Jin Dergi
  • Yazarlar
    • Yazarlar
    • Konuk Yazarlar
  • Söyleşi
  • Portre
  • Çeviri
  • Jineolojî
  • Ekoloji
  • Kültür-Sanat
  • Dosya
  • Sayılar
  • Podcast
No Result
View All Result
Jin Dergi
  • Yazarlar
    • Yazarlar
    • Konuk Yazarlar
  • Söyleşi
  • Portre
  • Çeviri
  • Jineolojî
  • Ekoloji
  • Kültür-Sanat
  • Dosya
  • Sayılar
  • Podcast
No Result
View All Result
Jin Dergi
No Result
View All Result

Roboski Katliamı ve Hafızada Kalanlar: Dinmeyen Yas

Nuray Özdoğan Nuray Özdoğan
21 Aralık 2025
Yazı
0
Roboski Katliamı ve Hafızada Kalanlar: Dinmeyen Yas
0
SHARES
4
VIEWS
Facebook İle PaylaşTwitter İle Paylaş

28 Kasım 2011…

Katliam mağdurları ve Kürt toplumu için bitmeyen yaslardan birisidir Roboski katliamı.

Açılım sürecinin başında her yerde çatışmasızlık hakim iken, Türk Silahlı Kuvvetleri

Şırnak (Qıleban), Uludere (Bujeh) ilçesinde 34 Roboski köylüsünü defalarca bombalayarak toplu şekilde katletti.

Kürt halkı çok katliam gördü, büyük haksızlıklar gördü ve büyük bedeller ödedi. Yanı sıra, barış hedefli yürüttüğü mücadeleden de asla vazgeçmedi. Roboski katliamının acısı da yası da büyük.

Her zaman geçtikleri yollardan, askerlerin de köylülerin de gayet iyi bildiği güzergahlardan, önlerine ‘’sınır ‘’diye çizilmiş topraklarından geçerek, satmak için mal almaya gittiler. Geçim için, yaşamak için yaptıkları işle, kendi topraklarında ‘’kaçakçı’’ oldular. 28 Kasım gecesi, dönüş yolunda üzerlerine bombalar yağdı. 1 saat boyunca defalarca. İlk saldırıda korkudan birbirlerine sığındılar. 12- 17 yaş aralığında 17 çocuğun da olduğu 34 kişi öldürüldü.

Sağ kurtulan Servet Encü ‘’ Geri dönerken askerler yolumuzu kestiler. Her zaman keserlerdi. Ancak geçmemize izin verirlerdi. Bu kez izin vermediler. Bizi sınırda beklettiler.

En son da üzerimize bomba yağdırdılar. Yaşları 10 ile 20 arasında değişen ve içlerinde öğrencilerin de olduğu 37 kişi 50, 60 veya 100-TL için bu işi yaparken vuruldular.

Ölenlerden Selam ENCÜ mühendislik okuyordu. Şivan 15, Orhan 10, Mehmet 11 yaşındaydı. Orada PKK’li (örgüt mensubu) kimse yoktu. [1]

Kumpasa düşürülerek katledildiklerini düşündüler. Neye gittiklerini ne zaman ne için gittiklerini devlet biliyordu, asker biliyordu. Tam da görüşmelerin başladığı, 2013 çözüm süreci arifesinde.

İddia ettikleri gibi bir terör saldırısı olsa dakikasında ‘’ şu kadar terörist etkisiz hale getirildi’’ haberini tek ağızdan basına verecek olan TSK, saatlerce açıklama yapmadı. Asker postalının sesine hassasiyeti yüksek olan Türkiye basını da sessizliğe gömüldü. Ki o sırada köylüler, kar kış içinde yakınlarını kurtarmak için canhıraş katliam bölgesine gitti. Köylüler de, katırlarda yanmış vaziyette idi. Devlet tarafından tek bir kurtarma ekibi tek bir ambulans dahi gönderilmedi. Daha sonraki açıklamalar, ‘’güvenlik riski olduğu için yardım gönderilemedi’’ şeklinde yapıldı. 2015-2016 sokağa çıkma yasakları döneminde, çocuk ve gençlerin de olduğu yaralılar için güvenlik riski denilerek yardım gönderilmemiş, yaralı şekilde ölmeleri beklenmişti. Ertesi gün ise ‘’Terörist sandık ondan öldürdük. İçinde teröristler vardı ondan öldürdük. Silah taşıyorlardı, Kaçakçılık yapıyorlardı’’ ve benzeri birçok yalan söylendi. Basın bildiği halde katliamı duyurmadı, devlet izin verene kadar suskun kaldı. Yazmaya konuşmaya başladıklarında ise ‘’ kaçakçıydılar’’ ‘’aralarında teröristler varmış’’ ‘’ silah taşıyorlardı’’ şeklinde manşetler attılar. Öyle açık ve acımasız bir sivil katliamdı ki, meşruluk zemini savaşın ideolojik araçları ile arandı.

Türkiye tarihinde Kürtlere, devrimcilere, ezilenlere yönelik gerçekleştirilen katliamlarda, adalet mekanizması ya hiç çalışmadı veya tersten sorumluları aklamaya yönelik çalıştı. Suç işleyenlerin yargılanmadığı, cezalandırılmadığı hallerde hafızanın nasıl işlediği, oluştuğu hayati önemde.

Olayın hafızada yer etme şeklini şemalını, güç sahiplerinin olaya yaklaşımı ile mağdurların ve katliamın hedefi toplumsal kesimlerin hesap sorma biçimleri belirler. Hakikat ve adalet talebini içeren süreçler hafızayı oluşturabilir.

Sorumluların cezalandırılması için samimi bir çaba sarf edilmediğinde, özür dilenmediğinde, katledildikleri kabul edilmediğinde o yas derinleşir, derinleştikçe toplumun kalbinde gittikçe keskinleşen bir bıçağa döner. Katliam sonrası soruşturma başlatıldı. Bu soruşturma devam ederken ve henüz hiçbir sorumlu ifade vermemiş iken, katliamdan sağ kurtulan Davut, Servet veHacı Encü, Gülyazı Alay Komutanlığı’ndan aranarak ifadeye çağrıldı. “Pasaport kanununa muhalefet”, “sınırı yasadışı yollarla ihlal etme” ve “ülkeye sınırdan kaçak mal sokma” suçlamaları yöneltildi.  Katliamı hatırlatan her şey baskılanmaya yok edilmeye çalışıldı. Tanıklıklar gibi. Ailelerin kurduğu Roboski için Adalet Yeryüzü İçin Barış Derneği (Roboski -Der) kapatıldı. Roboski için yapılan anıt kayyım kararı ile kaldırıldı. Anmalar suç sayıldı. Hayatta kalanlar ve aileler sürekli bir baskı ve şiddete maruz kaldılar. [1]          

Katliam gerçekleştiğinde ‘’gerekirse özür dileriz ‘’ diyen Başbakan Erdoğan, Roboski katliamını gündemde tutmaya çalışanların “terör örgütü ve uzantıları” olduğunu, mağdurlara yasaların öngördüğünden fazla tazminat ödediklerini ve hukuki sürecin devam ettiğini söyledi.[2]

Katletmenin maliyetini maddi olarak hesap etmek devlet geleneğidir. Komisyonlar kurulur, ölüm başı 3 kuruş tazminat hesaplanır, kabul etmeyenlere, sonu soruşturmama kararları ile bitecek uzun bir yargı süreci gösterilir

TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde Uludere Alt Komisyonu oluşturuldu. Komisyon yaklaşık 15 ay süren çalışmalarını Mart 2013’te tamamladı. Komisyonun hazırladığı 84 sayfalık raporda, sadece İHA görüntülerine dayanarak kimlik tespiti yapmanın mümkün olmadığı belirtildi. “Olayın kasten yapıldığına yönelik herhangi bir delil elde edilememiştir” denildi. Rapor, üç muhalefet oyuna karşı beş AKP’li üyenin oylarıyla kabul edildi. Uludere için BDP ve CHP’nin verdikleri araştırma önergeleri de reddedildi. [3]

Meclis komisyonunda hazırlanan rapor üyelere okutturulduktan sonra gizlilik gerekçesi ile el konulup örneği dahi verilmedi.

Komisyon üyesi Ertuğrul Kürkçü’nün muhalefet şerhinde [1];

Soruşturma işlemleri askeri yargı tarafından yürütüldü. Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı ise, Türk Silahlı Kuvvetleri personeli olan beş şüpheli hakkında başlattığı soruşturmada kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi.

Soruşturmada, askeri savcıya ifade veren Albay Aygün Eker’in ,“Roboski’de sınırı geçen grubun kaçakçı olduğunu üstlerine bildirdiklerini ama dikkate alınmadığını söylediği” ortaya çıktı. [1]

Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesi de 11.06.2024 tarihinde itirazları reddederek soruşturmayı kesin olarak kapattı.

Mağdurlar için geriye tek yol kalmıştı, Anayasa Mahkemesine başvurmak. Anayasa Mahkemesi ise başvuruya dair mahkemece talep edilen eksiklikler giderilmediği gerekçesi ile ‘’red ‘’kararı verdi.[2]

AYM’nin 24.02.2016 tarihli kararında 5 kişiden 1 kişinin muhalefet şerhi vardı. Üyelerden Osman Alifeyyaz PAKSÜT; 34 kişinin kamu gücü tarafından yanarak ve parçalanarak ölümüne sebebiyet verildiği olayda son inceleme yeri olan Anayasa Mahkemesi’nin, şekil şartlarını esnek yorumlaması gerektiğini belirterek mahkemenin red kararına katılmamıştır.

Meclise verilen araştırma önergesi tartışmalarında dahi iktidar temsilcileri bu katliam olmamış gibi, adını dahi anmadan konunun etrafından dolanmıştır. Adeta Roboski demek dahi suç olmuştur. Bu katliamları, sesle sözle sanatla yazıyla anma girişimlerinin cezalandırılmasındaki amaç kamusal hafızada yer etmesini önlemeye çalışmaktır.

Çalışmak zorunda olan, eve ekmek getirmek zorunda olan 17 çocuk bombalanarak öldürüldü, yer yerinden oynamadı yine. Sorumluları açığa çıkaracak kadar geniş bir tepki oluşmadı. Katledildiğini anlatmak ve hatırlatmak günün sonunda Kürde düştü. 

Unutmama unutturmamaya dair verilen mücadeleler, hakikat ve adalet mücadelesi katliamcı politikaların önünde duvar olacaktır.


[1] https://www.agos.com.tr/tr/yazi/2-ordu-istihbarat-baskani-kacakci-olduklarini-soyledik-yine-de-bombaladilar-10606

[2] https://kararlarbilgibankasi.anayasa.gov.tr/BB/2014/11864

[1] https://www.halklarindemokratikkongresi.net/uludere-alt-komisyon-raporu-ile-ilgili-muhalefet-serhi/346

[1] https://bianet.org/haber/sag-kurtulanlara-sorusturma-135483

[2] https://bianet.org/haber/roboski-yi-teror-orgutu-ve-uzantilari-gundemde-tutuyor-138609

[3] Chrome extension://efaidnbmnnnibpcajpcglclefindmkaj/https://www.tbmm.gov.tr/Files/Komisyonlar/insanHaklari/docs/2013/raporlar/uludere_inceleme_raporu.pdf


[1] STK’ların inceleme raporu https://www.ihd.org.tr/roboski-katliami-raporu-03-ocak-2012259/

Etiketler: EncüKatliamMücadeleRoboskiRoboski katliamıSayı 147
Önceki İçerik

Katliamların Gölgesinde Yeşeren Barış Umudu

Sonraki İçerik

47. Yılında Maraş Katliamı ve Kadınlar

Sonraki İçerik
Çizer: Bartu

Ölüler Adına Konuşulabilir Mi? Irkçılık, Soykırım, Özür ve Bağışlama…[1]

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Yazarlar
  • Söyleşi
  • Portre
  • Çeviri
  • Jineolojî
  • Ekoloji
  • Kültür-Sanat
  • Dosya
  • Sayılar
  • Podcast

© 2024 Jindergi. Tüm hakları saklıdır.

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

No Result
View All Result
  • Yazarlar
    • Yazarlar
    • Konuk Yazarlar
  • Söyleşi
  • Portre
  • Çeviri
  • Jineolojî
  • Ekoloji
  • Kültür-Sanat
  • Dosya
  • Sayılar
  • Podcast

© 2024 Jindergi. Tüm hakları saklıdır.