Direnişin estetiği 'özgürlüktür' diyoruz çünkü merkezinde insan yoktur. Doğa kadın diyalektiği vardır. Tarihsel bilince kök salmış farklılık ve çeşitlilik vardır. Özne nesne, akıl duygu, erkek, kadın, doğa insan ikilemleri yoktur. Topluma kimliksiz krizli, İdeolojisiz, felsefesiz, bilimsiz, politikasız bir yaşam dayatan yeni uygarlık tanrılarının ideolojileri yoktur
Sadece politik hayatta değil sosyal hayatta da söz kurmak isteyen Diyanet’in bu davaya müdahil olma talebi demokratik toplumsal tüm güçler için şeriat hükümlerince yargıya dahil olma tehlikesi olarak görülmelidir. Bugün buna en büyük tepkiyi kadın hareketleri vermek durumundadır
Toplumsal eylem planı olarak mücadelesi verilen kadına yönelik şiddet, cinsiyet eşitsizliği, çocuk yaşta evlilik, düşük ücretli ve güvencesiz çalışma, anadilde eğitim, kadın yoksulluğu, tecrit gibi sorunların yasal zeminde çözüm gücü olmak sokaklardaki mücadele ile bütünleşirse başarılı olacaktır
Bugün Ortadoğu'da yeni yaşamın felsefesine ve fikrine sahip çıkan kadınlar faşizmin karşısında birleşik cephede buluşuyor... Bu 25 Kasım'da ışığımız, "jin jiyan azadî" olacak
Biz kadınlar 8 Mart’ta direnişin kuşağını bağlarken Newroz'a özgürlük köprüsünden geçeceğiz. Zaman bizler için özgürlük zamanıdır
Kadın ittifakı merkezsiz, esnek, yayılmacı ve bileşenleri çoğulcudur. Birbirinin farklılıklarını gözeten, rekabetçi değil dayanışmacı, temsillere indirgenmeyen bir ilişki biçimini örgütleyerek dayanışmasını örer