Jin Dergi
  • Yazarlar
    • Yazarlar
    • Konuk Yazarlar
  • Söyleşi
  • Portre
  • Çeviri
  • Jineolojî
  • Ekoloji
  • Kültür-Sanat
  • Dosya
  • Sayılar
  • Podcast
No Result
View All Result
Jin Dergi
  • Yazarlar
    • Yazarlar
    • Konuk Yazarlar
  • Söyleşi
  • Portre
  • Çeviri
  • Jineolojî
  • Ekoloji
  • Kültür-Sanat
  • Dosya
  • Sayılar
  • Podcast
No Result
View All Result
Jin Dergi
No Result
View All Result

Kapitalizm Kabuk Değiştirirken Kadın Emeği

Sakine Esen Yılmaz Sakine Esen Yılmaz
18 Ekim 2025
Yazı
0
Kapitalizm Kabuk Değiştirirken Kadın Emeği
0
SHARES
50
VIEWS
Facebook İle PaylaşTwitter İle Paylaş

Güvencesizlik bir norm haline gelirken bundan en çok kadınlar etkileniyor. Merdiven altı işler, yoğun bakım emeğine dayalı işler kadınların en fazla istihdam edildiği ve edileceği alanlar olarak varlığını koruyor. Sosyal devletin tasfiyesi kadınların halihazırda yararlandığı emeklilik gibi haklara erişimi imkânsızlaştırıyor

Farklı kameralarla bir kedinin hareketleri kaydediliyor, sonra her bir refleks, her bir adım teker teker kodlarla kayda geçiriliyor ve bilgisayar ekranına aktarılıyor. Amaç hareketli bir oyuncak üretmek. Sonra bu oyuncağın her bir parçası dünyanın değişik ülkelerinde monte ediliyor ve en sonunda sosyal medya aracılığı ile tanıtılarak tüketici kitleye ulaştırılıyor. Peki kadınlar ve çocuklar bu üretim sürecinin neresinde ve nasıl yer alıyor? Bu soruya yanıt verebilmek için öncelikle küresel kapitalizmin bugün geldiği aşamadan biraz söz etmekte fayda var.

Covıid 19 pandemisinden bu yana daha belirgin bir biçimde hissettiğimiz, daha doğrusu ona uyum sağlamak zorunda kaldığımız, yeni bir kapitalist dönemdeyiz. Bu aşama, Endüstri 0.5 olarak adlandırılıyor ve yapay zekâ ile insan yaratıcılığının birleştirilmeye çalışıldığı, bu şekilde üretim süreçlerinin geliştirildiği, makine ve insanın işbirliğini esas alan bir aşama olarak ifade ediliyor. Robotların insanlar için tehlikeli ve ağır olan işleri üstlenmeleri, iş gücü sıkıntısı yaşanan alanlarda kalifiye elemanların yerine yapay zeka destekli robotların yerleştirilmesi bekleniyor.

Dijitalleştirme ve otomasyon pek çok alanda hayatımıza girmiş durumda. 24 saat boyunca üretim yapabilecek; içerisinde insanların çalışmadığı fabrikalar, kasiyerlerin olmadığı marketler, online bilet gişeleri, sigara içecek ve yiyecek otomatları, insansız bankalar, insansız hava araçları hayatımızın birer parçası. Bütün bunlardan başka yapay zekâ veri toplama analiz etme gibi şimdiye kadar insanlar eliyle yapılan işleri de üstlenmiş durumda. Her türlü danışmanlık, sekreterlik, çevirmenlik gibi işler de bu şekilde tarih olmak üzere. Ayrıca kamusal hizmetlerin sunumunda da yeni bir dönemden geçiyoruz.

Kapitalizmin bu geçiş aşaması aynı zamanda bir krizi de içinde barındırıyor. Kitlesel işten çıkarmalar, mülkiyetin el değiştirmesi, yani mülkiyetin yapay zekâ ve teknolojide ilerleyen güçlerin ellerinde toplanması ve bu yeni sahiplerin ellerindeki güç birikimine dayanarak iktidar olma arzuları, burjuvazinin kendi içinde de bir savaşı beraberinde getiriyor. Mallara el koyma, çeteleşme, siyaseti kendi ihtiyaçları çerçevesinde dizayn etme ve bunu yaparken de bilinen diplomatik üslup ve yöntemleri bir kenara atarak öngörülemeyen ancak popülist söylemlere sarılma ABD başta olmak üzere pek çok ülkede tanıklık ettiğimiz bir durum.

Bununla birlikte beyaz yakalılar dönemi de kapanmış gibi görünüyor, onun yerine sweatshirtlüler dönemi başlıyor. Bu durum  sadece bürokrasinin bertaraf edilmesini değil, aynı zamanda yeni çalışma düzenini de temsil ediyor. Ancak bu dönemin temel karakterini her ne kadar birbirleriyle çelişkili gibi görünseler de kuralsızlık, kontrol ve otoriterleştirme oluşturuyor.

Emek alanındaki esnek ve kuralsız çalışma biçimi yeni değil, 1970’li yıllara kadar uzanan bir geçmişi var. Yarı zamanlı, saatlik, günlük, mevsimlik çalışma biçimleri özellikle kadınlar için aile ve çalışma hayatını bir arada uyumlu olarak yürütebilecekleri bir fırsat olarak takdim ediliyor. Ancak bunun kadınlar için güvencesiz çalışma anlamına geldiği gayet açık. Yapay zekâ ile birlikte esnek ve kuralsız çalışma yeni bir boyuta taşınıyor,

Devletler kendi anayasalarını-yasalarını değiştirerek, bunun mümkün olmadığı durumlarda onları çiğneyerek veya etkisizleştirerek teknoloji milyarderlerinin arzularını hayata geçiriyorlar. Sendikal yasalar, çalışma yasaları ama aynı zamanda demokratik yasalar planlı ve sistematik olarak ihlal ediliyor. İktidar ve mülkiyet erkeklerden başka erkeklere geçerken sağ partilere de sistem içinde direnen ya da direniş potansiyeli olan güçlerin bastırılması, gerektiğinde tasfiye edilmesi konusunda bir rol biçiliyor.

Toplumun otoriterleştirilmesine ise önce kadınların kazanımlarına saldırılarak başlanılıyor. Bu yeni düzene direnme potansiyeli taşıyan grupların başında kadınlar geliyor. Çünkü önümüzdeki beş on yıllık süreçte ortadan kalkacak olan işlerin başında yukarıda da bahsettiğimiz çevirmenlik gibi kadınların yaptıkları işler var. Şimdiye kadar hizmet sektöründe yoğun olarak çalışan, aynı zamanda haklar bakımından güçlenen kadınların evlerine dönmeleri öngörülüyor, çünkü ücretli emek piyasası daralıyor.

Diğer taraftan daha şimdiden bilgisayar mühendisliği, programcılığı gibi alanların erkekler tarafından domine edildiğini söyleyebiliriz. Kadınların bu alanlarda neredeyse yok denecek kadar az oluşları yeni kapitalist çalışma düzeninde onların otomatik olarak dezavantajlı olmalarını beraberinde getiriyor.

Güvencesizlik bir norm haline gelirken bundan en çok kadınlar etkileniyor. Merdiven altı işler, yoğun bakım emeğine dayalı işler kadınların en fazla istihdam edildiği ve edileceği alanlar olarak varlığını koruyor. Sosyal devletin tasfiyesi kadınların halihazırda yararlandığı emeklilik gibi haklara erişimi imkânsızlaştırıyor.

Yasaların uygulanmaması ya da keyfi olarak uygulanması kadına karşı işlenen suçların cezasız kalmasını ve bu yolla da kadınların sindirilmesini beraberinde getiriyor. Kuralsızlık toplumun hücrelerine nüfuz ederken erkekler her şeyi yapabilecekleri etik yoksunu bir toplumsal zeminde iktidarlarını sağlamlaştırıyor.

Kapitalist sistem kabuk değiştirirken patriarkal özü değişmiyor. Kadınların özgürlüğü ve kurtuluşu bu şartlar altında ancak örgütlü olmaları ve toplumsal öz savunma mekanizmalarını yaratmalarına bağlı.

Etiketler: DijitalleşmeEmek sömürüsüİşsizlikKadın DayanışmasıKadın emeğiKadın işsizliğiKadın MücadelesiKapitalizmSayı 138yapay zeka
Önceki İçerik

Türkiye’de Katmerleşmiş Krizlerin Pozitif Entegrasyon Perspektifiyle Sistematik Çözümü

Sonraki İçerik

İşsizlik ve Güvencesizlik Kıskacında Kadın Yoksulluğu

Sonraki İçerik
İşsizlik ve Güvencesizlik Kıskacında Kadın Yoksulluğu

İşsizlik ve Güvencesizlik Kıskacında Kadın Yoksulluğu

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Yazarlar
  • Söyleşi
  • Portre
  • Çeviri
  • Jineolojî
  • Ekoloji
  • Kültür-Sanat
  • Dosya
  • Sayılar
  • Podcast

© 2024 Jindergi. Tüm hakları saklıdır.

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

No Result
View All Result
  • Yazarlar
    • Yazarlar
    • Konuk Yazarlar
  • Söyleşi
  • Portre
  • Çeviri
  • Jineolojî
  • Ekoloji
  • Kültür-Sanat
  • Dosya
  • Sayılar
  • Podcast

© 2024 Jindergi. Tüm hakları saklıdır.