Biz kadınlar 8 Mart’ta direnişin kuşağını bağlarken Newroz'a özgürlük köprüsünden geçeceğiz. Zaman bizler için özgürlük zamanıdır
Zaman ki sonsuzdur, menzili zaferse eğer temposu umut ve inattır. Yürüyeni kadınlar olunca ismi özgürlüktür. 21. yy. kadınların yüzyılı olacak dedik ve yıla böyle başladık. Bu yılın ismini de "Şimdi Kadın Özgürlük Zamanı" koyduk. Heyecanımız, umudumuz, inadımız, inancımız, perspektifimiz ve emeğimiz ile sokaklarda, evlerde, tarlalarda, üniversitelerde, fabrikalarda özgürlüğü örgütlemeye başladık.
Erkek devlet sistemin bir politika olarak bu özgürlük yürüyüşünü engellemek istediği, kadınlar şahsında toplumu ve iradesini tecrit ettiği kadın düşmanı politikalarına karşı direnişteydik ve tam da buradan yola çıkarak “Kadın Kırımına Karşı Yaşamı, Tecride Karşı Özgürlüğü Savunuyoruz” dedik.
Kadınların kazanımlarını hedef alan, gasp eden, İstanbul Sözleşmesi’ni fesheden, nafaka hakkına göz koyan, kadın müdürlüklerine erkekleri atayan, sığınak ve merkezlerini, kreş ve çamaşırhanelerini işlevsizleştiren, kadınlara toplumsal yaşamda alan açan eşbaşkanlık sistemini reddeden erkek devlet, bu sistemin paradigması ve inşa aklı olan Özgür Eşyaşamı inkâr ve imha etmeye çalışmakta. Savaş ve talan politikalarının bir yansıması olarak kadın yoksulluğu daha fazla derinleşirken savaşların mağduriyetini en çok yaşayan yine kadınlar oluyor.
Dün olduğu gibi bugün de haklarımız, hayatlarımız, özgürlüğümüz için mücadeledeyiz.
Kürt Özgür Kadın Hareketi olarak topluma ve kadına karşı özelleşen savaş politikalarını teşhir etmek, ortak mücadele zeminlerini büyütmek ve yürütmek için, kazanımlarımızı korumak ve yeni kazanımları elde etmek için Türkiye’de “Kadınlar Birlikte Güçlü", Ortadoğu ve Kuzey Afrika 2. Kadın Konferansı'nda "Kadınların Birliği ile Demokratik Devrimi Gerçekleştireceğiz" dedik.
Kürdistan’da, Ortadoğu’da, Türkiye’de ve en nihayetinde bütün dünyada kadına yönelik şiddet farklılaşarak, biçim ve yöntem değiştirerek giderek büyüdü. Kadınların yürüttüğü mücadelenin sonucu olarak görüyoruz ki; kapitalist modernite sistemi ve ulus devletler kriz yaşamakta ve bir çıkmaza girmektedir. Tam da bu krizlere karşı alternatif bir yaşam olarak inşa edilen demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü yaşam modeli kadınlar ve halklar tarafından daha fazla kabul gördü. Özgürlük arayışı taşıyan kadınların varacağı yer olarak bu yaşam bugün Rojava Kadın Devrimi’nde kendini somutlaştırmış, dünya kadınlarına umut ve güç olmuştur. Bu yüzden "zaman, kadın özgürlük zamanıdır" dedik.
Yerel yönetimlerde, siyasette, bütçe ve yargı düzenlemelerinde, kültür ve sanatta söz ve politika ürettik. Sözümüzü, mücadelemizi tutsak etmeye çalıştıkları zindanlarda daha da büyüttük.
Kadın devrimi olan Rojava devriminin erkek devleti yargıladığı kumpas davasında Kürt kadınlarından bir söz işittik. ”Seçmek özgürlüktü, seçtik. Bedeli neyse öderiz.”
Ayşe Gökkan’ın Semra Güzel’in Aysel Tuğluk’un, Gültan Kışanak’ın, Sebahat Tuncel’in daha nicesinin bugün özgürlüğü seçtiği için bedel ödettirilmeye çalışıldığı bir düzende, milyonların özgürlüğü seçtiği, seçmeye devam edeceği gerçeği onları korkutuyor.
Yapısal krizini düşmanlar ve savaşlar yaratarak kamufle etmeye çalışan ataerkil siyaset kendine muhalif olan kadınlara karşı da özel savaş sistemi yaratıyor. Bugün Batman’da, Hakkari’de, Dersim’de özelleşen saldırılar planlı ve sistematiktir. Şiddet, baskı ve itibarsızlaştırma yoluyla soykırımı, kültürel tahribatı, asimilasyonu derinleştirerek yaymaya, sömürü ve zor aygıtı ile kadınlara kabul ettirmeye çalışmaktadır. Saldırılarını sosyal, kültürel, siyasal, ekonomik pek çok yönden bir kuşatma ve teslim alma politikasıyla yürütmektedir.
Sorgulayan, düşünen, inşa eden, iradeleşen ve eyleme geçen kadınların toplumsal kimliğini bugün mücadele etmek ortaya koyar. Biz kadınların da şüphesiz bu saldırılara vereceği cevap direnişin kendisi olacaktır. Kadının özgür kimliğini yarattığı yerde toplumsal ilişkiler özgürleşme şansını yakalar. Kadın devriminin açığa çıkacağı bu yüzyılda ideolojik, kimliksel ve cinsel, ekonomik saldırıları bertaraf edecek olan kadın kurtuluş ilkesi temelinde kadınların özgürlük iddiasıdır. “Zaman Kadın Özgürlük Zamanı” diyen kadınlar, sınırsız ve aşkın tüm renkleri ve farklılıkları bağrında saklayan bu topraklarda anadilini yaşayarak ve yaşatarak, özel savaşa karşı örgütlenerek, kendisini imha ve inkâr edenlere karşı özgürlükte ısrar ederek yeni yaşamın filizlerini bu baharda yeniden açacaktır.
Biz kadınlar 8 Mart’ta direnişin kuşağını bağlarken Newroz'a özgürlük köprüsünden geçeceğiz. Zaman bizler için özgürlük zamanıdır.
*TJA aktivisti