Zulme, zorbalığa karşı isyan ve zafer ateşinin sembolleşmiş ifadesi olan Newroz, artık kadınlar, Kürt halkı, bölge halkları için özgürlük zamanı niteliğini kazandı
Newroz; her harfi için mücadele edilen bu söz, kendi içinde bir tarihi barındırıyor. Telaffuzu egemenlerce suç sayılan, kutlandığında bir halkı dirilten, zalimi ürküten yeni gün anlamına gelen Newroz’un tarihi de halkların tarihi kadar eski. Tam 4 bin yıl öncesine dayanan bir efsane… Tanrının evreni ve insanı yarattığı gün olduğunu söyleyenler, baharın müjdecisi olduğunu söyleyenler var. Kutsal kitaplar, mitolojiler dışında Kürtler için taşıdığı anlamı da ayrı ele almak lazım. Çünkü Kürtler için Newroz salt bir bayram değildir, başka anlamlar da içerir.
Her dönemin bir Dehaq ve Demirci Kawa’sı olmuştur
Newroz’da her gün gençlerin beynini yiyerek yaşamını sürdüren zalim Dehaq'a isyan eden Demirci Kawa'nın hikayesi saklıdır. Kürdistan’da her dönem yeni Dehaqlar türer. Ve zalimin zulmüne boyun eğmeyen çağdaş Kawalar…
Kürdistan'da çağ değişir. Ama zulmün Kürt’ün inancını, dilini, varlığını, toprağını hiçe sayan buyruğu uzun yıllar hüküm sürer. Önce şahlar ve sultanlar işgal eder bu kadim toprakları, sonra asker postalları ezer geçer…
İsyana kalkanlar binbir oyunla sindirilip darağaçlarına gönderilir. Sessizlik öyle derindir ki; üzerine ölü toprağı serpilmiş bu halkın bir daha dirileceğine ihtimal vermemekte haklı gibidir Dehaqlar. Zulmün alıp başını yürüdüğü o yıllarda unutulmaya başlanan efsane yeniden canlanır. Sayıları az, yürekleri kocaman bir avuç genç zulmün akışını durdurmak için yola koyulurlar. Tutsak olanlar da vardır, dağa çıkanlar da. Ve yine hepsinin payına düşen direniştir.
Newroz ateşinde arınır, tekrar doğarız
Yeni bir Newroz’a sayılı günler kaldı. Şimdiden sardı bizi Newroz heyecanı, coşkusu. Her yerden seslendirilen Newroz şarkılarını dinliyoruz ve o güne hazırlık yapıyoruz, gün sayıyoruz. O gün en güzel ulusal kıyafetimizi giymeliyiz. Çünkü Newroz her şeyi ile anlamlıdır. Newroz, her yıl yeni bir anlam ile yüklenen ama özünde hep direnişin simgesi olan bin yıllara dayanan bir varoluş efsanesi ve bir direniş bayramıdır. Her Kürt bir nebze de olsa taşır içinde Newroz ateşinin sıcaklığını. Ondandır belki yaklaşan Newroz’un yüreğimizde bir heyecan yaratması. O gün harlanır içimizde taşıdığımız Newroz ateşi ve bizi bir birimiz ile buluşturur. Her şeyi ile güzeldir Newroz.
Newroz, biraz da Kürt olmak ve Kurdî olmaktır, bizleri özümüz ile buluşturandır. Bize kimliğimizi, benliğimizi, köklerimizi hatırlatandır. 2722 yıl önce kutlandığı gibi kutlamak isteriz, ateş yakarız, o ateşte arınırız, halaya dururuz etrafında, hep bir ağızdan Newroz stranlarını çığırırız. Soykırım kıskancına alınan bir halk olarak her yıl Newroz ile yeniden yeniden doğarız, tekrar tekrar var oluruz.
1973 Newroz’u ve ilk tarihi söz
Türkiye ulus devletinin kuruluşuyla Kürt halkına yönelik geliştirilen fiziki katliamların yanı sıra yasak ve asimilasyon politikaları ile birlikte Kürt halkının tarihi ve hafızası silinmek istenmiş, Newroz da ateşperest geleneğin bir uzantısı denilerek unutulmaya terk edilmişti. Tarih 1973'ün 21 Mart'ını gösterdiğinde Ankara Çubuk'ta PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın 6 Kürt üniversite öğrencisi ile yaptığı toplantı bir dönüm noktası olacaktı. "Kürdistan bir sömürgedir" belirlemesi Newroz ateşini Kürt halkı ile yeniden buluşturacaktı. 50 yıl önce Ankara Çubuk'ta yakılan Newroz ateşi, 1982 Amed zindanında Mazlum Doğan'ın Newroz gecesi tutuşturduğu 3 kibrit çöpü ile halklaşacak, bugün milyonlarla buluşacaktı.
Zalime karşı direniş devam ediyor
Zulme, zorbalığa karşı isyan ve zafer ateşinin sembolleşmiş ifadesi olan Newroz, artık kadınlar, Kürt halkı, bölge halkları için özgürlük zamanı niteliğini kazandı. Newroz alanları Kürt halkı için kapitalist-modernist sisteme karşı toplumsal itirazın da yükseldiği önemli bir zemin oldu.
Kürt halkı bugünlere gelebilmek için ağır bedeller ödedi. 1990'larda ilk kitlesel Newrozlar kanla bastırıldı. 1991-1992'de Cizre, Nusaybin ve Şırnak'ta 200'den fazla Kürt, Newroz kutlamaları sırası ve sonrasındaki eylemlerde katledildi. En son olarak ise 2017'de Amed Newrozu'nda Kemal Kurkut katledildi. Bu katliamlar Kürtlerin Newroz kutlamalarını engelleyemedi. Çünkü Newroz’un anlamı zalime karşı direnmek, boyun eğmemekti. Kürtler en zorlu koşullarda direndi, bugün de direnerek varlıklarını sürdürüyor. Her Newrozu yeni bir serhildan olarak karşılıyor ve yok sayılan tarihini bu şekilde yeniden yazıyor, kendini her Newroz'da yeniden var ediyor.
Öcalan’a özgürlük Newrozu
Bin yıllar sonra Kürtler için Newroz hâlâ aynı anlamı taşımakta. Dün olduğu gibi bugün de Kürtler, çağdaş Dehaqlara yani AKP-MHP faşizmine karşı en anlamlı cevabı Newroz alanlarından verecektir. PKK Lideri Abdullah Öcalan, bundan 50 yıl önce yarım asırdır sönmeyen, her gün gürleşen Newroz ateşini yaktı, bu nedenle Kürt halkı 2022 Newrozu'nu Abdullah Öcalan'ın özgürlüğünü sağlama Newrozu yapmada kararlı. Dört parça Kürdistan ve diasporadaki Kürtlerin yanı sıra bugün demokratik, ekolojik ve kadın özgürlükçü ilkelere dayanan Demokratik Ulus perspektifini kendileri için tek kurtuluş olarak gören kadınlar, emekçiler, Aleviler, Ortadoğu halkları, Kürt halkı ile birlikte aynı talep ile Newroz ateşini harlayacak. Bu Ortadoğulu halkların, Kürt halkının, kadınların direniş ve yeniden serhildan Newrozu olacak. Halklar zalime karşı bedenlerden bentler oluşturacak.
Bu yıl Newroz çok farklı olacak!
Şimdiden Newroz Piroz be!
Bijî Newroz!