Foto:Özge Ergin
'Pazar çöplerinden yemek üreten kadınlar oluyor. Sosyal desteklere genelde kadınlar başvuruyor. Yoksulluğun psikolojik yükünü öncelikle kadınlar taşıyor. Ped kullanmak lüks. Daha ‘fedakâr’ olmak zorunda hissettiklerini anlatıyorlar…'
Özellikle pandemi süreci ile birlikte artan yoksulluk her geçen daha da görünür hale gelirken, cinsiyete göre incelendiğinde ise kadınların yoksulluk riskinin erkeklerden çok daha fazla olduğunu görülüyor.
Birleşmiş Milletler Kadın Birimi’nin Eylül 2020'de yayınladığı rapora göre; koronavirüs salgını dünya genelinde yoksul kadın oranını çarpıcı bir şekilde artıracak ve yoksulluk içinde yaşayan kadınlar ve erkekler arasındaki uçurum da derinleşecek.
Rapor, salgının 96 milyon insanı 2021 yılına kadar aşırı yoksulluğa sürükleyeceğini ortaya koyarken, bu rakamın 47 milyonunu kadınlar ve kız çocuklarının oluşturduğuna dikkat çekiyor. Bu da; aşırı yoksulluk içinde yaşayan kadınların ve kız çocuklarının sayısının 435 milyona çıkması anlamına geliyor. Tahminlere göre bu rakam, 2030 yılına kadar pandemi öncesi seviyelere geri dönemeyecek.
Türkiye'de ise tablo dünya örneklerinden çok da farklı değil, belki de daha vahim; DİSK-Genel-İş'in geçtiğimiz haftalarda yayınladığı "Covid-19 Döneminde Gelir Eşitsizliği ve Yoksulluk" raporuna göre; Türkiye’de kadınların yoksulluk riski yüzde 41 iken, erkeklerin yüzde 38,6. Elbette ki kültürel, sosyal, politik ve ekonomik olarak ayrımcılığa maruz kalan kadınların yoksulluğu tecrübe etme biçimleri de erkeklere göre çok daha derin ve daha yıkıcı.
Koronavirüs salgını döneminde İstanbul’da yoksullarla dayanışma gösteren Derin Yoksulluk Ağı'ndan Şevval Şener ile kadınların derinleşen yoksulluğunu ve bu yoksulluğu deneyimleme biçimlerini konuştuk…
*İlk olarak şunu sormak istiyorum; yoksulluk hepimizin bildiği bir kavram peki derin yoksulluk dediğimiz şey nedir?
Derin yoksulluk açlık sınırının altında kalan ve her gün yaşam mücadelesi veren kişileri kapsıyor, ancak ekonomik göstergelerin yanı sıra bu yoksulluğun sistematik bir ayrımcılık ve eşitsizlik nedeniyle nesilden nesile aktarılması durumunu da vurgulamak için ‘derin yoksulluk’ ifadesini kullanıyoruz.
Kişiler eğitim, sağlık, beslenme ve barınma gibi temel haklarına erişemezken, geleceğe dair de bir güvencesizlik ve umutsuzluk içindeler. Çünkü her gün o günün yaşam mücadelesini veriyorlar. Daha somut haliyle; bir kişinin, örneğin bir kadının her gün o günü nasıl atlatacağını, ne yiyeceğini, hatta bazen nerede uyuyacağını, temiz suyu nereden bulacağını, bebeğin altını değiştirecek bezi, çocuğuna içirecek sütü düşünmesi ve bu düşüncelerin durmaksızın zihninde dolaşması durumu derin yoksulluk.
*Pandemi ile birlikte daha da görünür hale gelen bu derin yoksulluk kadınları nasıl etkiliyor?
Yoksulluk, sistematik ayrımcılık, eşitsizlik ve sosyal dışlanma nedeniyle de kısır bir döngüye dönüşüyor. Ne yazık ki kadınlar bu döngüyü kırmak için daha çok mücadele vermek zorunda kalıyor. Yoksulluk koşullarında yaşayan kadınlar fazlasıyla risk altında.
Destek almadan ya da başkasına bağlı olmadan hayatını idame ettiren kadınlar işini ya da gelirini kaybetme gibi durumlarda çok daha riskli bir noktaya sürükleniyor; beslenememe, güvensiz hissetme, evsiz kalma, çocuklarına bakamama gibi durumlar kadınların tekrar ayakta durma süreçlerini zorlaştırıyor.
Erken evlenme ve çocuk sahibi olma çok yaygın. İçine doğduğu ya da evlendiği aileden bağımsız yani birinin kızı, gelini ya da karısı olmak dışında bireyselliği algılanmayan, çoğunlukla ev içi emek veren, çocuk bakımından sorumlu kadınlarla karşılaşıyoruz. Yani çok boyutlu bir yokluk halinden bahsediyoruz, buna kadının özgürlüğünün yokluğu da dahil.
*Kadınların yoksulluğu algılama ve tecrübe etme biçimleri farklı. Burada temel ayırt edici özellik nedir sizce?
Erkekler gelir getirmek için dışarı çıkmakla, kadınlar ise evde kalıp, içinde yaşadıkları hanenin ihtiyaçlarını gidermekle yükümlü gibi bir algı var. Evin düzenli bir geliri olmasa da düzenli bir şekilde hanedeki insanları beslemekten kadın sorumlu. Market ve pazar çöplerine giderek bir şeyler toplayıp yemek üretmeye çalışan hanede bir başkası değil, kadınlar oluyor. Faturalar ödenemediği zaman görevli kesmeye geldiğinde kadın muhatap oluyor. Çocukların sağlık ve eğitim süreciyle, okuma-yazma bilmese dahi kadınlar tek başlarına ilgilenmeye çalışıyor. Sosyal desteklere de çoğunlukla kadınların başvuru yaptığını görüyoruz. Yani o hayatta kalma ve yoksulluk döngüsünden çıkma mücadelesini kadın tüm hane için/adına tek başına veriyor, tüm bunların psikolojik ve duygusal yükünü de öncelikle kadınlar taşıyor. Bir şekilde günlük işler yapan kadınlar da güvende hissetmese dahi sigortasız ve güvencesiz bir şekilde, düşük ücrete çalışmayı kabul ediyor.
Görüşmelerde kadınlara pandemi ile hayatlarında ne değiştiğini sorduğumuzda; Artık sanki nefes alacak alanları kalmadığını anlatıyorlar. Çalışmasalar dahi evde yalnız kaldıkları zamanlarda sosyalleştiklerini, çeşitli şekillerde kendilerine vakit ayırabildiklerini, ancak pandemi ile birlikte herkesin her an evde olduğunu, zaten fazla olan iş yüklerinin çok arttığını, geçinememenin getirdiği durum ve duygularla en çok onların yüzleştiğini, kendilerini sorumlu tuttuklarını ve daha ‘fedakâr’ olmak zorunda hissettiklerini anlatıyorlar.
Foto: Özge Ergin
*Kadınların yoksulluğu tecrübe etme biçimlerine dair bir örnek anlatabilir misiniz?
Örneğin tehdit nedeni ile resmi olarak boşanamayan ama dört çocuğu ile birlikte eşinden ayrı yaşayan bir kadına destek oluyoruz. Sosyal destek başvuruları evli olduğu ve destek kriterlerini sağlamadığı gerekçesi ile reddediliyor. Çocuklarını komşuya emanet ederek merdiven temizliğine gidiyor, sigortası yok, düzenli geliri yok. Kirada oturuyor, faturaları geliyor. Pandemi ile birlikte temizlik işi de azaldığı için boncuk işi yapıp sokakta onları satmaya çalışıyor. Her ay kira nedeniyle evsiz kalma riski yaşıyor. Kadın okuma yazma bilmiyor, okumak istiyor, fakat bırakın tekrar bir hayat inşa etmeyi, günlük gıda ihtiyaçlarını bile zor karşılıyorlar.
*Barınma önemli bir sorun, kısa vadede çözümü zor…
Pandemi ile birlikte gelirini kaybeden hanelerde en büyük sorunlardan biri evden çıkarılmak. Ama özellikle yalnız ya da çocuklarıyla yaşayan kadınların birbirleriyle dayanışma içinde olduğunu görüyoruz. Evden çıkarılan ya da bu süreçte eşinden ayrılmak isteyen kadınlar birbirine destek oldu, evlerini açtı, olan olmayanla paylaşıyor. Bazen destek olduğumuz kişiler bizi risk altında olan kadın tanıdıklarına yönlendiriyor.
*Salgın süreci ile birlikte pek çok ihtiyaç sahibiyle dayanışma içinde oldunuz. Özellikle kadınlarda öne çıkan ihtiyaçlar nedir?
Biz Derin Yoksulluk Ağı olarak günlük kazancı ile yaşamını idame ettiren (kâğıt toplayan, gündelik temizliğe giden, çiçek satan, seyyar satıcılık, müzisyenlik, garsonluk yapan) kişilere destek gönderiyoruz. Kadınların ihtiyaçları ise çok yönlü ve kendilerine göre çözüm arayışları da var.
Anneler sütünün yeterli gelmediğini, mamayı düzenli alamadıklarını söylüyor. Aynı şekilde bebek bezi de erişilebilir değil. Kadınlar bakkaldan tane ile açık bez almak, eski kumaş parçası ya da poşet bağlamak gibi çözümler geliştiriyor. Ya da çocukları olması gerekenden daha erken bir dönemde bezden ve mamadan kesiyorlar, farklı besin gruplarına alıştırıyorlar. Ped kullanmayı lüks olarak gördüklerini, bazen alıp bazen alamadıklarını, evde kız çocuğu varsa onlara alıp kendilerine eski kumaş parçaları kullandıklarını anlatıyorlar.
Tabi burada haneye gıda desteği dışında kadınlar özellikle psikolojik destek de istiyor. Ev içi stresin ve çatışmanın arttığını, iyi hissetmediklerini anlatıyorlar. Özellikle salgın döneminde kadınlar çocuklarının ve kendi ihtiyaçlarını karşılayamama, yalnız bırakılma, görmezden gelinme, hayat koşullarının daha da zorlaşması gibi nedenlerle umutsuz, depresif ve öfkeli hissettiklerini anlatıyor.
Foto: Özge Ergin
*Belki burada biraz da göçmen kadınlardan söz edebiliriz. Onların durumu nedir?
Zaten zor bulabildikleri işlerde diğer çalışanlarla eş değerde maaş almıyorlar, güvencesiz çalıştırılıyorlar ve başka alternatifleri olmadığı için durumu çaresizce kabul ediyorlar. Sosyal ortamlarda ırkçı ayrımcılığa en çok maruz kalan yine mülteci kadınlar oluyor. Diğer çocukların ayrımcı tavırlarına maruz kalan çocuklarını gören de yine göçmen anneler oluyor.
Özellikle pandemi döneminde birden bire uzaktan eğitime geçiş ile çocukları okula kayıtlı olan göçmen kadınlar, dil sorunu vb. yüzünden diğer veliler gibi çocukların eğitimleriyle ilgili olan bitenden hemen haberdar olmadılar, bu nedenle de daha fazla endişelendiler.
*Kadın yoksulluğuna neden olan önemli etken nedir sizce?
Okul terki ve erken yaşta evlilik kadın yoksulluğuna neden olan önemli faktörlerden, dolayısıyla kadınların istihdama erişiminin önünde de engel olarak karşılarına çıkıyor. Derin yoksulluk koşullarında yaşayan kadınların hayatlarını sürdürmek için yaptığı işler düşük gelir getiriyor, çoğunlukla sigortaları yapılmıyor. Uzun ve düzensiz çalışma saatleri ile karşı karşıya kalıyorlar. Genellikle bakmakla yükümlü oldukları çocuklar oluyor ve bu işleri yapmak için bile çocukları bir yere ya da birisine bırakmadan çalışamıyorlar.
*En son 'acil bir eylem planı' yayınlayarak yerel yönetimler ve kamu kurumlarına 'harekete geçin' çağrısı yaptınız. Kadınlar özelinde neler yapılabilir?
Sosyal desteklerin resmi boşanma olmayan ancak ayrı yaşayan kadınları da kapsaması, sığınma evleri dışında özellikle evsizlik riski yaşayan kadınlara yönelik geçici barınma merkezlerinin yaygınlaştırılması, pedin ücretsiz ve erişilebilir olması, ücretsiz, erişilebilir ve düzenli psikolojik destek, çocuklarını güvenle bırakacakları ücretsiz kreşler, istihdam konusunda evde kendi çabalarıyla ürettikleri ürünlerin bir gelire dönüşmesi, ya da kadınlara istedikleri alanda çalışmak için fırsat tanınması, güçlendirme çalışmaları yapılması, kadınlara yönelik çok yönlü danışma merkezlerinin kurulması ve yaygınlaştırılması gibi sıralayabiliriz.
Ama bize göre en önemlisi; tüm bunlar hak temelli bir bakış açısı ile bürokratik engeller yaratmak yerine engeller ortadan kaldırılarak yapılmalı. Sosyal desteklerde en temel kriter kişilerin insan haklarının ihlal edildiği koşulların ortadan kaldırılması olarak belirlenmeli.
Derin Yoksulluk Ağı’nda dayanışmayı örgütleyen ekibin tamamı kadınlardan oluşuyor.
Derin Yoksulluk Ağı aracılığı ile ihtiyaç sahiplerine destek olmak için:
Gıda ve temel bakım ihtiyaçları desteği, tablet/tv/internet desteği veya imkânlarınız doğrultusunda başka bir destek sağlamak için: https://fonzip.com/acikalandernegi/derin-yoksulluk-agi
Ayrıca derin yoksulluk ve insan hakları alanında izleme ve savunuculuk faaliyetleri için gönüllü olabilir, kaynakça oluşturma sürecine destek verebilir, ağı çevrenizle paylaşabilirsiniz. Destekçi olmak için twitter ya da instragram hesaplarından mesaj atabilir, derinyoksullukagi@gmail.com adresine e-posta yollayabilirsiniz.