bizim bugün, “emperyalizme karşı olmak, kendi ülkesinin emperyalist politikalarına da karşı çıkmaktır”, “iktidarın kürtlere açtığı savaşa karşı çıkmadan iktidara karşı çıkılmaz” diyen bir barış hareketine ihtiyacımız var...
Bundan sonra Sözleşme’yi yeniden kazanmak için verilecek mücadelenin politik yönelimlerini belirlemek için son bir yılın, feminizm içinden bir tartışma ile ele alınması gerektiği de aşikâr
Önümüzde Kürtleri bekleyen tehlike büyük, birlik olmasak katliamlar daha da çoğalır. Bu saldırıların ilk hedefi ise Şengal ve Efrîn'de yaşadığımız gibi Kürt kadınları olacaktır...
"Beni döverek bedenimi aşağılamak istiyorsanız, bunu yapmanız gereksiz; o zaten yok edilecek. Ama ruhumu öldürmek istiyorsan, seninki boş bir iş; beni asla evcilleştirmeyeceksiniz"
Yıl 2011, İstanbul Sözleşmesi'ni imzalamış, partinizde kadına seçilme kontenjanını artırmış; O tarihteki seçimde tam tamına %49,8 oyun %54,3'nü kadınlardan almıştınız, o günden beri iktidarın tadını çıkarıyorsunuz... Şimdi ne olacak?
Ahi’liğin en önemli kulvarıdır terzilik ve piri de terzi İdris’tir… Önüne ne konursa o kumaşı yatırır masasına… Masası onun sahnesidir…