Deprem anı ve sonrasında oluşan yıkım, süreğen hastalığı ve engelli olan bireylerin sağlık hizmetlerine ve ilaç/tıbbi malzemelere diğer bireylere göre daha güçlükle ulaştı hatta ulaşamayanlar mevcut. Keza bir bardak suya muhtaç kaldığımız günlerdi. Sağlık hizmetlerine ulaşamama engelli bireylerin sağlık düzeylerinin daha da kötüye gitmesine sebep oldu
6 Şubat depremlerinin 1. yılı doldu. Halen artçılar ve depremler devam etmekte. Binlerce insan vefat etti. Binlerce insan yaralandı. Birçok insanımız evsiz kaldı. Ancak depremin etkileri bunlarla sınırlı kalmadı.
Zaten dezavantajlı grup olan engelliler, depremden sonra daha çok savunmasız hale geldi. Yaralanma ve ölüm engellilerde daha çok oldu. Özellikle işitme ve konuşma engelli olan arkadaşlarımız gelen yardımları duyamayıp, kendilerini ifade edemedikleri için kayıplar daha çok oldu
Enkaz altında kalma veya sert cisim düşmesi sebebiyle oluşan crush sendromu, travmalar, yaralanmalardan dolayı birçok kişide de engellilik durumu gelişti. Deprem sonucunda enkazdan çıkarılan ve ampütasyon yapılmak zorunda kalan bireylerde bundan sonraki yaşamlarını engelli olarak devam etmek zorundalar. Bunun ayrı bir travması var. Sağlıklı bireyken engelli birey olmak…
Deprem anı ve sonrasında oluşan yıkım, süreğen hastalığı ve engelli olan bireylerin sağlık hizmetlerine ve ilaç/tıbbi malzemelere diğer bireylere göre daha güçlükle ulaştı hatta ulaşamayanlar mevcut. Keza bir bardak suya muhtaç kaldığımız günlerdi. Sağlık hizmetlerine ulaşamama engelli bireylerin sağlık düzeylerinin daha da kötüye gitmesine sebep oldu. Tedavilerini tamamlayan engelli bireylerin ise bu süreçten sonra desteklenmeleri de çok önemli. Özellikle evleri yıkılan engelli bireyler için çadır/konteynerlar erişebilirlik kriterini maalesef sağlamıyor.
Kadın engelliler özelinde hijyen ve menstrüel ürünlerin dağıtılma şekli kadın arkadaşlarımızın ulaşabilir şekilde yapılmadığı için birilerinin aracılığıyla bu yardımlara ulaşıyorlar. Maalesef yine birilerine muhtaç bırakılıyorlar. Zaten konfor alanları bozuldu. Gerek kalabalık alanlarda yaşadıklarından dolayı gerekse tuvalete bile birinin yardımıyla gittiklerinden dolayı engelli kadınlara istismar riskleri artıyor. Benim şahit olduğum, konteyner kentlerde görüştüğüm engelli kadınlar, tuvalete gitmemek için sıvı tüketimini azaltmışlar. Aslında çok bir şey talep edilmiyor, güvenli ve erişilebilir bir ortam. Ancak depremden bu yana engelli kadınlar bu sorunları yaşıyor. Birçok kadın da kendilerini ifade edemedikleri için bu sorunları geri planda kalıyor. Özellikle bu bir senede engelli bireyleri fazlalık (!) gördükleri için deprem gibi afetlerin ardından toplumsal cinsiyete dayalı şiddet var mı sorusunun cevabının aranmaması, yükseldiği ön kabulü ile önleyici ve koruyucu tedbirlerin alınması gerekmekte.
Erişilebilirlik demişken deprem bölgesinde okullar fiziki olarak uygun değil. Bundan kaynaklı engelli öğrencileri okula gönderemeyen aileler mevcut. Engelli öğrencileri dahil eden kapsayıcı bir program bir an önce şart. Bu konuda daha fazla geç kalınması demek toplum içerisinde okuma yazma bilmeyen engelli bireylerin daha da artması demek
Engelli bireylerde sağlığa ulaşım halen çok güç durumda… Halen ilaç sıkıntısı yaşayan bireylerin olduğunu biliyorum. Özellikle ruh sağlığı sorunları olan arkadaşlarımızın da tedavileri aksadı. Cinsel istismara en fazla maruz kalan kesim de keza ruh sağlığı ve zihinsel engelli arkadaşlarımız. Rehabilitasyon merkezlerinin erişilebilirliğine öncelik verilmesinin en önemli nedenidir aslında. Yani ihtiyaçlarına halen ulaşamayan engelliler mevcut olabilir.
Evet deprem bölgesinde kaynaklara ve iş fırsatlarına engelli kadın ve kız çocukları sınırlı erişebiliyor. Bu da sömürü ve ekonomik istismarı ve buna karşı savunmasızlığı beraber getiriyor.
Maalesef bu süreçte fazlalık olarak görüldüğümüz için bizlere uygulanan fiziksel şiddette artmış durumda. Yüksek sesle ve net bir şekilde engelliler dahil herhangi bir kadına veya kız çocuğuna karşı şiddetin hiçbir türünün bahanesi yok
1 sene oldu… Koskoca bir sene… Halen deprem bölgesinde sorunlar devam ediyor. Üstelik kış mevsimindeyiz. Erişebilirliğimiz bu kadar kısıtlıyken kış mevsimi iyice elimizi kolumuzu bağlıyor. Yaşadığımız zorlukların hepsinin birlikte ele alınması, engelli kadın ve kız çocuklarının karşılaştıkları durumların daha kapsamlı bir şekilde anlaşılması ve haklarını tam olarak kullanabilmelerine daha net çözümler ortaya çıkmasına olanak sağlar. Bizleri destekleyecek adımların atılması hem de bir an önce atılması gerekiyor
Demem o ki deprem bölgesini unutmayın, ancak engelli bireylerin sorunlarını hiç unutmayın…