Kadıneki Yazı,
Saime Topçu-15 Nis 2022
Alevi çocuklarının zaten eğitim sistemi içerisinde zorunlu din derslerine maruz kalması ve din potası içinde eriyip inanç kırımına tabi tutulması söz konusu iken şimdi de Din Akademisi adı altında kişisel hak ve hürriyetlerine el uzatılmaktadır
Değerli canlar hepinizi Ana Fatma’nın kemaletiyle selamlıyorum. Alevi toplumunun çözülmeyen onca sorunu varken, son günlerde nur topu gibi yeni bir sorun daha oldu! Aslında yalnız Alevilerin de değil, siyasal İslam’a ve Sünni anlayışa tabi olmayan Türkiye’deki bütün inanç mensupları için de ciddi bir problemdir bu.
AKP’nin Diyanet Akademisi kurulması için verdiği kanun teklifi 16 Mart'ta Meclis Genel Kurulu'nda kabul edildi. Söz konusu teklif Resmî Gazete’de yayımlanarak yasallaştı. Peki bunun biz Aleviler için götürüsü nedir
Protokoller aracılığıyla dini tarikatlar, eğitimin tüm kademesinde öğrencilere kolaylıkla ulaşabilmekte, okullarda etkinlikler düzenleyebilmektedir. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ‘Akademisi’ ise bu süreci hızlandıracak, MEB ve YÖK üzerinden yapacağı protokollerle eğitim ve yükseköğretimde temel bir aktör haline getirilecektir.
Siyasi iktidar ve iktidar yandaşları her alanda olduğu gibi önce kavramların içini boşaltmayı sonra da onları kendilerince doldurmayı alışkanlık haline getirdiler. Ama bu akademinin doğrudan Diyanet İşleri Başkanı bünyesinde kurulması, eğitimin içeriğine dair de önemli ipuçları veriyor. Yoksul ailelerin çocuklarının açık liselere, İmam hatip liselerine ve Meslek liselerine nasıl mahkûm edildiğini görmekteyiz. Çünkü siyasi iktidar uzun zamandır toplum mühendisliğine odaklanmıştır. Bu nedenle çocuk haklarını, insan haklarını, temel hak ve özgürlükleri yok saymaktadır. Kendisinden olana tüm imkanları seferber ederken, makbul görmediği kesimlere de yasakçı ve dayatmacı bir yaklaşımla set çekmektedir. Öğrenciler, siyasi iktidarların üzerlerinde istedikleri tasarrufta bulunacağı birer nesne değillerdir. Her biri hakları olan bireylerdir. Bu minvalde değerlendirdiğimizde Alevi çocuklarının zaten eğitim sistemi içerisinde zorunlu din derslerine maruz kalması ve din potası içinde eriyip inanç kırımına tabi tutulması söz konusu iken şimdi de Din Akademisi adı altında kişisel hak ve hürriyetlerine el uzatılmaktadır. Biz Alevilerin ve Alevi kurumlarının eşit, özgür yurttaşlık talebini ve zorunlu din derslerinin kaldırılması taleplerini güçlü bir şekilde dile getirmek artık elzem olmuştur.
Bütün bunlar olurken siyasi cephenin bu konuya yaklaşımı Alevi toplumunu hayrete düşürecek seviyede! Üç yüz yıldır bu inancın üstünde tepinen tekçi anlayışın ve seri katliamlara maruz kalmış Alevi inancının ve Alevilere karşı nefret dilinin neredeyse her alanda hortladığı ve hak ihlallerin ayyuka çıktığı bir dönemde CHP'nin (kabul ve çekimser) ve HDP'nin (çekimser) tutumu, aynı zamanda Alevi vekillerin de bu konuya duyarsız kalması kabul ölçülerimizi, beklentilerimizi karşılamadığı gibi güven alanımızı da incitmiştir. Ayrıca çok düşündürücüdür. Meclis'te bulunmalarının başlıca görevlerinden biri halklara dayatılan hak ihlallerine itiraz etmektir oysa. Böylesi elzem bir konuda sessiz, çekimser kalmak eksiğe düşmek ve süreci iyi yönetememektir. HDP’nin özeleştirel açıklaması anlamlı olmakla birlikte bu alanda birlikte çalışma zayıflığını da önümüze getirmiştir. Lakin beklentimizin olduğu partiler içindeki halklar ve inançlar alanında çalışan canlarımız bütün bunlar olurken neredeydiler? Neden ve niçin bir tutum sergileyemediler? Süreci neden sahiplenmeyip itiraz etmediler? Özelde Alevi toplumunu genelde diğer inançları da kapsayan böylesi acil bir meselede neden kusurlu ve eksik davrandılar? Anlamak zor! CHP, bu tavrıyla kendilerini destekleyen Alevileri daha kaç kez manipüle edecek? ve HDP’nin konuya dair daha bütünlüklü bir yaklaşıma ihtiyacı olduğu gibi, Alevi toplumuna ciddi bir özeleştiri sunmaları zorunludur. Alevi toplumu bir kez daha sahipsiz ve yalnız bırakılmış, kaderine terk edilmiştir.
Hak aynamız Xızır yoldaşımız olsun.
*Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) 3. dönem Eş. Gen. Baş. / Alevi kadın aktivisti
Etiketler : Alevilik, Diyanet Akademisi, Diyanet,
Saime Topçu