Dersim halkı gereken kemaleti göstermiş, pir Ana'sına sahip çıkmış, nahak anlayışa karşı direniş gösterip bedelgahını sahiplenmiştir. Ve Aysel Doğan’ı duruşuna yakışır bir şekilde sırlamıştır. Bu da size dert olsun!
Hakikate adanmış bir yaşam Aysel Doğan Ana’ya…
Girdim Nesimî donuna postuma pare çektiler
O donda Mansur’dan Bağdat’a dara çektiler…
O don bu çağda Aysel Doğan şahsında Hakikati haykırdı…
Harde Dewreş’in hakikat yolcusu barış güvercini üstlendiği tarihsel ve toplumsal sorumluluklarını kendine yakışır bir kemalet ile yerine getiren Kürt/Alevi Ana pir hakla hak oldu. Zarifelerden aldığın bayrağı onurunla taşıdın aşk olsun sana ana, aşk olsun!
Tene can, yola ışık olan gerçeğin aşkı ile bu dileklerimizi hakikate sunduk, kabul ola! Dil bizden, nefes Pir Ana’dan ola. Ya Xızır! Sen gerçeksin. Gerçeğin demine HÜ!
Aysel Doğan, özgür yaşamdan yana hak ve hakikat mücadelesinin 17 yıllını zindanlarda geçirdi, ah etmedi duruşundan ödün vermedi.
Kürt /Alevi Dewreş Cemal Ocağı'nın pir Ana’sı, ikinci barış gurubuyla geldi ve gelir gelmez gözaltına alınarak tutuklandı. 10 yıl mahpus yatan Aysel Ana, Dersim Rêya Haq-Hak Yol Alevi Akademisi’ni kurdu. Kendi kültür ve inancı için direnen, kimliğine sahip çıkan mürşit makamında Harde Dewreş’in asi ve direngen ruhuydu o.
Kürt Alevi kadın kimliğini onurluca taşıdı ve yaşamını nemrudi karanlığa karşı cerağ yaptı. Sistemin cansız bedenine dahi tahammül edemediği Aysel Doğan, katledilen pirimiz Seyit Rıza’nın da torunuydu. Her daim Kürt Alevi kimliğe ve Alevi inancına karşı olan; onu yok etmek için tüm gücünü kullanan merkezi iktidar, aynı katliamcı anlayışıyla yoluna devam ediyor.
Bu zulmün ne mantığı ne de vicdanı var! Bir kimliğe, bir tarihe, bir coğrafyaya karşı bu gaddarlığın, bu acımasızlığın sonu hiç gelmedi! Sistemin Kürt coğrafyasının ne ölüsüne ne dirisine tahammülü var! Ormanı içindeki hayvanlarla canlı canlı yakar, ziyaretleri sular altında bırakır, Munzur’a baraj örer.
Aysel Ana’nın bütün bunlara yüreği yanar, yakarır. Neden Munzur’un, Ana Fatma’nın suyunun kuruması üstündeki bu belayı yıkıp atamadığına itiraz eder, yakınır. Ben Munzur’a küstüm! Ana Fatma’nın suyuna küstüm. Kendini bağlayan, boğan bu bendi yıkıp geçemedi. Bu kadar asiyken ve bu kadar direngenken; Dersim’in insanı gibi doğası da direngendir. Çünkü insanla doğası birbirine ikrarladır. Yaşamla ölümün ikrarı gibi börtü böceğin hakkını, kurdun açlığını, yılanın çıplaklığını kendine dert etmiş bir inancın Mürşit’idir. Sistem bunu bildiğinden her ikisiyle de bitmez tükenmez bir şekilde savaşır. Bu yüzden meşe ağacının direngenliğini, derinlere kök salmasını bile kendine dert etmiş meşe ağacını yok edip yerine akasya ağacı dikmek isteyen bu anlayışa karşı Ana, akasya ağacı için hoş gelmiş başım üstüne gelmiş onun da bu topraklarda hakkı var diyecek kadar güzel ve naif bir yüreğe sahipti.
Dünya halklarının özgürlük mücadelesini kendine dert edinen bu direngen kadın, ömrü boyunca barış çığlığını ve sevgiyi, özgürlüğü dilinden hiç düşürmedi. Böylesi direngen bir kadının cenazesine yapılan vahşi saldırı ne ahlakidir ne de vicdanidir! Buna, kendi coğrafyasında ötekileştirilmek, yok sayılmak denir! Batıda ölürüz Ermeni, Alevi Kürt denilerek ölülerimiz gömüldükleri yerden çıkartılırlar! Kendi coğrafyamızda ölürüz, ölümüze hakaret eder, zulüm ederler! Yasımızı tutmamıza bile izin vermezler! Çünkü Aysel Ana'yı çok iyi tanıyorlar cesaretinden korkmaktadırlar! Diliyoruz ki; zulmünüz artsın eksilmesin ki sonunuz çabuk gelsin!
Dersim halkı gereken kemaleti göstermiş, pir Ana'sına sahip çıkmış, nahak anlayışa karşı direniş gösterip bedelgahını sahiplenmiştir. Ve Aysel Doğan’ı duruşuna yakışır bir şekilde sırlamıştır. Bu da size dert olsun! Dersim, isyanların harmanı ve gümüş kapısıdır. Ve Dersim, dört dağ içinde dört ziyarete bakar. Bu Haskar’dır, Ana Fatma’dır, Zel’dir, Buyer’dir! Dersim kadındır; Dersim Ekin Van’dır, Sakine’dir, Zilan’dır, Zarife’dir, Bese’dir ve Aysel Doğan’dır.
Özgür yaşamdan yana hak ve hakikat mücadelesi veren pir Ana'mız, şahsında tüm kadın bedelgahlarımızın çark pervazında devirleri daim olsun! Mekanları yüreklerimizde olacaktır!