10 Ekim Ankara Gar Katliamı Davası Avukat Komisyonu, aradan geçen 8 yıla rağmen henüz dosyaya ekletilmeyen deliller olduğu, kamu görevlileri hakkında hiç bir soruşturma taleplerinin karşılanmadığını yineleyip, "8 yıldır ısrarla soruyoruz: Neyi gizliyorsunuz, kimi koruyorsunuz?" diye sordu. Aslında sorunun cevabı iktidar uygulamalarıyla defalarca verildi…
Her büyük acı, bireysel, toplumsal ve mekansal bir hafıza yaratır; bu hafızanın en kimsesiz bi o kadarda dinamik olanı bireysel hafızadır, dışardan normal seyrinde devam eden bir hayat gibi görünüyor olsa da onun belleğinde acının yaşandığı zamanda, mekanda hep canlıdır.
Toplumsal olarak yıl dönümlerinde anılan kayıplar, tanıklar ve kayıp yakınlarının yüreğinde sönmeyen kordur.. İşte o korun binlerce yüreği dağladığı en kara günlerden 10 Ekim 2015' in üzerinden sekiz yıl geçmiş, o gün saatler 10:04'ü gösterdiğinde Ankara karardı, zaman dondu..
AKP kaybedince katliam iklimi oluşturdu
Görece barış ortamının yarattığı demokratik olanaklar sonucunda, 7 Haziran 2015 seçimlerinde halk iradesini, erkek merkezli, gerici, İslamcı, faşist yönetimin tek başına iktidar olmasını engelleyerek göstermişti.
Elbette onca kılıf değiştirme sonucu ve tam olarak emellerine ulaşamamışken iktidarı paylaşmak istemediklerinin mesajını seçimlere iki gün kala HDP Amed mitingine yaptıkları kanlı saldırıyla bildirmelerine rağmen, 'mesajın alınmaması' gerçek yüzlerini göstermeye yetmişti de artmıştı.
Onların istediği halk değil ümmetti ve halkın iradesi yok sayılarak, seçim sonuçları tanınmamıştı, ya onlar tek başına iktidar olacaktı ya da ülke kana bulanacaktı, buyrukları buydu, 'çözüm süreci' adı altında kurguladıkları strateji deşifre olmuştu ve fabrika ayarlarına dönülmüştü.
'Öfkeli çocuklar' sokağa salınmış, Suruç'ta 33 sosyalist gencin Kobanê'yle dayanışma buluşması kana bulanmış, savaşın fitili ateşlenmişti. Kürt illerine yönelik operasyonlar, HDP binalarına yapılan saldırılar artarak devam etmiş, kısmi barış ortamı yerini kaosa bırakmış, insanlar ölüyor, korku iklimi yaratılarak seçim kazanma hesapları yapılıyordu.
Barış isteyenler buluşuyor
Bu gidişe itiraz eden sol, sosyalist demokratik kamuoyu, savaşa karşı barışı savunmak, çatışmalı ortamı sonlandırma çağrısını büyütmek için 10 Ekim 2015 tarihine büyük bir miting organize etti. Ankara'da yapılacak miting için ülkenin dört bir yanından yollara çıkılmış, barışa ses olmanın umuduyla, yollarda dikkatten kaçmayan polis kontrolü olmayışının yarattığı sesiz şüpheler es geçilmiş, (her miting öncesi polisin engellemeye varan kontrolleri bilindiğinden) Gar meydanı dolmaya başlamıştı. Sıcak selamlaşmalar sonrası bir taraftan halaylar kuruluyor, diğer yandan, meydan barış iklimi yaratacak renkleri biriktirmeye devam ediyordu. Bu renkleri karartmak için pusuda bekleyen insanlık düşmanlarının canlı bombalarından habersiz…
Barış çığlığımız boğuldu
Saat 10:04, çekilen iki bomba pimi zamanı dondurdu, hayat durdu, barış çığlığı acı feryatlara dönüştü, can pazarında nefes alanlara yardım etmeye çalışanları durdurmak için devletin kolluk güçleri meydana daldı, (bomba patlatılmış onlar için tehlike geçmişti) şimdi sıra onlardaydı, daha fazla insan ölmeliydi, daha fazla kan, daha fazla zulüm… Bu satırları yazmak çok zor, çünkü o an çok canlı, çok yakıcı.
9 yaşındaki Veysel Atılgan, 71 yaşındaki Barış Annesi Meryem Bulut Batman'dan barışa en çok susayan topraklardan gelmişti. Erol, Tekin, Gazi, Tayfun, İsmail, Serdar, İnşaat İş sendikası yöneticileri, IŞİD'in saldırılarına hedef olmuş Kobanê'nin yeniden inşası için Sağlık ocağı yapacaklardı, 'Emeğin Köprüsü İçin Bir Tuğla da Sen Koy' kampanyaları devam ediyordu… IŞİD'in canlı bombalarıyla yerde yatan bedenleri bugün barışa köprü olmaya devam ediyor, onlarca kadın ve erkek gibi…
8 yılın ardından
Ülkenin dört yanı yasa boğulmuşken, devlet IŞİD'in suç ortaklığına devam ediyordu. Anmalara, mahkeme salonlarına saldırıyor, adil yargılamayı engelliyor ve yakınlarını kaybedenlere 'fail' muamelesi yapıyordu. Duruşma salonlarında mahkeme heyeti önünde IŞİD katilleri ailelere saldırıyordu. Mahkeme salonlarında katliamın nasıl göz göre göre geldiğine, istihbarat bilgilerine rağmen bile isteye engellenmediğine de tanık olmuş olduk. Son duruşma 8 Eylül 2023'te yapıldı, mahkeme heyetinin 3. kez değişmesine tepki gösteren 10 Ekim Ankara Gar Katliamı Davası Avukat Komisyonu, aradan geçen 8 yıla rağmen henüz dosyaya ekletilmeyen deliller olduğu, kamu görevlileri hakkında hiç bir soruşturma taleplerinin karşılanmadığını yineleyip, "8 yıldır ısrarla soruyoruz: Neyi gizliyorsunuz, kimi koruyorsunuz?" diye sordu.
Aslında sorunun cevabı iktidar uygulamalarıyla defalarca verildi, verilmeye devam ediliyor, IŞİD zihniyeti iktidarda, 'ümmet ittifakının' yeni ortağı HÜDA-PAR isteklerini açıkladı: Laik eğitim son bulmalı, kızlar erkekler ayrı okullarda okutulmalı, kadınlara miras hakkı kaldırılmalı, kadınlar sahiplendirilmeli, resmi evlilik yerine imam nikahı uygulanmalı, müftülere nikah yetkisi verilmeli diye uzayıp giden cihadist taleplerin yasalaşması için şiddet, korku, ülke kaynaklarının savaşa aktarılarak giderek artan yoksullaştırma iklimiyle yaratılan fiili OHAL.
8 yılın ardından barış; ekmek gibi, su gibi, hava gibi bir ihtiyaçtır.
Katledilen 104 canın anısına, barış talebi daha yüksek sesle haykırmalı..
#10EkimiUnutmaUnutturma