Jin Dergi
  • Yazarlar
    • Yazarlar
    • Konuk Yazarlar
  • Söyleşi
  • Portre
  • Çeviri
  • Jineolojî
  • Ekoloji
  • Kültür-Sanat
  • Dosya
  • Sayılar
  • Podcast
No Result
View All Result
Jin Dergi
  • Yazarlar
    • Yazarlar
    • Konuk Yazarlar
  • Söyleşi
  • Portre
  • Çeviri
  • Jineolojî
  • Ekoloji
  • Kültür-Sanat
  • Dosya
  • Sayılar
  • Podcast
No Result
View All Result
Jin Dergi
No Result
View All Result

Çocuk İstismarı Artışının Anatomisi

Sevinç Koçak Sevinç Koçak
27 Temmuz 2025
Yazı
0
Çocuk İstismarı Artışının Anatomisi
0
SHARES
119
VIEWS
Facebook İle PaylaşTwitter İle Paylaş

Bu yıl (2025) Aile Yılı ilan edildiğine göre, çocuk istismarının aile içindeki durumuna da bakmakta fayda var. Adli kayıtlara göre, çocuk istismarı faillerinin %90’ı çocuğun tanıdığı, %40’a yakını da aileden biri oluyor. Faillerin cinsiyeti %95 oranında erkeklerden oluşuyor. Bu bilgiyle birlikte Aile Yılı’nın ilanı bize; boşanmaların zorlaştırılarak kadınların ve çocukların şiddet failleriyle yaşamak zorunda bırakıldığı, çocukların değil “kutsal ailenin” korunduğu bir politik tercihe işaret ediyor

Türkiye’de çocuklara yönelik suçların oranı her geçen gün artıyor. Çocuk istismarı vakaları karşısında verilen tepkiler, çoğu zaman toplumun vicdani refleksleriyle sınırlı kalıyor. Medyaya yansıyan her yeni istismar haberi kısa süreli bir infial yaratıyor; ancak bu öfke, yapısal ve sürdürülebilir bir değişim iradesine dönüşemeden sönümleniyor. Her bir dava yalnızca bir suçun değil; aynı zamanda mahkemelerde alınan kararların, uygulanan politikaların, toplumsal yapının bir aynasını oluşturuyor. Ve bu aynadaki tablodan; çocukların değil faillerin güçlendirildiği bir iklim yansıyor.

Çocuklara yönelik cinsel istismar suçu, hem görünürlüğü düşük hem de cezasızlığı yüksek suçlardan biri olarak karşımızda duruyor. Görünürlüğü düşük çünkü çocuğa inanmamak, toplumsal ahlâk, aile içinde saklamak, görmezden gelmek ya da yargıya güvenmemek gibi nedenlerle önemli bir kısmı yargıya taşınamıyor. Yargıya taşınabilenler de büyük ölçüde cezasızlıkla sonuçlanıyor.

2024 yılı Adalet İstatistiklerine göre;[1] 2024 yılında çocuğa karşı işlenen cinsel istismar suçundan 34 bin 989 şüpheliye 38 bin 639 yeni soruşturma dosyası açıldı. Açılan dosyaların %35‘i “kovuşturmaya yer yoktur” kararıyla mahkemeye bile götürülmeden savcılık tarafından kapatıldı. Yargılama aşamasına taşınabilenlerin %42,3’ünde mahkeme faili beraat ettirdi. Yani bu verilere göre, çocuklar cinsel istismara maruz bırakıldığında adli kurumlara yapılan başvuruların %62,4’ü cezasızlıkla sonuçlanıyor. Önceki yıldan devredenlerle birlikte toplam 63.306 dosya bulunuyor ve bu dosyalar 67.507 şüpheliyi kapsıyor. 

Cezasızlık, yalnızca adli kararlarla sınırlı bir sorun değil. Aynı zamanda bir toplumsal güven ve adalet sorunu. Failin sosyal statüsü, cinsiyeti, mesleği ya da aidiyetleri çoğu zaman yargı sürecini doğrudan etkileyebiliyor. Siyasetle ya da bürokrasiyle ilişkili sanıkların korunduğu ya da sürecin geciktirildiği durumlar artık istisna değil, yaygın pratik hâline gelmiş durumda. Her bir cezasızlık kararı, gelecekte işlenecek suçların zeminini hazırlıyor.

Mahkemeler Çocukları Değil Failleri Koruyor

Yargı süreçlerinde çocuğun davranışları, dış görünüşü ya da beyanları üzerinden “rıza” üretmeye çalışan yaklaşımlar bu tabloyu daha da ağırlaştırıyor ve çocukların ikinci kez istismar edildiği bu sorgulamalar faillerin lehine işletiliyor. Basına yansıyan birkaç davaya bakmak bile, bu durumun vahametini anlamaya yetiyor:

İstanbul’da 4 yetişkin erkek tarafından 16 yaşındaki bir kız çocuğunun cinsel istismara maruz bırakıldığı davada iddianame 1 yılda hazırlandı, tutuklama olmadı,  mahkeme “Çocuk büyük gösteriyor, yaşını bilmiyorlardı” diyerek beraat kararı verdi.[2](2023 – 2025)

Diyarbakır’da MHP eski Diyarbakır İl Başkanı’nın 16 yaşında bir oğlan çocuğunu cinsel istismara maruz bırakması üzerine açılan davada tutuklama olmadı, mahkeme “İstismar olsa bile çocuğun rızası var” diyerek beraat kararı verdi.[3] (2022)

Şırnak Valiliği’ne bağlı bir polis tarafından 15 yaşındaki depremzede bir kız çocuğunun cinsel istismara maruz bıraktığı beyanıyla açılan dava 2 yıldır sonuçlanmadı, dava sürecinde tutukluluk talebi her seferinde reddedildi.[4] (2023 – sonuçlanmadı)

Kocaeli’de 7 yaşında bir kız çocuğunun cinsel istismara maruz bırakıldığı davada; “sanığın suçu işledikten sonra yargılama süresince göstermiş olduğu olumlu tutum ve davranışları” lehine takdir indirim sebebi kabul edildi, “cezanın sanığın geleceği üzerindeki olası etkileri” de gözetilerek “iyi hal indirimi” uygulanıp fail serbest bırakıldı.[5] (2016)

Sayısı kolaylıkla çoğaltılabilecek yargılama örneklerinde, çocukların beyanı yeterince ciddiye alınmıyor, ifadeleri tekrar tekrar sorgulanıyor, delil yetersizliği bahanesiyle dosyalar kapatılıyor. Devletin cezasızlık politikası failin korunmaya alındığı, hatta cesaretlendirildiği bir meşruiyet alanı açıyor.

Muhafazakârlaşma ve Dinî Söylemler Çocuk İstismarını Artırıyor

Son yıllarda toplumsal yaşamın her alanında gözlemlenen muhafazakârlaşma, çocukların haklarına yönelik politikaları ve kamusal yaklaşımları da derinden etkiliyor. Bu sürecin bir sonucu olarak çocukların birey olarak görülmesi yerine, aile yapısının ve “manevi değerlerin” bir uzantısı gibi ele alındığı anlayış güçleniyor. Özellikle dini referanslarla kurulan bu bakış, çocukların maruz kaldığı istismarın üzerinin örtülmesini kolaylaştırıyor.

Çocuk istismarına karşı devletin sorumluluğu, yalnızca hukuki düzenlemeleri değil, bu düzenlemelerin nasıl uygulandığını da kapsıyor. Ancak çocuklara karşı işlenen herhangi bir suçun failinin tarikat, cemaat ya da hükümet bağlantısı olması durumunda konu “çok hassas” olduğu için soruşturmalar kapatılıyor, deliller karartılıyor, failler aklanıyor. Bu durum, çocuk istismarına karşı sıfır tolerans ilkesinin yerini, failin dini ya da siyasi kimliğine göre değişkenlik gösteren bir cezasızlık rejimine bırakıyor.

Toplumsal cinsiyet rollerinin derinleştirilmek istendiği bu iklimde, kız çocukların evlilik yoluyla istismarı olağanlaştırılmak isteniyor, oğlan çocuklara yönelik istismar suçu görünmez hale getiriliyor.

TÜİK’in 2024 yılı Doğum Oranları İstatistiklerine göre[6]; 2024 yılında 15 yaşından küçük 122 kız çocuğu, 15-17 yaş arasında 5.952 kız çocuğu, 2001-2024 yılları arasında toplam 590.317 kız çocuğu doğum yaptı.

Bu yıl (2025) Aile Yılı ilan edildiğine göre, çocuk istismarının aile içindeki durumuna da bakmakta fayda var. Adli kayıtlara göre çocuk istismarı faillerinin % 90’ı çocuğun tanıdığı, %40’a yakını da aileden biri oluyor. Faillerin cinsiyeti % 95 oranında erkeklerden oluşuyor. Bu bilgiyle birlikte Aile Yılı’nın ilanı bize; boşanmaların zorlaştırılarak kadınların ve çocukların şiddet failleriyle yaşamak zorunda bırakıldığı, çocukların değil “kutsal ailenin” korunduğu bir politik tercihe işaret ediyor.

Peki Ne Yapmalı?

İstanbul Sözleşmesi’nin temel ilkeleri çocuklara karşı işlenen suçlar için de geçerli: Önleme, koruma, etkin soruşturma, cezalandırma, şiddeti ortadan kaldıracak politikalar üreterek yaygınlaştırma.

Önce çocukları duymakla başlamak gerekiyor. Çocuklar susmuyorlar. İstismara maruz bırakıldıklarında doğrudan anlatamadıkları durumlarda bile dolaylı yollarla anlatıyorlar.

Çocukların kolaylıkla ulaşabilecekleri yerel ve yaygın başvuru mekanizmaları oluşturulmalı. Bu mekanizmaları nasıl kullanabilecekleri konusunda çocuklar bilgilendirilmeli.

Çocukları güçlendirmek için cinsel sağlık ve bedensel söz hakkı eğitimleri verilmeli. Bu eğitimlerin içerikleri bağımsız uzmanlar ve çocuk hakları savunucuları ile birlikte oluşturulmalı. 

Çocuğa karşı işlenen suçlarda etkin soruşturma ve cezai yaptırım süreci hızlı bir biçimde işletilmeli ve kısa sürede sonuçlandırılma. Faillerin ya da kurumların “itibarı” değil, çocuğun üstün yararı gözetilmeli. 

İstismara maruz bırakılan çocukların psikososyal destek sürecini de içeren acil, etkili, ücretsiz sağlık hizmetleri sunulmalı.

Çocuklarla temas halinde olan tüm meslek gruplarına (öğretmen, polis, hâkim, sağlık personeli…) çocuk hakları, çocuk odaklı yaklaşım, çocukların bedensel söz hakkı eğitimleri verilmeli ve bu eğitimler periyodik olarak tekrarlanmalı.

Yargı, çocuğa karşı istismar suçu işleyen her türlü kişi, kurum ve yapılarla ilgili cezasızlık politikasına derhal son vermeli ve çocuğun cinsel istismarının yolunu açan, failleri güçlendirerek çocukları savunmasız bırakan yasal dayanakları ortadan kaldıracak gerekli düzenlemeleri acilen yapmalı. Bu düzenlemelere mutlaka bağımsız uzmanlar (çocuk hakları savunucuları, psikologlar, sosyal hizmet uzmanları, hukukçular) ve çocuk hakları alanında çalışan sivil toplum örgütleri de dâhil edilmeli.

Çocuk haklarıyla ilgili her meselede öncelikli olarak Türkiye’nin imzacı olduğu BM Çocuk Hakları Sözleşmesi, Çocukların Cinsel Suistimal ve Cinsel İstismara Karşı Korunmasına İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi (LANZAROTE), BM Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW) her seferinde referans alınmalı. Çocuklar için önemli bir koruyucu/önleyici belge olan İstanbul Sözleşmesi’ne de acilen geri dönülmeli.

Bu sözleşmelerde ve iç hukukta da yer alığı gibi 18 yaş altındaki her birey çocuktur. Ve bugünlerde çocukların işledikleri suçlar üzerinden gündeme getirilen çocukluk yaşı, tartışmaya açılamaz.

Çocukların güvende olduğu, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ortadan kaldırıldığı, ayrımcılığın olmadığı, sınıfsız, barışçıl, çoğulcu bir toplum için çocuk hakları hareketini büyütmek de hepimizin sorumluluğu.


[1] “ADALET İSTATİSTİKLERİ Justice Statistics 2024”, Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü, 24 Temmuz 2025, https://adlisicil.adalet.gov.tr/Resimler/SayfaDokuman/7042025092455Adalet_%C4%B0statistikleri_2024%20T%C3%BCrk%C3%A7e_Ingilizce.pdf

[2] “İstismar Davasında Skandal Beraat”, BirGün, 24 Temmuz 2025, https://www.birgun.net/haber/istismar-davasinda-skandal-beraat-karari-640550.

[3] “MHP’li Kayaalp’in Beraat Gerekçesi: ‘İstismar Olsa Bile Çocuğun Rızası Var’”, Artı Gerçek, 24 Temmuz 2025, https://artigercek.com/guncel/mhpli-kayaalpin-beraat-gerekcesi-istismar-olsa-bile-cocugun-rizasi-var-231818h.

[4] “Çocuğa Cinsel İstismar Sanığı Polis Tutuksuz Yargılanıyor”, Artı Gerçek, 24 Temmuz 2025, https://artigercek.com/guncel/cocuga-cinsel-istismar-sanigi-polis-tutuksuz-yargilaniyor-cezasizlik-endisesi-tasiyoruz-332708h.

[5] “Çocuğa cinsel istismar sanığı “iyi hal indirimi” ile tahliye edildi”, Evrensel, 24 Temmuz 2025, https://www.evrensel.net/haber/562961/bu-hafta-disari-cikarken-dikkat-40-derecenin-uzerine-cikacak-iller-aciklandi.

[6] TÜİK, “Doğum İstatistikleri 2024”, Erişim Tarihi 24.07.2025, https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Dogum-Istatistikleri-2024-54196#:~:text=Kaba%20do%C4%9Fum%20h%C4%B1z%C4%B1%20binde%2011,y%C4%B1l%C4%B1nda%2011%2C0%20do%C4%9Fum%20d%C3%BC%C5%9Ft%C3%BC.

Etiketler: Çocukçocuk cinayetleriÇocuk haklarıÇocuk hakları sözleşmesiÇocuk istismarıÇocukların Yaşam HakkıSayı 126
Önceki İçerik

Demir Eridi, İrade Kaldı: 11 Temmuz

Sonraki İçerik

Şîrê Qehrê: Çocuklar Kahrın Sütünü İçmeye Devam Ediyor

Sonraki İçerik
Şîrê Qehrê: Çocuklar Kahrın Sütünü İçmeye Devam Ediyor

Şîrê Qehrê: Çocuklar Kahrın Sütünü İçmeye Devam Ediyor

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Yazarlar
  • Söyleşi
  • Portre
  • Çeviri
  • Jineolojî
  • Ekoloji
  • Kültür-Sanat
  • Dosya
  • Sayılar
  • Podcast

© 2024 Jindergi. Tüm hakları saklıdır.

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

No Result
View All Result
  • Yazarlar
    • Yazarlar
    • Konuk Yazarlar
  • Söyleşi
  • Portre
  • Çeviri
  • Jineolojî
  • Ekoloji
  • Kültür-Sanat
  • Dosya
  • Sayılar
  • Podcast

© 2024 Jindergi. Tüm hakları saklıdır.