Kadın ittifakı merkezsiz, esnek, yayılmacı ve bileşenleri çoğulcudur. Birbirinin farklılıklarını gözeten, rekabetçi değil dayanışmacı, temsillere indirgenmeyen bir ilişki biçimini örgütleyerek dayanışmasını örer
Dayanışmanın ve mücadelenin hiç şüphesiz en tarihsel ittifakı kadın ittifakıdır. Kadın ittifakı karakteri gereği, tüm dünya kadınlarının kesiştiği ortak paydaları büyüterek politikalar üretir. Üretilen politikalar özgürlük ve eşitlik yanlısıdır. Kadın ittifakı merkezsiz, esnek, yayılmacı, bileşenleri çoğulcudur. Birbirinin farklılıklarını gözeten, ortak noktalara odaklanan, rekabetçi değil dayanışmacı, temsillere indirgenmeyen, eşitlikçi ve demokratik bir ilişki biçimini örgütleyerek dayanışmasını örer. Erkek devlet düzenin ürettiği saldırı ve politikalar karşısında teorik ve pratik savunma gerçekleştirirken, ittifakını yeni özgürlük temelli kadın kazanımlarına göre organize eder.
Erkek aklın küresel çapta yarattığı sömürü düzeni çoklu krizler yaratırken, bunun karşısında mücadele etme temelinde konumlananların da kapsayıcı bir dayanışmadan referans alması gerektiği açıktır. Tekçi erkek iktidarın kadınlar önünde kurduğu ittifak; kadın kırımı, hak gaspları, adaletsizlik, eşitsizlik, yoksulluk, işsizlik, ayrımcılık, öteki düşmanlığı ve kutuplaştırmadan beslenerek kendini sistem kurucu haline getirmeye çalışıyor. Kapitalizmin ve besleyicisi konumunda olan ulus devletlerin içine düştükleri sistem krizi, kadınların hayatları ve hakları önünde birincil tehlike halini almıştır. Şiddet yoluyla bir normale dönüştürülmeye çalışılan kadın düşmanı politikaların yaygınlaştırılması, kurumsallaştırılması çabası var. Milliyetçi, cinsiyetçi, dinci ve militarist erkek egemenliği varlığını kadın özgürlüğünün inkarı üzerine kurmuş iken karşısında kendisine alternatif olarak oluşan bir örgütlenmeyi kabul etmeyecek ve saldırılarının temel hedefi konumuna getirecektir. Ulus devlet saldırırken yöntemlerini de güncellemektedir.
Özel savaş politikası diye nitelendirdiğimiz bu konsept Kürdistan toplumu başta olmak üzere tüm toplum üzerinde uygulanmaktadır. Gülistan Doku'nun nerede olduğu hâlâ bilinmezken, İpek Er'in katili hâlâ cezasızlık politikalarıyla dışardayken, Deniz Poyraz'ın katili ve arkasındaki güçler mahkeme salonlarında çocukluktan örgütlenen Kürt düşmanlığını bir kez daha itiraf ederken, Hakkari’de Dersim'de kadınlar fuhuşa sürüklenirken, tüm bunlarla mücadele eden kadınlar mücadele ettikleri için cezalandırılıyorlar. Mücadelenin terörize edilmesi, devrimci kadınların tutuklanması, mücadele eden derneklerin kapatılması sadece sindirme politikası değil aynı zamanda yalnızlaştırma, tecrit etme politikasıdır. Özel savaşın bir yöntem olarak kadın mücadelesini birbirinden koparan, dayanışma zeminlerini engelleyen politikaları bilinmektedir. Kürdistan’da derinleşerek özelleşen kadın düşmanı politikalar bugün Türkiye'nin her yerine yayılmaktadır. Eşbaşkanlıktan sonra İstanbul Sözleşmesi hedef alınmıştır. Amed'e atanan kayyum kadın müdürlüğünü, Boğaziçi'ne atanan kayyum CİTOK'u işlevsiz hale getirmiştir. İktidarın Semra Güzel şahsında başlattığı itibar linçi Sezen Aksu ve Gülşen'de devam etmiştir. Topluma öncü olan, sisteme muhalif olan her kadının erkek şiddetiyle karşı karşıya olduğu bir gerçektir. Kadınlar tam da buradan daha güçlü bir kadın dayanışmasıyla mevcut erkek ittifaklara karşı mücadele edebilmelidir. Özgürlük ve kazanımlara dönük stratejilerini ortaklaştırarak, birbirini daha fazla görerek, daha fazla hissederek mücadeleyi yükseltmelidir. Feminist kadınların, Kürt kadınların, sol/sosyalist, devrimci kadınların, Müslüman feminist kadınların, işçi-emekçi kadınların, ekolojistlerin yer aldığı kadın hareketi daha birçok farklılığı barındıran bir kapsayıcılıkla, daha enternasyonalist bakışla topluma ve kadınlara çözüm gücü olmalıdır. İki erkek ittifaktan birine mecbur kalmayan, 3. bir yolu kendinde yaratan demokratik özgürlükçü bir dayanışma hattına ihtiyaç vardır.
Tarihsel ve güncel deneyimleri ile Ortadoğu’ya öncülük etme pozisyonunu yakalayan, kendi içinde çoğulculuğu sisteme kavuşturan, en geniş ve dinamik taban hareketi olan Kürt Özgür Kadın Hareketi bugün demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü yol olan 3. yolu inşa etmede öncülük misyonunu bilerek Türkiye kadın hareketleri içinde de ortak mücadeleyi büyütmeyi esas alıyor. Kürt Özgür Kadın Hareketi ideolojik, örgütsel, toplumsal, siyasal, özsavunma mücadele deneyimlerini paylaşmak, kazanımlarının evrensel kadın mücadele deneyimlerinin kazanımı olduğu hakikatiyle, tüm kadınlara mal eden, kadın mücadelelerinden güç alan, mücadeleyi ortaklaştırmaya odaklanan bir pozisyondadır. 3. yolun başta kadınlar olmak üzere tüm demokratik toplum bileşenleri için olduğu açıktır. Mevcut egemen ulus siyasetinin merkeziyetçi, bürokratik, maskülinist-militarist karakterden arınarak yerine demokratik ve toplumsal bir siyaset kazanması gerekiyor. Bu, ötekileştirilerek terörize edilenlerin, marjinalleştirilenlerin başta kadınlar olmak üzere tüm kesimlerin dönüşüme öncülük etmesiyle başarılı olacaktır.
Kadın dayanışması ve ittifakı inanç farklılığını, ideolojik politik farklılıkları ortak mücadelede engel olarak görmeden, tüm bedellerin ve kazanımların kadın mücadelesine ait olduğunu bilerek, bir kadın daha eksilmesin diyerek haklarına ve hayatlarına sahip çıkıyor. Demokratik ulusun kadın bilincine yansıdığı gibi, tek dilin tek etniğin, tek inancın, tek bayrağın, tek sözün değil aynı çatı altında çokluğun inşa olduğu kadın ittifakı demokratik bir toplumun 3. yolunu somutlaştırıyor.
Bizler biliyoruz ki kadın dayanışması tekçi erkek iktidarın ittifakından daha güçlüdür. Bizler biliyoruz ki 3. yol egemen tekli ulusun alternatifidir ve inşacısı kadınlardır.
*TJA aktivisti