Tarih 9 Ocak 2013, Diyarbakır Cezaevi’ndeyiz. Sabah günlük rutine uyandığımızı düşündüğümüz bir günde Paris Katliamının haberini almıştık... Ne acıdır ki biz bu kahredici haberi Seve Demir ile izlemiştik
O gün Paris, 1923'te Lozan Antlaşması ile soykırımla yüz yüze bıraktığı Kürtlerle tanıştı, Kürt halkı ise yüz yıldır katliamlara sessiz kalarak destek veren Paris ile bir kez daha tanıştı
Katil neden bu kadar rahat? Asırlık bir soru… Deniz Poyraz davasında dile gelen ve salt bir soru olmanın ötesinde bir sorgulama, bir isyanın dışa vurumu… Aslında "katil" asırlardır öyle rahat ki…
"Hem biz sadece Roboski için değil Soma için, Maraş için de adalet istiyoruz" diyor Nezahat. En büyük hayalini soruyorum uzun bir süre düşünüyor, önce Veli'nin çıkması diyor, sonra Veli çıkar illaki deyip "Adalet" istiyor
Sana yapılan bu haksızlık ve muamele Aysel’ine çok ağır geldi Hatun Ana. Zihnini kararttı bu acı... Belki de sana yapılanı unutmak için hafızasını yitirdi! Şimdi tek başına bir hücrede yaşamını idame etmeye çalışıyor...
Rukiye Ana; geçmiş, şimdi ve gelecek zaman arasındaki bu yanılsamalı ayırımdan çıka geldi. Çatlamış derisi, keçeleşmiş uzun beyaz saçları, eski çağlardan kalma ifadesiyle capcanlı beliriverdi zihnimde. Bir yılanın diliyle konuştu...
Laali ve Meenakshi’nin doğmamış bebekleri, ülkenin son 50 yıldaki ‘kayıp 46 milyon kız çocuğundan’ yalnızca ikisi