Jin Dergi
  • Yazarlar
    • Yazarlar
    • Konuk Yazarlar
  • Söyleşi
  • Portre
  • Çeviri
  • Jineolojî
  • Ekoloji
  • Kültür-Sanat
  • Dosya
  • Sayılar
  • Podcast
No Result
View All Result
Jin Dergi
  • Yazarlar
    • Yazarlar
    • Konuk Yazarlar
  • Söyleşi
  • Portre
  • Çeviri
  • Jineolojî
  • Ekoloji
  • Kültür-Sanat
  • Dosya
  • Sayılar
  • Podcast
No Result
View All Result
Jin Dergi
No Result
View All Result

Özgürlük Çağrısına Cevap

Gülbahar Alpsoy Gülbahar Alpsoy
28 Aralık 2025
Yazı
0
Özgürlük Çağrısına Cevap
0
SHARES
17
VIEWS
Facebook İle PaylaşTwitter İle Paylaş

Kastik katil yapı ve zihniyetinin ruhsal ve bedensel olarak kadını ve komünal yaşamı alaşağı edişi bilinse de bu kastik yapıyı daha doğru yerden anlamak mücadele yöntemlerini de buna göre belirlemek esas gündemimiz olmaya devam edecek. Kürt kadın hareketi ciddi bir güçtür

Özgürlük umudunun demokratik toplum ve barış çağrısı ile büyüdüğü bir süreç içerisindeyiz. Özgürlüğün, umudun ötesine geçerek gerçekleşmesi bu çağrıya en güçlü şekilde verilecek cevap ile mümkündür.

Bu yılın bizler için en önemli boyutu derinleştirilmiş İmralı tecridinde Abdullah Öcalan’ın Kürt Özgür Kadın Hareketi başta olmak üzere halklar ile buluşan mesajı ve sesi oldu diyebiliriz. Yıllar sonra bir haber almak, en önemlisi de sesini duymak sadece bir mesaj değil, özgürlük umudunun can bulmasıdır. Özellikle Ortadoğu’da savaşların derinleştiği bir süreçte, barış ve çözüm gücünün toplumla buluşmuş olması daha da anlamlı ve değerli olmuştur.

Üçüncü Dünya Savaşı’nın özellikle Orta Doğu’da yürütülmesi ve bu savaşların doğurduğu acılar halklar açısından büyük bir karanlığa, umutsuzluğa neden oldu. Özellikle bu savaşlarda yıkılan yok edilen sadece kentler, evler olmadı. Aynı zamanda yıkılan hayaller oldu, geleceğe dönük umutlar barut ve kan kokusuyla yok oldu. Kadınların emeği ile yaratılan yaşamlar bu savaşlarda yıkıldı ve insanlık büyük zararlar gördü, ağır imtihanlardan geçti. Hayatta kalan kadınlar kaçırılıyor, tecavüze uğruyor, satılıyor, katlediliyor. Yaşamlar ile birlikte umutlarda bir enkaza dönüşüyor. Egemenler toplumu düşürmeye, biat ettirmeye, yozlaştırmak için elinden gelen her türlü politikayı uyguluyorlar.

Yaşanan savaşların hangi coğrafyada olduğunun hiçbir önemi yok. Savaş, egemenlerin beslendiği mazlumların ise tüketildiği bir talandır. Çünkü sermaye eksenli büyüyen Kapitalizm en çok da savaşlardan beslenir. Elde edemediği her şeyi zor ve şiddet ile elde eder. Bu anlamda Öcalan’ın demokratik çözüm manifestosu savaşların yaydığı karanlığa doğan bir ışıktır. Demokratik toplum ve barış çağrısı tüm insanlığa komünal yaşam çağrısıdır. Bu çağrının kısa süre içerisinden dalga dalga yayılması özgürlüğe olan ihtiyaçtır. Bu anlamda kadınlar için 2025 yılı barışın ve özgürlüğün en çok ifade edildiği bir yıl oldu.

TJA 2025 yılının ilk ayında çok güçlü bir konferans gerçekleştirdi. Bu konferans egemen sistemin toplum üzerinde yürütmüş olduğu özel politikalar ile açığa çıkan sorunları ele aldı. Her gün derinleşerek devam eden kadın katliamı, çocuk istismarı-tecavüz ve ölümleri, yine gençler üzerinde yürütülen özel savaş politikaları sonucu geliştirilen fuhuş ve uyuşturucunun, toplumda yarattığı kırım politikasını ele aldı. Kadın üzerinde ideolojik politik yürütülen şiddete kadınların öfkesi büyüktü, bu anlamda örgütlülük de bu öfkeye denk olmalı tutumu netti. Elbet tüm bu tespitlerle beraber örgütlü güç yaşanan kırıma denk bir düzey kazanmalı ve kurtuluş esas amaç olarak ele alınmalı. En büyük savunma örgütlülüktür dedik, örgütlü değilsek; köleliğe, ölüme mahkum oluruz. Konferansın “demokratik ekolojik kadın özgürlükçü paradigma” perspektifi ile ilerlemesi tam da bu politikalara mahkum olmadığımızı ifade etmiştir. Konferanstan komün anlayışı ile toplumsal yeniden inşa, daha güçlü örgütlenme kararlaşmasıyla çıkıldı diyebiliriz.

Bugün önemini koruyan gündemlerimizden biri de özel savaş politikalarıdır. En inceltilmiş haliyle kadınlar, gençler ve toplum üzerinde yürütülen bu politika, zamana yayılmış yozlaştırma ve çürütme politikasıdır. O kadar inceltilmiş bir şekilde yürütülmektedir ki, nasıl yaşaması gerektiğini bilmediğin ahlaki politik anlayıştan uzak kaldığın an bu tuzağa düşmek kaçınılmaz olmaktadır. Algı operasyonları ile insanları düşünemez hale getirerek özünden uzaklaştırmaktadırlar. Psikolojik savaş ile kişiyi manevi değerlerinden uzaklaştırma, değersizleştirme anlamsızlaştırma ile zaaflı kişilikler yaratmaktadırlar. Tükenmişlik duygusunu aşıladıkları gençlerin elinde itaat etme kalmaktadır. Mücadelemizin önemli bir boyutu da uyuşturucu ve fuhuş ile tüketilmişlik duygu ve düşüncenin yeniden inşasıdır. Kürt özgür kadın hareketi olarak bu politikalara dönük en çok çözüm tartışmaları yürüttüğümüz bir süreç oldu. Özellikle Kürt gençleri üzerinde bilinçli ve organize bir şekilde yürütülen özel savaş politikalarını deşifre etmek tartışmak farkındalık oluşturmak öz savunma ihtiyacını açığa çıkarmaktadır. Daha önce de belirttiğimiz gibi bu yönlü öz savunmamız bilinç ve örgütlenmedir. Ve elbette örgütlülük ile beraber mücadeledir. Bundan asla vazgeçmeyeceğiz çünkü mücadelemiz; kadınları, erkekleri, çocukları kapitalist toplumun acımasızlığından, öğüten çarklarından çekip çıkarmak içindir ve acildir.

Kadınlar 2025 yılının tümünde alanlarda oldu. Özellikle bilinçlendirme çalışmaları amacı ile eğitimler esas çalışma oldu, mahalle, köy, bahçe, sokak, toplum neredeyse orası bir eğitim tartışma yeri oldu. Yürüyüşleri, eylemleri ile meydanlarda oldular. Reddettikleri kabul etmedikleri tüm politikalara karşı söylenecek sözlerini söylemeye devam ettiler. Diyebiliriz ki 8 Mart’dan, Newroz’a akan kadınların ortak sesi özgürlük oldu.

Türkiye kadın hareketleri, feminist hareket, kadın platformları ile Kürt özgür kadın hareketi olarak ortak zeminlerde buluşmalar oldu. Şiddet politikalarına karşı ortak mücadele yürüttü. Ve Gördük ki birlikte inşa edilen her çatı dıştan gelen her saldırıya kalkan oluyor. Bu anlamda ortak amaçta buluşan tüm kadınlarla birlikte yeni çatıları inşa etmek farklılıkların zenginliği ile aşılmaz bir güç olacaktır. 

Yıl içerisinde gerçekleşen çalıştaylar, konferans ve buluşmalar; fikrimiz, inancımız rengimiz ne olursa olsun kadın kimliği ve toplumsal özgürlüğü ne kadar ihtiyacımız olduğunu ve ortak örgütlülüğün sonuç alıcılığını bizlere gösterdi. Kastik katil yapı ve zihniyetinin ruhsal ve bedensel olarak kadını ve komünal yaşamı alaşağı edişi bilinse de bu kastik yapıyı daha doğru yerden anlamak mücadele yöntemlerini de buna göre belirlemek esas gündemimiz olmaya devam edecek. Kürt kadın hareketi ciddi bir güçtür. Kapsayıcılığı ile dünya kadınları ile buluşma ağlarını artırdıkça daha da güçlü bir sonuca gidecektir. Bu sürecin adı da dalga dalga özgürlük perspektifinde buluşma, bütünleşmedir.

İçinde bulunduğumuz süreç doğru anlaşıldığı taktirde tüm sorunların çözümünü oluşturacak ve alternatif yaşamı yaşanılır kılacak perspektife sahiptir. Demokratik komünler birliği özünde kadın öncülüğünde insanlığın özgür yaşamını sağlar. Ancak birlik ve bütünlükten yana olmayan parçalayıcı egemen güçler bu çözüm yolunu tıkatmak engellemek isteyeceklerdir ki yapmaktadırlar da. Engelleyici güçler her zaman olacaktır ancak önemli olan buna karşı kararlı çözüm mücadelesini yürütmektir.

2026 yılına bu yılın açığa çıkartmış olduğu güç ile daha sonuç alıcı bir giriş yapılacaktır. Abdullah Öcalan’ın manifestosu ışığında hakikat arayışında olmaya devam edeceğiz. Biliyoruz ki toplumsal kurtuluşa bu ışığın gösterdiği yol ile gidilebilir. Kadınlar olarak bu yolu özgürlük tutkusu ile yürümeye devam ederken daha da büyüyeceğiz, genişleyeceğiz. Başka bir zaman değil hemen şimdi diyeceğiz. Yarınları kaybetmemek için özgürlük bugün, zafer bugün diyoruz. En iyi dileklerimle bu yıl tüm ezilenlere, kadınlara, hepimize özgürlük getirsin.

Etiketler: Barış ve Demokratik Toplum Çağrısıdemokratik paradigmaFeminizmKadın DayanışmasıKadın Mücadelesikastik katilKomünKürt kadın mücadelesiÖzgürlüközgürlük çağrısıSayı 148
Önceki İçerik

Kastik Katilin Yapısal Krizine Karşı Örgütlü Kadın Mücadelesi

Sonraki İçerik

Barış Gazeteciliği Kadın Odaklı Olmalı

Sonraki İçerik
2025’te Kadın Mücadelesi: Direniş, Tehdit ve Umut

2025’te Kadın Mücadelesi: Direniş, Tehdit ve Umut

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Yazarlar
  • Söyleşi
  • Portre
  • Çeviri
  • Jineolojî
  • Ekoloji
  • Kültür-Sanat
  • Dosya
  • Sayılar
  • Podcast

© 2024 Jindergi. Tüm hakları saklıdır.

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

No Result
View All Result
  • Yazarlar
    • Yazarlar
    • Konuk Yazarlar
  • Söyleşi
  • Portre
  • Çeviri
  • Jineolojî
  • Ekoloji
  • Kültür-Sanat
  • Dosya
  • Sayılar
  • Podcast

© 2024 Jindergi. Tüm hakları saklıdır.