Kürtaj hakları göstericileri, yeni kürtaj yasasıyla ilgili 22 saatlik tartışma sırasında Arjantin Kongresi önünde. Fotoğraf: Paz Aner
Yeni kürtaj yasası Arjantinli feministlerin onlarca yıllık aktivizminin sonucudur… Bir "domino etkisi" üreteceğini söylemek için henüz çok erken. Ancak haberlerin ortaya çıkardığı coşkuyu destekleyen ampirik kanıtlar var…
30 Aralık 2020’de dünya çok zor geçen bir yılın kapanışını heyecanla bekledi. Güney yarımkürede insanlar acı dolu bir senenin sonunu beklerken aynı zamanda yeni bir umudun başlangıcını gösteren bir olaya tanık oluyordu. O sabah, 12 saatlik tartışmanın ardından Arjantin Senatosu, kürtaj ve kürtaj sonrası bakıma erişebilmeyi arttıracak bir yasayı onayladı.
Yürütme organının kongreye gönderdiği yasa tasarısı, Başkan Alberto Fernandez’in yasama yılı için açılış konuşmasında verdiği sözü yerine getiriyor. Yeni kürtaj yasası Arjantinli feministlerin onlarca yıllık aktivizminin sonucudur. Yasal kürtaja açık ve özgür bir şekilde erişim feminist hareketlerin örgütlenmesinde ve seferberliğinde durmak bilmeyen bir talep ve merkezi bir sorun olmuştur. 2015'ten itibaren bu talep, toplumsal cinsiyet şiddetini ve kadın cinayetlerini açığa çıkarmasıyla bilinen feminist bir hareket olan "Ni Una Menos"un ortaya çıkmasıyla birlikte daha da arttı.
“Ni Una Menos” kürtajın yasallaştırılmasını aktif olarak talep etmek için yeşil mendil giyen çok sayıda insanın -çoğu gençlerin- çıktığı kitlesel protestoları ve gösterileri tetikledi.
Ulusal Hukuk, Güvenli ve Özgür Kürtaj Hakkı Kampanyası adlı önceki bir feminist hareketin sembolü olarak ortaya çıkan bu mendiller, sokakları ele geçirdi. Halkın gözü ve politika yapıcılar için artık kaçınılmaz bir "yeşil dalga" oluşturdu. Ünlü feminist aktivist ve şu anki akademik ilgi alanı Arjantin feminist hareketinde olan PhD Monica Tarducci'ye göre "yeşil dalga" oluşumuna yol açan yasal kürtaj mücadelesinin kökenleri 1970'lere dayanıyor. O zamanlar, feminizmin "ikinci dalgasında", serbest cinsellik hakkını alenen protesto eden ve kürtajın yasallaştırılmasını talep eden gruplar zaten vardı. 1988'de, Kürtaj Hakkı Komisyonu bir grup feminist aktivist tarafından kuruldu. Dört yıl sonra grup, Temsilciler Meclisi'nde doğum kontrolü ve kürtaj yasasının ilk taslağını sundu. Komisyonun “doğum kontrol hapları ile kürtaj olmamak için derhal yasal kürtaj” sloganı bugün Arjantin'de yankılanmaya devam ediyor.
1990'larda aktivistler, kürtajı yasallaştırma mücadelesinde ek organize destek oluşturmayı başardılar. 2003 ve 2004 Ulusal Kadın Toplantılarında (yıllık feminist federal toplantı) bir çerçeve oluşturarak, 2005'te feministler "Yasal, Güvenli ve Ücretsiz Kürtaj Hakkı Ulusal Kampanyası"nı oluşturdular.
Bu koalisyon, farklı sosyal, politik ve kültürel çıkarımlara mensup olsalar da, üreme haklarının evrensel olarak tanınması için ortak mücadele eden, ülkenin farklı bölgelerinden, gruplardan ve bireylerden oluşur. Kampanya 15 yıl boyunca sürekli olarak kürtajın suç olmaktan çıkarılması ve yasallaştırılması için yasa teklifleri sunarken, atölye çalışmaları, tartışmalar, farkındalık kampanyaları ve sosyal medya eylemleri dahil kültürel değişimi teşvik etmek için değerli bir zemin hazırladı.
2018'deki son girişim, Temsilciler Meclisi tarafından onaylandı ancak Senato'da engellendi. Ancak ikonik yeşil mendiller, halkın hayal gücünde yakaladıkları güçlü alanı tuttu. Şimdiye kadar Arjantin'de kürtaj, kadının yaşamı veya sağlığı için tehlikeden kaçınmak veya hamileliğin tecavüz, saldırı sonucu oluşması dışında yaşama karşı suç olarak görülüyordu.
Bu varsayımların ötesinde, kürtaj yaptırmak için yeraltına girmek zorunda kalan, sağlıklarını ve yaşamlarını riske atan koca bir insan evreni var. Arjantin'de yılda yaklaşık 450.000 isteyerek düşük olduğu tahmin edilmektedir. LatFem (feminist bir medya kuruluşu) tarafından yayınlanan en son resmi veriler, 2016 yılında ülke çapında 43 kişinin kürtajla sonuçlanan gebeliklerden öldüğünü ve 1983 ile 2016 arasındaki dönem için sayıları 3.040 ölüme yükselttiğini gösteriyor.
Yeni yasa, Arjantin'i, kürtajın şu anda yasal olduğu Latin Amerika ve Karayip ülkelerinin listesine yerleştiriyor: Küba, Guyana ve Uruguay. Öte yandan Nikaragua, Honduras ve El Salvador gibi ülkeler uygulamayı tamamen yasaklıyor. Kriminalizasyon, kürtaj sayısında azalma anlamına gelmiyor. Guttmacher Enstitüsü, 2010 ile 2014 yılları arasında bölgede yılda yaklaşık 6,5 milyon isteyerek düşük yapıldığı konusunda uyarıyor. Gebeliklerin yüzde otuz ikisi kürtajla sonuçlandı ve bunların yarısından fazlasının (% 60) "daha az güvenli" prosedürler olarak kategorize edildiğini söyledi. Latin Amerika ve Karayipler'in dünyanın en yüksek sosyoekonomik kırılganlık oranlarına sahip bölgelerinden biri olduğu göz önüne alındığında, sosyoekonomik durumu güvenli olmayan kürtaj yapma olasılığını artıran milyonlarca kadın ve hamile insanı korumak için yapılması gereken çok şey var.
2018'de Arjantin'de kürtajın neredeyse yasallaşması, kıtanın çeşitli ülkelerinde (Şili, Meksika, Kolombiya, Ekvador ve diğerleri) farklı renklerde mendil dalgasını ortaya çıkardı ve Latin Amerikalı feminist grupların bu konudaki taleplerini görünür hale getirdi. Arjantin yasasının aslında bir "domino etkisi" üreteceğini söylemek için henüz çok erken. Ancak haberlerin ortaya çıkardığı coşkuyu destekleyen ampirik kanıtlar var: Özellikle 2000 yılından bu yana kürtaj mevzusundaki küresel eğilim liberalleşme yönünde olmuştur. Arjantin'de yeni yasanın yürürlüğe girmesinden sadece iki hafta sonra bu yöne doğru ilerleyen Şili Kadın Meclisi ve Cinsiyet Eşitliği Komisyonu, 14. gebelik haftasına kadar gönüllü kürtajın suç olmaktan çıkarılması konusunu gündeme getirdi. Arjantin de gelecek umut vaat ediyor ama sorgusuz sualsiz bir şekilde değil. Kısa vadede, hukukun muhalifleri, nihayetinde uluslararası makamlara ulaşabilecek bir kavga olan yasanın anayasasına meydan okumakla tehdit ediyorlar. Orta ve uzun vadede, vicdani reddinin kanun kapsamında sağlık çalışanları tarafından iddia edilebilecek etkileri gibi konulara dikkat etmemiz gerekiyor. Bir kanunun kabul edilmesi, bir hakkın etkin şekilde kullanılmasını garanti etmez.
Cinsel ve üreme haklarının tanınması için verilen mücadele bitmedi. Yasal kürtaj kuşkusuz temel bir kilometre taşıdır, ancak günlük yaşamın siperlerinden -evde, okulda, kolejde, arkadaş gruplarıyla, hatta sosyal medyada- harekete geçme çabasına devam etmek gerekiyor. Ancak bu şekilde ülke, bölge ve dünya için daha adil ve daha kapsayıcı yeni bir hikâye yazabiliriz.
*Çeviri: Mizgin Tekin
*Kaynak: https://womensmediacenter.com/news-features/a-tide-of-hope-for-argentina-latin-america-and-the-world?s=08