı mücadele, yüzbinlerce canın, sürgününe, işkenceden geçirilmesine, toprağından, kültüründen, kimliğinden belleğinden ve tüm aidiyetlerinden koparılmasına mal olsa da onurlu yaşamın barışını geliştirmeye değerdir…