Avesta ayetlerine (Stenza) baktığımızda burada kadınların toplumda önemli bir yere sahip olduğunu söyleyebiliriz… Fakat zamanla diğer inançların ve toplumların da etkisiyle bu durum değişmiş ve orijinal doktrinden uzaklaşılmış
Zerdüştlük en eski dinlerden biridir ve tek tanrılı dinlere geçiş dini olarak da kabul edilir. Milattan önce 7. yüzyıldan başlayıp halen de günümüzde varlığını sürdürüyor. Mezopotamya, Azerbaycan ve Hindistan’da en çok yayılan ve resmi olan dinlerden biriydi. Müslümanlar, İran ve Mezopotamya’ya girdikten sonra Zerdüşt dinine mensup birçok insan Hindistan’a göç etmek zorunda kaldı. Kalanların büyük bir çoğunluğu da Müslüman oldu.
Zerdüştlüğün ilk ortaya çıktığı yer kesin olarak bilinmese de bu konuda Bakriya, Harezm ve Medya devletinin kurulduğu topraklar işaret ediliyor. Zerdüştlüğün temeli en eski Hint-İrani dinlere kadar uzanıyor. Avesta’nın birçok ayeti Hindistan’ın en eski kutsal metinleri olan Veda’ların öğretilerine çok benziyor. Aynı zamanda Zerdüşt dinindeki kutsal isimler de eski Hint dinlerindeki kutsal isimlere çok benziyor. Ateş ve suyun hem Hint inanç sistemlerinde hem de Zerdüştlükte önemli kutsal varlıklardan olması da benzerliklerden biri. Bu inanç sistemlerinde ve Zerdüştlükte kutsal olan ateş ve su için kurbanlar sunulur, adaklar adanırdı.
Ahura Mazda ve Zerdüşt
Zerdüştlük inancında Ahura Mazda en büyük tanrı olarak kabul edilir. Bazı kutsal ruhlar var ancak bunlar başat tanrı olarak kabul edilmiyor. Bunlar, Ahura Mazda’nın yardımcıları olarak kabul ediliyorlar. Zerdüştlükte böyle 7 kutsal ruh vardır Ahura Mazda’ya yardım eden. Bunlar “Ameşa Spanta”(Cömert Ruhlar) olarak adlandırılır.
Spitama ailesinden Zerdüşt, Zerdüştlük inancının yegane peygamberidir. Yaşadığı tarih kesin bilinmiyor. Anlatılara göre, bu dinin hem peygamberi hem de rahibi olan Zerdüşt’e vahiy 30 yaşındayken geliyor. İnanca göre önce Vohu Manah (İyi akıl), ona göründü Ahura Mazda’nın huzuruna götürdü. Zerdüşt bu görüşmeden sonra Ahura Mazda'ya 'İman etti' ve onun peygamberi oldu.
Zerdüştlükte Kadın
Avesta ayetlerine (Stenza) baktığımızda burada kadınların toplumda önemli bir yere sahip olduğunu söyleyebiliriz. Ahura Mazda ve Zerdüşt, Zerdüştilere seslendiğinde her defasında “ey iyi erkekler ve kadınlar” diyerek seslenir. Hatta bazı Stenzalarda önce kadına seslenir. Avesta uzmanları, Zerdüşt dininden önce hiçbir kutsal kitapta kadınla erkek arasında Avesta’daki gibi bir olumlu bir ilişkiye rastlanmadığını söyler.
Zerdüştlükte kutsal ruhlar ya da meleklerin bazıları erkek, bazıları kadın olarak tasvir edilir. Bu durum kadınların da erkekler kadar önemsendiği şeklinde yorumlanır. Örneğin tanrıça Anahita, Zerdüştlükte büyük bir öneme sahiptir, ülkelerin ve canların koruyucusu olarak görülür, suların bekçisidir. Eğer suyun Zerdüştlükte en önemli kutsal varlıklardan olduğunu düşünürsek bu tanrıçanın konumu da daha iyi anlaşılmış oluruz. Zira “ateş, su ve toprak” bu dinin en önemli üç kutsal öğesidir. Diğer bir önemli tanrıça Dina’dır ki bu da vicdanı temsil eder. Eğer bu inançtaki en önemli öğretinin “iyilik ve doğruluk” olduğunu göz önünde bulundurursak, Dina’nın da ne kadar önemli bir konumda olduğunu görebiliriz.
Avesta’da kadın ve erkeğin yaradılışına dair bilgi yoktur. Sadece “Ahura Mazda insanları, hayvanları ve diğer canlıları yarattı” denir (Vendidad 2/35-38). Ancak yaratılış şekline dair herhangi bir bilgi yer almıyor. Avesta’da ilk olarak kadından buzul bir dönem anlatılırken bahsedilir. Tanrı, Yima Kişhata’ya (Pers destanlarında Mîr Cemşid) “Vara” adında bir yer inşa etmesini ve kadınlar ile erkekleri, hayvanları ve diğer varlıkları orada yerleştirmesini söyler. (Vendîdad 2/1-43).
Toplum ve kadın
Avesta’da kadın yalnızca ev işleriyle uğraşmaz. Toplumda farklı alanlarda sorumluluk sahibidirler. Yasna’nın bazı bölümlerinde peygamber ve Ahura Mazda kadınlara seslenerek onlara kendilerini yetiştirmelerini, bilge insanlar olmalarını ve Zerdüştlük inancını yaymalarını öğütler. “Doğruyu (Zerdüşt doktrini) bilenler, kadınlar ve erkekler, bu doğruları başkalarına da öğretin” (Y. 35/6). Bir kişinin toplumda misyoner olması için en az üç yıl eğitim görmeleri gerekirdi. Kadınlar da bu eğitime dahil olurlar ve Zerdüştlüğün misyoneri olurlardı.
Bunların dışında kadının toplumdaki konumu hakkında bazı ayetler önemli bilgiler sunuyor. Örneğin kadınlar evlenince eşlerini kendileri seçebiliyor. Bu çok önemli bir husus. O dönemlerde medeniyetin beşiği olarak kabul edilen Yunanistan ve birçok Batı bölgelerinde kadınların kendi eşlerini kendileri seçemediği biliniyor. Kadın evlenmeden önce babasının, evlendikten sonra kocasın himayesindeydi. Avesta’dan kadınların daha özgür oldukları anlaşılıyor. Yasna’nın bazı ayetlerinde Zerdüşt’ün küçük kızının evliliğinden bahseder. Ki kadınlarla ilgili ilk ayet Zerdüşt’ün kızıyla ilgili olandır. “Sen eşini seçtiğinde, kendi bilgeliğine başvur. Kendi bilgeliğin ve inancına göre kararını ver” (Y.53/3). Gerçekten de Avesta’nın hiçbir yerinde erkeğin kadından üstün olduğuna dair veya ona hizmet etmesi gerektiğine dair herhangi bir ayet (Stenza) yok. Genel olarak birlikte iyi işler yapın, birbirinize sahip çıkın der. İyi ve doğru olmayı emreder.
Kadın ve ritüeller
Aerpatistan rahiplere ayrılmış bölüm. Bu bölümün tamamı günümüze ulaşmamış ancak hâlihazırda var olan bilgiler kadınlar ve faaliyetleri konusunda bazı bilgiler veriyor. O dönemde insanlar çoğunlukla çiftçilikle uğraşırdı. Kadınlar ve erkekler ancak ritüeller, ibadetler esnasında işlerini bir kenara bırakabilirlerdi. Avesta’nın ilk dönemlerinde kadınlar bu ritüellere görevli olarak katılabiliyordu. Tapınaklarda ateşi (Zerdüştlükte en önemli kutsal simge) korurlardı. “Visperet” bölümünde mevsimsel ayinlerden bahsedilir. Kadınlara ve erkeklere seslenilerek bu ayinlere katılmaları istenir.
Göründüğü gibi ilk zamanlarda kadınlar bu inançta din görevlisi olarak yer alabiliyordu. Toplumda saygın bir yeri vardı. Fakat zamanla diğer inançların ve toplumların da etkisiyle bu durum değişmiş ve orijinal doktrinden uzaklaşılmış. Vendidad'lar bölümünde (Avesta’nın daha sonraki dönemlere ait bölümü) kadınların toplumdaki statüsünün gerilediği görülüyor. Yine de Zerdüştlükte kadın hakları birçok diğer toplumlara göre daha iyi konumdaydı.
Avesta’da kadınlara dair olumsuz en önemli bölümler adet dönemine dair bölümlerdir. Bu bölümlerden anlaşıldığı kadarıyla kadınlar adet dönemindeyken "kirli" kabul edilir ve toplumdan izole edilirdi. Ateşle teması yasaklanırdı.