Jin Dergi
  • Yazarlar
    • Yazarlar
    • Konuk Yazarlar
  • Söyleşi
  • Portre
  • Çeviri
  • Jineolojî
  • Ekoloji
  • Kültür-Sanat
  • Dosya
  • Sayılar
  • Podcast
No Result
View All Result
Jin Dergi
  • Yazarlar
    • Yazarlar
    • Konuk Yazarlar
  • Söyleşi
  • Portre
  • Çeviri
  • Jineolojî
  • Ekoloji
  • Kültür-Sanat
  • Dosya
  • Sayılar
  • Podcast
No Result
View All Result
Jin Dergi
No Result
View All Result

Anadilinde Eğitim Hakkı Sorunu ve Çözümü

Funda Demir Bozkurt Funda Demir Bozkurt
21 Eylül 2025
Yazı
0
Anadilinde Eğitim Hakkı Sorunu ve Çözümü
0
SHARES
161
VIEWS
Facebook İle PaylaşTwitter İle Paylaş

Ludwig Wittgenstein’in, “Dilimin sınırları, dünyamın sınırlarıdır.” tespitinden hareketle dili sınırlanmış bir çocuğun tüm dünyasının sınırlandığını söylemek pek de yanlış olmayacaktır

Eğitim; bireyin bilgi, beceri, değer, tutum ve davranışlarını geliştirmeye yönelik planlı ya da plansız olarak gerçekleşen öğrenme süreci olarak tanımlanır. Felsefi açıdan bakıldığında ise insanı “olması gereken” kişiye dönüştürme süreci olarak anlamlandırılır. Eğitim; tam da bu tanımdan hareketle devletlerin, rejimlerin ideolojik aygıtlarından en önemlisidir. Tarih boyunca var olan tüm devletli sistemler ideolojilerine göre bir toplum inşa etmek için eğitim sistemini kullanmışlardır. Günümüzde yükselişini sürdüren ulus devlet ideolojisi ve kapitalist modernite, toplumun politik inşası ve sermayeye sağlayacağı iş gücü temelinde antidemokratik eğitim sistemlerini güçlendirmiş; tekçi, militarist, cinsiyetçi ve türcü unsurlarla kendini kalıcı kılmayı hedeflemektedir. Türk Eğitim Sistemi de varlığından şimdiye dek bu ideoloji ile yol almış, demokratik, barışçıl, cinsiyet ve tür eşitlikçi, çok kültürlü ve çok dilli eğitim sistemini tehlikeli görüp politize etmiştir.

Ulus devlet inşa süreçlerinde homojen bir toplum yaratma politikalarının, kültürel ve dilsel çeşitlilik ile zenginlik açısından ciddi tehdit ve tehlikelere yol açtığı çok önemli bir gerçekliktir. Bu tehlikenin ortadan kaldırılması ve dilsel zenginliğin korunması ancak anadilinde eğitimle mümkündür. Anadili; bireyin dünyayı anlamlandırdığı, düşünce yapısını geliştirdiği ve kimliğini şekillendirdiği en önemli unsurdur. Anadili, sadece bir iletişim aracı değil; aynı zamanda her bir birey ve dolayısıyla toplum için kimlik, yurt, kültür, hafıza ve çok daha ötesidir. Dolayısıyla anadilinde eğitim, sadece pedagojik bir gereklilikten öte evrensel bir insan hakkı olarak kabul edilmelidir. Halkların tarihsel varlığının, kimliklerinin ve kolektif hafızalarının tanınmasıdır.

Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren Türkiye’deki eğitim sisteminde temel unsur olan “tek”çi ideoloji; çok kültürlü ve çok kimlikli toplumsal yapı üzerinde bir baskı aracına dönüşmüş ve Kürt halkı başta olmak üzere halkların anadilinde eğitim hakkı yok sayılmış, asimilasyon süreçleri bu yönlü işletilmiştir. Bu durum da halklar arası eşitsizliği derinleştirmiş, eşit yurttaşlık talebi ve toplumsal barışın önünde büyük bir engele dönüşmüştür. Anadili ve anadilinde eğitim konusunun kriminalize edilmesi eksik ve yanılgılı bir yaklaşımın eseridir. Anadilinde eğitime temel bir insani hak, pedagojik gereklilik, toplumsal barışın ve eşitliğin gerekliliği, demokratik bir toplum inşasının en önemli ayağı olarak bakmak yerine “güvenlik sorunu” olarak bakmak; sorunu çözümsüz bırakmaktır.

Türkiye’de başta Kürt çocuklar olmak üzere anadili farklı olan çocuklar eğitim hayatlarına başladıkları ilk anda önemli bir bariyerle karşı karşıya kalmaktadır. İlk anda yaşadıkları bu iletişim engeli eğitim yaşamında hem akademik hem de pedagojik onlarca sorunun temeli haline gelmektedir. İlk anlarda bir özgüven sorunu olarak kendini gösteren bu süreç; zamanla çocuğun sessizleşmesine ve görünmez olmasına, aidiyet duygusunu yitirmesine, eğitim ortamına bağlılık duygusunu geliştirememesine doğru ilerler. Ludwig Wittgenstein’in, “Dilimin sınırları, dünyamın sınırlarıdır.” tespitinden hareketle dili sınırlanmış bir çocuğun tüm dünyasının sınırlandığını söylemek pek de yanlış olmayacaktır.

Peki ne olmalıdır?

  • Demokratik toplum inşasının, barışın ve toplumsal entegrasyonun tartışıldığı bu tarihi süreçte anadilinde eğitim hakkı talebi daha yüksek sesle dile getirilmelidir.
  • 1982 Anayasası’nın yerine toplumu bütün dilsel/kültürel çeşitliliği içinde kucaklayacak demokratik bir anayasa hazırlanmalıdır. Yeni Anayasa’nın eğitim ve öğretim hakkına ilişkin bölümü, insan hakları ve temel özgürlükler ile çocuk hakları konularında düzenlenmiş uluslararası belgeler dikkate alınarak hazırlanmalıdır.
  • Eğitim sisteminde, anadilinde eğitime bir güvenlik sorunu olarak yaklaşım tutumundan derhal vazgeçilmeli; temel bir insani hak ve pedagojik gereklilik kabulü sağlanmalıdır.
  • Türkiye’de var olan anadillerine dair bir envanter oluşturulmalıdır. Söz konusu tüm dillerin başta eğitim olmak üzere tüm kamusal alanlarda kullanılması için gerekli yasal ve idari düzenlemeler yapılmalıdır.
  • Okul öncesi eğitimden itibaren eğitimin tüm kademelerinde anadilinde eğitim müfredatı oluşturulmalı, aynı zamanda bu müfredat demokratik, bilimsel, kamusal, cinsiyet ve tür eşitlikçi, ekolojik olmalıdır.
  • Seçmeli iki ders saati içerisine sıkıştırılmış ve “Yaşayan Diller ve Lehçeler” adlandırılmasıyla aslında ölü muamelesi yapılan tüm anadilleri yasal statüye kavuşturulmalıdır.
  • Anadilinde eğitim, herhangi bir iktidarın insafına bırakılmadan bir devlet politikasına dönüştürülmelidir.
  • Üniversitelerde, ülkede kullanılan farklı anadillerine ve kültürlere ilişkin anabilim dalları ve enstitüler kurulmalıdır.

Her çocuğun anadilinde kendini ifade ettiği ve öteki olmadığı bir eğitim sistemi elbette mümkündür. Anadilinde eğitimin mevcut olduğu ve görece demokratik birçok eğitim sisteminde, çocuğun üstün yararı etik bir ilke olarak benimsenmiştir. Türkiye’de de anadilinde eğitim hakkının tanınması, halklar arasında başta eğitim dili olmak üzere birçok alanda eşitliği beraberinde getirecektir.

              Eşit, özgür ve adil bir dünya mümkün.

Etiketler: 4+4+4 eğitim sistemiAnadil ve çocukAnadili ve EğitimEğitimKürtçeSayı 134Sistem
Önceki İçerik

Jin Jiyan Azadî Devrimi Devam Ediyor

Sonraki İçerik

Eğitim Politikaları İle Toplumsal İnşa

Sonraki İçerik
Eğitim Politikaları İle Toplumsal İnşa

Eğitim Politikaları İle Toplumsal İnşa

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Yazarlar
  • Söyleşi
  • Portre
  • Çeviri
  • Jineolojî
  • Ekoloji
  • Kültür-Sanat
  • Dosya
  • Sayılar
  • Podcast

© 2024 Jindergi. Tüm hakları saklıdır.

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

No Result
View All Result
  • Yazarlar
    • Yazarlar
    • Konuk Yazarlar
  • Söyleşi
  • Portre
  • Çeviri
  • Jineolojî
  • Ekoloji
  • Kültür-Sanat
  • Dosya
  • Sayılar
  • Podcast

© 2024 Jindergi. Tüm hakları saklıdır.