2024 yerel seçimlerinde “Plana sadık kal” diyenlere, halkı küçümseyen “kendilerini anlamadıklarını” düşünenlere, masalar kurup aynı anda dağıtanlara, ırkçı ve göçmen düşmanı zihniyete, kadın mücadelesinin etsizleştirilmeye çalışılmasına, 1990’lı yılların karanlığından tekrardan siyaset sahnesine çıkarılan Hizbulllah’a, öğrenilmiş çaresizliği genele yayanlara inat halk politik manevrasını ve neyi neden tercih ettiğini bir kez daha göstermiş oldu
31 Mart yerel seçimleri birçok açıdan ilklere sahne oldu. Açlık, yoksulluk, kadına yönelik şiddet, yozlaşma ve çürümenin her yere sirayet ettiği bir atmosferde gerçekleşen seçimlerde AKP iktidarı kurulduğu günden bu yana ki pozisyonundan oldukça gerisine düşerek ciddi bir hezimet yaşadı. Kurdistan’da “taşımalı seçmen” ve sayısız ihlalle, hatta Diyarbakır’da katliamla başlayan seçim süreci Wan’da Neslihan Şedal ile birlikte eşbaşkanlığa seçilen Abdullah Zeydan’ın mazbatasının AKP’li adaya verilmesi ile birlikte başka bir aşamaya evrildi. Ancak Wan halkının kararlı direnişi ve Türkiye siyasi tarihinin son yıllarına damga vuran eylemselliği sonucu bu karardan vazgeçildi. Van örneği bize aynı zamanda iktidarın çözüm sürecinin sonlandırılmasından bu yana yarattığı baskı ve kaos ortamında sokağın, temel hakların ifade edilmesinin sürekli olarak “terörize” edilmesine karşı halkın taleplerinin dillendirildiği alanların meşruluğunu bir kez daha gösterdi. Kürtlerin milyonlar olduğu ve bu milyonların sesinin ne kadar kısılmak istenirse istensin gür bir çığlığa dönüştüğünü; Kürtlerin, içinde olmadığı bir denklemin olamayacağı ve kendilerine kurulan “oyunları” bozduğunu tüm sadeliği ile ortaya koydu.
Kürt halkı yıllardır siyaset sahnesinde belirli bedeller ödeyerek rüştünü ispatlarken her yeni aşamada başka bir blokaj önüne konuluyor. İktidar saldırılarını sürdürürken, ana muhalefet de uzun yıllardır sürdüğü “cılız muhalefeti” ile sürekli olarak umudun kırılmasını hedef alıyordu. Bu seçim süreci, umudun ne olursa olsun kırılmadığı hatta toprağa düşen cemre gibi baharın yeni başlangıcı olduğunu da gösterdi.
Ancak tüm bu faktörler içinde elbette en can alıcı fotoğraf ve hafızalara kazınan anı Şırnak’ta hep birlikte deneyimledik. Fanon “Yeryüzünün Lanetlileri” kitabında “Sömürgeciliğin küstahlığını susturmak, sergilediği şiddet sarmalını kırmak ve tek kelimeyle onu sahne dışarmak” tan bahseder. Şırnak’ta “Sen nerelisin” sözleriyle taşımalı asker ve polislere seslenen yaşlı amca Fanon’un dikkat çektiği sömürgeyi kısa bir seslenişi ile sahne dışına çıkardı. Puşisi ve kararlı bakışları ile sömürgeciliğe kendi benliğiyle cevap veren amca milyonların çığlığını kendi benliğinden akıtıp ortak bir beyana dönüştürdü.
Tüm bunların yanında bu seçimlerin elbette ki en önemli başarısı kadınların mücadelesi oldu. Cumhuriyet tarihinden bu yana kadınların seçilmediği, sağ muhafazakâr kentlerde, ilçelerde kadın belediye başkanları büyük bir oy oranı ile seçildi. En büyük başarı elbette ki Batman’da yaşandı. HÜDA PAR ve Hizbullah uzantılarının eşbaşkanlığı sürekli hedefe koyduğu kentte 30 yaşında genç bir kadın Gülistan Sönük, karşısındaki HÜDA PAR adayını tarih sahnesinden silerek Türkiye’de en yüksek oy oranı ile seçilen belediye başkanı oldu. Gülistan "Seçim iki keskin çizgi arasında gerçekleşti. Biri kadını ikinci sınıf gören zihniyet, diğeri ise kadın özgürlüğünü savunan zihniyetti. Halk ikincisini seçti” diyordu. Gülistan’ın sözlerine ek bu seçimde aynı zamanda gerçekleştirdikleri katliamları unutarak kadınlara “renk renk çarşaf vaat” edenlere unutulmayacağı bir tokat atıldı. AKP iktidarı tarafından HÜDA PAR'ın AKP ile kurduğu “seçim ittifakı”nın devlet açısından stratejik ve çok önemli bir adım olduğu ve yıllar sonra asıl öneminin anlaşılacağı vurgulanırken girdiği ilk yerel seçimlerde hak ettiği cevabı böylece almış oldu.
Eşbaşkanlığa dönecek olursak; özellikle Kürt kadın hareketinin öncülük ettiği bir model olan söz konusu sistemle hem erkek hem de kadın perspektiflerinin yönetimde eşit temsilinin sağlanması, kadınların seslerinin daha güçlü duyulması en önemli program olarak sunuluyor. Kürt kadın mücadelesinin yerel seçimlere etkisi, bu modelin benimsenmesi ve uygulanmasıyla bir kez daha belirginleşti. Özellikle Kürt kadınlarının tarihsel olarak karşı karşıya kaldığı çok katmanlı ayrımcılık (etnik, cinsiyet, sosyo-ekonomik vb.) bağlamında, eşbaşkanlık sistemi, temsil ve katılım konusunda bu seçimlerde de önemli bir kazanım sağladı. Yani bir anlamıyla erkek ve Kürt düşmanı ittifaklar karşısında eşbaşkanlık çizgisi kazanmış oldu. Kürt kadın mücadelesinin yerel seçimlere etkisi Kürt kadın hareketi, geçmişten bu yana yerel seçimlerde kadın adayların desteklenmesi ve seçilmesi sürecinde önemli bir güç olarak durdu. İktidarın cinsiyetçi politikalarına karşı yerelde kadın dostu politikaların hayata geçirilmesi, Kürt kadın mücadelesinin yerel seçimlere etkisinin en somut örneklerinden birini oluşturuyor. Bu durum, özellikle DEM Parti’nin kadın adaylarına ve eşbaşkanlık modeline verdiği destekle belirginleşti.
Kadınlar, Kürt kadın mücadelesinin temel değerlerini ve hedeflerini yerel yönetim politikalarına taşıyarak, kadınların sosyal, ekonomik ve politik hayatta daha fazla söz sahibi olmalarını sağlıyor. Örneğin, Diyarbakır, Ağrı, Batman ve Siirt gibi kentlerde eşbaşkan olarak seçilen kadınlar, yerel yönetimlerde cinsiyet eşitliğini ve kadın haklarını önceliklendiren politikaları hayata geçirme konusunda önemli vaatlerde bulundu.
2024 yerel seçimleri, Kürt kadın mücadelesinin, yerel yönetimler ve genel olarak Türkiye'deki siyasi temsil bağlamında ne kadar önemli ve etkili olduğunu da gösterdi. Kürt kadın hareketi, cinsiyet eşitliği ve kadın hakları konusunda sadece yerel düzeyde değil, ulusal ve uluslararası alanda da önemli bir referans noktası haline geldi. Bu başarı, kadınların siyasi ve toplumsal hayatta karşılaştıkları engellerin üstesinden gelmekte önemli bir ilham kaynağı olarak da değerlendirilebilir.
Kürt illerinin yanı sıra Batı’da da kadın adaylar önemli bir başarı elde etti. Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK) verilerine göre, 11 kadın belediye başkanının 10'u muhalefet partilerinden ve bu partiler oyların ortalama yüzde 53'ünü aldı. 2019'daki son yerel seçimde sadece dört kadın belediye başkanı seçilmişti. Resmi olmayan sonuçlara göre, Türkiye'nin 922 ilçesinden 64'ünü kadınlar kazandı ve bunların çoğu DEM ve CHP’den. DEM Parti’nin adaylarıyla 75 merkezi kadınlar yönetmiş olacak.
2024 yerel seçimlerinde “Plana sadık kal” diyenlere, halkı küçümseyen “kendilerini anlamadıklarını” düşünenlere, masalar kurup aynı anda dağıtanlara, ırkçı ve göçmen düşmanı zihniyete, kadın mücadelesini etsizleştirilmeye çalışılmasına, 1990’lı yılların karanlığından tekrardan siyaset sahnesine çıkarılan Hizbulllah’a, öğrenilmiş çaresizliği genele yayanlara inat halk politik manevrasını ve neyi neden tercih ettiğini bir kez daha göstermiş oldu.