Deprem bölgesinde ise hem tuvaletler hem banyolar çok yetersiz. Yeterli su bulmak da her zaman mümkün olmuyor. Tüm bunlar sağlığımızı etkilemektedir. Yetersiz tedavi ve önlemler iyileşmeyi önler ya da sık enfeksiyona yol açar
İdrar yolu enfeksiyonları
Deprem değil önlem almamak öldürür. Ama deprem sonrası yaşam koşullarının sağlığa uygun düzenlenmeyişi de hastalık yapmaya devam ediyor. Tuvalet olmaması nedeniyle özellikle kadınlar olmak üzere pek çok insan afetin ilk günlerinde su içmeyerek idrara çıkma sayısını azaltmaya çalışıyordu. Ama sorun tam çözülebilmiş değil.
Vücudumuz çok iyi çalışan bir organizma. Her gün yemek yoluyla sindirim sistemimize giren gıdalar sindirim aşamasında emilebilecek maddelere parçalanıyorlar. Emilemeyecek nitelikte olan besinler dışkılama yolu ile atılıyor. Ama emilerek kana geçen besinler/maddeler, soluduğumuz hava, vücudumuzun enerjisi, yapı taşı ve yenilenme malzemesi olarak alınıyor, yeni parçalanmalar ve birleşmelerle işleniyor ve ortaya çıkan atıklar da çoğunlukla boşaltım sistemi/üriner sistemde süzülerek idrar olarak atılıyor. Hem dışkılamanın hem de idrarın oluşması ve atılması için su çok önem taşıyor. Vücudumuza zararlı olan maddelerin süzülmesi için vücut günde ortalama 2-3 litre suya ihtiyaç duyuyor. Günde ortalama olarak 800-1200 ml idrar oluşuyor 3-5 defada idrara çıkma ile atılıyor. İdrara çıkmamak için az su içtiğimizde hem dışkı ile atılacak olan hem de idrarla atılacak olan atıklar, vücudumuzda bekliyor, zarar veriyor. Bu atıklar kullandığımız ilaçlar, gıdalarda kullanılan kimyasal maddeler nedeniyle zehirli de olabiliyor; onları da vücudumuzda daha uzun süre tutmuş oluyoruz.
İdrar yolumuz ve idrarımız normalde mikropsuzdur. İdrarın asidik yapısı ve mesanenin tam boşalması nedeniyle mikroplar kolay yerleşemez. Erkeklerde daha çok kan yoluyla gelen mikroplarla idrar yolunda enfeksiyon görülürken kadınlarda daha çok dışarıdan bulaşma yolu ile ve daha çok mesane adı verilen idrar kesesinde görülen enfeksiyonlar ortaya çıkar. 20-50 yaş arasındaki kadınlarda erkeklerden 50 kat fazla görülür. İdrar kesesinden dış idrar deliğine kadar olan üretra adı verilen bölüm kadınlarda kısadır. Bu nedenle mikroplu olan dışkı ve cinsel yolda bulunan mikroplar üretrada ve kolaylıkla ilerleyerek mesanede yerleşir, enfeksiyona yol açar. Az su içmek az idrara çıkmaya yol açtığı için mesaneye ulaşan mikroplar kolayca çoğalır.
Boşaltım sisteminde süzme dolayısıyla idrar böbreklerde yapılır. Böbreklerden üreter adı verilen kanallarla mesaneye gelir. Sonra üretra ile dışa atılır. Üretra enfeksiyonuna üretrit, mesane enfeksiyonuna sistit, böbrek enfeksiyonuna pyelonefrit denir. En çok sistit görülür.
İdrar yolu enfeksiyonunun belirtileri; sık idrara çıkma, idrar yaparken yanma, sık ama az idrar yapma, ağrı, bulanık, kanlı idrar yapma, kötü kokulu idrar yapma, kasık ağrısı, böbrek etkilendi ise kaburganın altında omurga ile birleştiği yerde ağrı, bulantı, kusma, ateş, yorgunluktur. Özellikle ateş varsa nemlidir. Teşhis idrar tahlili ile konur. İdrar kültürü alınabilir. Sık tekrarlayan enfeksiyon varsa zemin hazırlayan yapısal sorun olasılığı araştırılır.
Tedavide bol su içmek önemlidir. Antibiyotik, antiseptik kullanmak, bulantı, kusma kesici ilaçlar kullanılabilir.
Korunmak çok önemlidir. Cinsiyet bölgemizin deri yapısı ve salgıları bizi mikroplara karşı korur. Bu nedenle sık sık sabunla temizlemekten kaçınmalıyız. Her gün yeterli miktarda2-3 litre su içmeliyiz. İdrarımızı tutmamalıyız. Dışkı bulaşmasını önlemek için boşaltım sonrası temizliği önden arkaya doğru yapmalıyız.
Cinsel ilişki öncesi ve sonrasında cinsiyet bölgesini temizlemeli ve cinsel ilişkiden sonra idrar yapmalıyız. Hijyenik pedleri sık değiştirmeliyiz. Pamuklu terletmeyen iç çamaşırı giymeliyiz ve cinsiyet bölgemizi ayağımızı sıcak tutmalıyız.
Evin dışında ne yazık ki yeterli, temiz tuvalet bulmak zor. Bazı bölgelerde neredeyse hiç yok. Deprem bölgesinde ise hem tuvaletler hem banyolar çok yetersiz. Yeterli su bulmak da her zaman mümkün olmuyor. Tüm bunlar sağlığımızı etkilemektedir. Yetersiz tedavi ve önlemler iyileşmeyi önler ya da sık enfeksiyona yol açar. İyileşmeyen hastalıklar mikrobun mesaneden yukarıya doğru çıkmasına böbreklerde de enfeksiyon gelişmesine yol açar. Böbreklerde gelişen pyelonefrit de böbrek dokusunu bozabilir ve böbreğin işlevinin bozulmasına yol açabilir. Bu nedenle hem önlemleri almalı, hem de hastalık ortaya çıktığında tedavi olmalıyız.
Sağlıklı güvenli günler hepimize.