Jin Dergi
  • Yazarlar
    • Yazarlar
    • Konuk Yazarlar
  • Söyleşi
  • Portre
  • Çeviri
  • Jineolojî
  • Ekoloji
  • Kültür-Sanat
  • Dosya
  • Sayılar
  • Podcast
No Result
View All Result
Jin Dergi
  • Yazarlar
    • Yazarlar
    • Konuk Yazarlar
  • Söyleşi
  • Portre
  • Çeviri
  • Jineolojî
  • Ekoloji
  • Kültür-Sanat
  • Dosya
  • Sayılar
  • Podcast
No Result
View All Result
Jin Dergi
No Result
View All Result

“Kadın Hafızası” Toplumların Tarihsel Belleğidir

Oya Açan Oya Açan
29 Haziran 2025
Yazı
0
“Kadın Hafızası” Toplumların Tarihsel Belleğidir
0
SHARES
30
VIEWS
Facebook İle PaylaşTwitter İle Paylaş

Gözlerini kadının varoluşuna, direnişine ve tarihsel belleğine diken Kürt kadın sanatçı Aslı Filiz’in “Kadın Hafızası” başlıklı sergisi, 23 Haziran’da Hamburg Üniversitesi Konukevi’nde açıldı. Sergi 24 Eylül 2025’e kadar açık kalacak

“Kadın Hafızası…” Kulak verene ne çok şey söyler bu iki sözcük. Kadınların sadece unutmadıklarını değil, unut(a)mayacaklarını bir biçimde gösterdiklerini de imler hafızalarına kazıdıklarını. Hem genetik bir özelliktir bu kadınlarda hem bir kültürdür diğer kuşaklara aktardıkları hem de anımsamanın anlamı üzerine adeta bir hayat dersidir.

Hafıza ve Zeytin Ağaçları

“Hafıza” deyince aklıma zeytin ağaçları geliyor, nedensiz değil elbette. Afrin’de “Zeytindalı Harekatı” sırasında yakıp yıktıkları bir yana on binlercesi kesilen; Ege’nin, Akdeniz’in o bereketli toprakları üzerinde binlerce yıldır hüküm süren, Akbelen’de maden sahası açmak için ölüm fermanı çıkarılan zeytin ağaçları… Zeytin ağacı bir bitki değil sadece, gövdesi zamanla buruştuğu halde meyva vermeyi sürdüren dayanıklılığın, hafızanın sembolü.

“Kökleri derine inen, gövdesi zamanla buruşan ama hâlâ meyve veren bu ağaç, yalnızca bir bitki değil; dayanıklılığın, hafızanın, çeşitliliğin ve birlikte yaşamanın sembolü…”

Şimdi, “Dünya/Türkiye nelerle boğuşurken bir sergiden söz etmenin sırası mı” diyenler çıkar mı dersiniz? Hayatın ölçüye kurala gelmez diyalektiği işliyor oysa; bir şeyler çürüyüp göçerken bir şeyler filizlenip çiçeğe duruyor. Bizi şeylere yeni bir gözle bakmaya çağıran “Kadın Hafızası” sergisi de insanlığın zenginliğine giden yolun minicik taşlarından biridir. Öte yandan bu hem bir sergi hem de değil; dünyayı, hayatı ve kendini sorgulamanın arenası. Hatırlama ile unutma karşıtlığının içsel mücadelesi, kimi zaman derinden ve herkesi etkileyen akışı…

Sessizliğin Sesi, İsyanın Gümbürtüsü

Sergideki kimi eserler bilincimize, ruhumuza, vicdanımıza doğrudan seslenen özellikleriyle öne çıkıyor: “Jina Mahsa Amini”, “Ben Havva”, “Yalan Sarmalı”, “Sessiz Çığlık” ve “Jin Jiyan Azadî”… Bu eserler tek bir kadının hikayesini anlatmıyor, onlar devinirken de ölürken de yalnız bir birey ölmüş olmuyor, kadınların ve halkların ortak belleğinde açılan yaranın hafızada nasıl bir yer edindiğinin ve kuşaklar boyu nasıl aktarıldığının izini sürebiliyoruz.

Çünkü sanatçı bunları kendine saklayamaz; kendisi de bu deneyimin bir biçimde parçasıdır. Bunu herkese, bütün dünyaya göstermek ister; bilincini, duygularını, özlemlerini kadınların  yaşadıklarıyla özdeşleştirmek, sanatı aracılığıyla onlara tercüman olmak ister.

Sanatçı kendinde içerili olanları bütün enerjisiyle tuvale dökerken bu yoğunlaşmış derinlikler izleyicilerden de bir şey talep eder: “Sanat zaman alır. Bir resme bir saat boyunca bakmak zordur. Müze gezme deneyimi sanatın ayaküstü görülmesini teşvik eder.”*

Mücadeleci Kadınlar

Aslı Filiz’in çalışmalarını izlerken her adımda mücadele eden kadınlarla karşılaşıyorsunuz. Renkler evreninin bütün olanakları kadınların zenginliğini gözler önüne seriyor. Hayatlarının her anında karşılaştıkları toplumsal baskının izdüşümleri de buna karşı yürüttükleri kimi zaman sessiz kimi zaman dünyayı sallayan direnişleri de tablolardan sızıyor. Özünü unutmamış bir kadın sanatçının çığlıkları bunlar. Dünyaya meydan okuyan duruşu ölümle dahi engellenemeyen Garibe Gezer ** de var bu tablolarda, her şeyi unutmuş olsa da halkının direnişini hiç unutmayan Aysel Tuğluk da… Aslı Filiz, daha önce kendisiyle yaptığım bir röportajda, “Bir kadının toplumsal baskı ile savaşını ve bu savaş içindeki zorlu mücadelesini ve sonra da bu çabanın sonunda kadının zaferinin” anlatıldığı içeriklerin ne kadar esinleyici olduğunu vurgulamıştı.***

Öfkelenmeden, itiraz etmeden, örgütlenmeden, umudu eylemle büyütmeden, sanatımızla bunları esinlemeden hiç kimseye huzur yok bu coğrafyada, bu dünyada: “Öfke daha iyi. Öfkeli olmanın mantıklı bir yanı var. Bir gerçekliği ve mevcudiyeti var. Değerinin farkına varmak gibi…****

Katmanlı Kadın Anlatısının Hem Dünü Hem Bugünü

Onun eserleri, kadın anlatısının katmanlı bir şekilde dile gelişidir. Bir desenle Mezopotamya’nın kadim kültürüne uzanır, bir fırça darbesiyle bugüne gelir, bir renk demetiyle geleceğe uzanırsınız. Kadının imrenilesi iradesini ve sabrını resmetme çabası ışıldar bu görsel şölende. Ama ille de bütün kurucu ve yapıcı çizgileriyle direnen ve mücadele eden kadınlar damgasını basıyor çalışmalara. Susturulmuşluğa isyan eden, kendi sesini bulmaya, bunu başkalarının seslerinin yanına katarak çoğaltmaya, özneleşmeye yönelen kadınları izliyoruz sergi boyunca.

Bunlar içinde Êzidî kadınların yaşadıkları acıları ve yüzlerce yıla dayanan travmalarını anlattığı “Sessiz Çığlık” çok çarpıcıdır. Êzidî Kadının beyaz saçları yaşlılık göstergesi değil travmaların izidir, zamana direnebilmiş bir halkın varoluşunun büyüsüdür. Kadını kucaklayan iki tavus kuşu Êzidîlik inancının kutsal figürü Melek Tavus’u simgeler. Kucaklayarak korumaya alırlar onu, dayanışmanın muazzam gücüyle ona güç verirler.

Adeta bir kundağa benzeyen bir bandajla kuşatıp hareketsiz bırakan, onu özgürlüğünden de hayallerinden de koparmaya çalışan ataerkil sistemi anlatan “Yalan Sarmalı” keza insanı düşünmeye ve sorgulamaya yöneltiyor. Erkek egemen sistem tarafından bir süs ve gösteri malzemesi haline getirilmeye çalışılan kadınlar, ister Avrupa’da ya da Amerika’da isterse başka coğrafyalarda bütün bu sahtekarlıklara karşı uyanık olmaya çağrılıyor. Çünkü hiçbir şey göründüğü gibi, bizim onu görmek istediğimiz gibi değildir.

Son Not:

(*) Sanat Başkaldırır, Jeanette Winterson, Sel Yayıncılık

(**) https://sendika.org/2022/03/iki-kadin-yarali-dunyamizda-iki-direnis-senfonisi-650672

(***) https://alinteri10.org/2023/01/13/asli-filiz-onceligim-hep-kadinlar-olacak/

(****) En Mavi Göz, Toni Morrison, Sel Yayıncılık

Etiketler: EfrinhafızaKadın DayanışmasıKadın HafızasıKadın MücadelesiSayı 122Sergi
Önceki İçerik

Bir Savaşın Gölgesinde, Bir Barışın Arifesinde: Tüm Yönleriyle Tecavüz Kültürü

Sonraki İçerik

Zilan’ın Eyleminin Kadın Özneleşmesindeki Dönüştürücü Rolü

Sonraki İçerik
Zilan’ın Eyleminin Kadın Özneleşmesindeki Dönüştürücü Rolü

Zilan’ın Eyleminin Kadın Özneleşmesindeki Dönüştürücü Rolü

Bir yanıt yazın Yanıtı iptal et

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

  • Yazarlar
  • Söyleşi
  • Portre
  • Çeviri
  • Jineolojî
  • Ekoloji
  • Kültür-Sanat
  • Dosya
  • Sayılar
  • Podcast

© 2024 Jindergi. Tüm hakları saklıdır.

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist

No Result
View All Result
  • Yazarlar
    • Yazarlar
    • Konuk Yazarlar
  • Söyleşi
  • Portre
  • Çeviri
  • Jineolojî
  • Ekoloji
  • Kültür-Sanat
  • Dosya
  • Sayılar
  • Podcast

© 2024 Jindergi. Tüm hakları saklıdır.