Zadîna, katı gelenekler içinde bir kadın sanatçı olmanın ve başka inançtan biriyle evlenmenin bedelini ailesinden dışlanarak ağır bir şekilde ödemişti. Geride hüzünlü bir hayat hikâyesi ve Kürt kültüründe yerini alan sayısız kilam bıraktı
Zadîna Şakîr, bir zamanlar Kürtlerin kendi dilinde müziğini, radyo tiyatrosu ve programlarını dinleyebildiği tek kaynak olan Erîvan Radyosu’nda kilamlarını dinlediği ünlü kadın dengbêlerden biriydi. Sesiyle olduğu kadar hüzünlü hayat hikâyesiyle de bilinen değerli sanatçı, Ermenistan Êzidî Kürtlerindendi.
Zadîna, katı Êzidî gelenekleri içinde bir kadın sanatçı olmanın ve kendi kültüründe yasak olan başka inançtan biriyle evlenmenin bedelini ailesinden dışlanarak ağır bir şekilde ödemişti. Zadîna’nın hayat hikâyesi hakkında Erivan Radyosu’nda çalışması, iyi bir dengbêj olması ve hüzünlü aşk hikâyesi dışında çok fazla bilgi yok. Ancak seslendirdiği kilamlar hâlâ çokça dinlenen kilamlardır…
Ailesi Kars’ın Dîgor ilçesinden 1917’de yaşanan soykırım ve katliamlardan kaçarak Ermenistan’a göç etti. Zadîna Şakîr, 1943’te Ermenistan’da Axbaran’a bağlı Kervanser ilçesinde dünyaya geldi. Daha sonra aile Erîvan’a taşındı. Zadîna, Erîvan Radysu'nda kilamlar söylemeye başlayan ilk kadınlardandı. O dönemde hâlâ çok katı geleneklere sahip olan Êzidî toplumunda sanatçı olabilmek büyük cesaret gerektiren bir şeydi. Sûsika Simo ve diğer kadın dengbêjler gibi o da ataerkil geleneklere karşı mücadele etti. Çok sevdiği kültüründe nazik sesiyle iz bırakmayı başardı. “Lê gidiyê”, “Hey lê lê dînê”, “Çil heyranê” ve daha birçok kilamı Mecîdê Silêman ile birlikte seslendirdi. Zadîna, “Kerr û Kulik” destanında (İki kardeş destanı) bir bölümü (Delal, wey delal) tek başına seslendirmişti.
1959’da Erebê Şemo’nun “Kurd li Ermenistanê- Ermenistan Kürtleri” adlı eseri belgesel film olarak çekildi. Zadîna’nın ünlü “Darê sorê biçûkê” eseri belgesel filmde fon müzik olarak kullanıldı. Eskerê Boyîk “Çanda Kurdên Sovyetê- Sovyet Kürt kültürü” adlı kitabında, “Zadîna ‘Darê sorê biçûkê’ kilamıyla filme eşsiz bir güzellik kattı’ diyor.
Zadîna Şakîr, Egide Cimo’yla birlikte bir orkestra kurdu, konserler de verdi. Yine Eskerê Boyîk aynı kitapta Zadîna için şöyle yazıyor: "Eğer Kürtlerin kendi ulusal devleti olsaydı ve bir müzik akademisi olsaydı Zadîna dünyanın en iyi yıldızlarından biri olurdu.”
Zadîna Şakîr'in bir kadın olarak şarkı söylemesi o dönem toplum içinde yadırganan bir durumdu ancak Zadîna, sadece şarkı söylemesi ile değil aşık olduğu Ermeni genç ile evlenmesi de çokça tepki çekmişti. Başta babası olmak üzere, toplumu bunu kabul etmedi ve dışladı. Babası kızı Zadîna’yı çok sevmesine rağmen onu bu evlilik yüzünden asla affetmedi. Babasının ölümünden kendini sorumlu tutan Zadîna da hem toplumsal baskıya ve dışlanmaya hem de babasının ölümünden dolayı suçluluk duygusuna dayanamayıp eşinden ayrıldı. Ancak yine de ailesi tarafından affedilmedi ve tüm yaşamı hüzünlü bir yalnızlık içinde geçti.
Zadîna, 2008 yılında 65 yaşındayken, Erivan’ın merkezinde, Rosiya sinemasının önünde otobüsten inerken, kalp krizi geçirip hayatını kaybeder. Onun son nefesinde acısını “Wî bavoo! / Ah baba” diyerek haykırdığı söylenir. Zadîna, yaşamını yitirdiğinde hâlâ toplumdan tecrit edilmiş haldeydi ve son yolculuğuna sessiz sedasız, ailesi ve toplumu olmadan uğurlandı. Erîvan Mezarlığı’nda toprağa verildi. Geride hüzünlü bir hayat hikâyesi ve Kürt kültüründe yerini alan sayısız kilam bıraktı.