Kadına yönelik şiddet Federe Kürdistan’ın en can alıcı aynı zamanda en az konuşulan konusu
Federe Kürdistan Bölgesi, kadınlar için dünyanın en tehlikeli bölgelerinin başında geliyor. Kız çocukları sünnet ediliyor, çocuk yaşta zorla evlendiriliyor, yakılarak katlediliyor… Bölgede kadın sığınma evleri ise yok denilecek kadar az.
Son yıllarda kadın örgütlerinin çabası artsa da erkek egemenlikli yönetim ne kadının varlığını ne de iradesini tanıyor. Kadına yönelik şiddet Federe Kürdistan’ın en can alıcı aynı zamanda en az konuşulan konusu. Buraya dönük çalışma yürüten kadın gazeteciler ve kadın hakları aktivistleri, kadına yönelik şiddetin 1991 yılından sonra daha da arttığını belirtiyor.
Federe Kürdistan, görünüşte modern ama özünde ise kadının ne yaşamı ne de bedeni üzerinde hiç bir söz hakkının olmadığı bir bölge. Bu bölgenin dünyada kadınlar için en tehlike bölgeler arasında yer aldığını okuduğumda çok şaşırmıştım. Çünkü bu durum, özgürlükçü yeni bir yaşamın öncüsü, bütün dünya kadınları için özgürlük umudu olan Kürt kadınların yürüttüğü mücadelenin tam tersi bir durumdu. Neden ve nasıl böylesi bir belirleme yapıldığına biraz daha yakından baktığımda ise bu belirlemenin ne kadar gerçek olduğunu gördüm.
Bu durumun en başat nedeni halen feodal sistemin kadın konusundaki geriliklerini kendinde sürdüren mevcut KDP iktidarı. KDP iktidarı, mutlak bir erkek iktidarı. Kendi varlığını sürdürmek için nasıl ki Kürdistan topraklarını sömürgecilere peşkeş çekiyorsa, aynı şekilde kadının mutlak kölelik statüsünde kalması için de cezasızlık, toplumsal baskı gibi tüm argümanları kullanıyor.
Federe Kürdistan kadınlar açısından nasıl bir yer?
Bu soruyu belki şu örneklerle yanıtlayabiliriz; 13 Nisan günü Xaneqin’e bağlı Diyala’da Hei Remezan bölgesinde 75 yaşındaki bir kadın evinde ölü bulundu. Yaşlı kadının cansız bedeninin kaldırıldığı Xaneqin Hastanesi’ndeki bir güvenlik görevlisi, kafasının IŞİD'in yöntemlerini hatırlatacak bir şekilde bıçak ile kesildiğini, söyledi. Yaşlı kadın torunu tarafından katledilmişti. Bir kaç gün önce ise Germiyan’ın Kelar ilçesine bağlı Rızgari beldesinde 38 yaşındaki Ş.E. isimli kadının cansız bedeni "intihar etti" denilerek hastaneye getirildi. Bu kadının ölüm nedeni hakkında ise bir açıklama yapılmadı. Ondan önce ise Duhok'ta 18 Mart günü; henüz 13 yaşındayken zorla evlendirilen Aliya, evli olduğu erkek tarafından katledildi. Hewlêr'de ise 20 yaşındaki Mariya Sami erkek kardeşi, 21 yaşındaki Şinyar Enver de bir başka erkek tarafından vahşice katledildi. Şinyar Huner isimli genç kadın ise uyuduğu sırada evli olduğu erkek tarafından üzerine neft (sıvı gaz) dökülerek yakıldı. Liste uzun… 2022 yılının ilk 3 ayında resmi verilere göre erkekler 16 kadını katletti. Onlarca şüpheli kadın ölümü vakası da var. Birçok kadın ölümü 'intihar' vakası olarak açıklanıyor.
Tablo oldukça vahim. Her geçen gün artan kadın cinayetleri, intiharları, taciz ve tecavüz olayları ise kamuoyuna yeterince yansımıyor. Var olan yasalar ve sınırlı sayıda kadın kurumunun sürdürdüğü mücadele de kadın katliamının önüne geçmek için yetersiz kalıyor. Araştırma yapılamadığı için de veri bulmak oldukça zor. Ancak resmi veriler bile tablonun vahametini ortaya koymaya yetiyor. Yayınlanan resmi verilere göre; 2021 yılın ilk 9 ayında kadına yönelik 10 bin 625 şiddet vakası yaşandı. 2020 yılının ilk 9 ayına göre ise bu oran yüzde 39-54 aralığında artmış durumda. 2021 yılında 83 katliam, şüpheli ölüm, intihara sürüklenme ve yaralanma vakası kayıtlara geçti. Yine her gün 1 kadın ya kendini yakıyor ya da yakılıyor. Kadınların “kazayla çıkan” yangınlarda can verdikleri ileri sürülüyor, vahşice bıçaklanıyor, uzuvları kesiliyor, ateşli silahlarla vuruluyorlar. Failler ise neredeyse hiç bir zaman yakalanmıyor, gözaltına alınan katiller ise çoğu zaman korunuyor ve serbest kalıyor.
Kadın sünneti ise dile gelmeyen diğer bir şiddet biçimi, Federe Kürdistan'da kadınların %60'ı sünnet ediliyor. Kadın sünneti 2011 yılında yasaklandı ancak halen yaygın bir şekilde uygulanıyor. 2018 yılı araştırmasına göre ise 5 ila 9 yaş arasındaki kız çocukları ve kadınlarda sünnet oranı yüzde 37,5'e düştü. Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu’nun (UNICEF) 2016 yılı verilerine göre, aralarında Endonezya, Federe Kürdistan Bölgesi, Yemen ve 27 Afrika ülkesinin bulunduğu 30 ülkede kadınlarda genital bölgenin sakatlanması sonucu yaklaşık 200 milyon mağdur bulunuyor. Kadınların yaşamını tehdit eden bu uygulama ile yeterince mücadele edilmiyor. Aksine; bu uygulamalar ataerkil, cinsiyetçi KDP yönetimi tarafından cezasızlık ile teşvik ediliyor. Kadına yönelik saldırı bu kadar fazla iken, failleri yargılama, hesap sorma yok denecek kadar az. Birçok vakada ağır tahrik, delil yetersizliği gibi gerekçelerle zanlılar serbest bırakılıyor, hatta bu düzene karşı çıkanlara da yaşam hakkı tanınmıyor.
7 yaşındaki kızı KDP'nin üst düzey yöneticisi Dr. Pirot Ahmad'ın üç koruması tarafından tecavüze maruz bırakılan eski Dêrîn peşmergesi Lokman İsmail, şikayetçi olduğu için ölüm ile tehdit edilmişti.
AKP ile kadın düşmanı politikaları konusunda ortaklaşan KDP'nin yönetimindeki Federe Kürdistan'da tam bir kadın kırımı yaşanıyor. Bu gerçekliği bağımsız gazeteci Niyaz Abdullah'ın 1991 yılından bu yana katledilen kadınların sayısının Halepçe katliamının kurbanlarından az olmadığını sözleri özetliyor…