Rahim ağzı kanseri kadınlarda sık görülen, vücut içinde olduğu için gözle görülemeyen bu nedenle geç teşhis edilen bir kanserdir… Rahim ağzı kanserlerinin %99’u ise HPV’den kaynaklanmaktadır
11 Mart 2020’den beri virüslerden kaynaklı bir pandemi içindeyiz. Çok zor günler geçirdiğimiz bu dönem, ne yazık ki Covid 19 hastalığı yanı sıra hazır olmayan ya da gerekli biçimde düzenlenmesi yapılmamış sağlık sistemi nedeniyle ertelenmiş sağlık sorunları yaşamaktayız. Bu süreçte en çok aksayan sorunlardan bir kaçı üreme sağlığı, cinsel yolla bulaşan hastalıklar ve cinsiyet bölgesinin hastalıkları, kanserleri oldu.
Rahim ağzı kanseri kadınlarda sık görülen, vücut içinde olduğu için gözle görülemeyen bu nedenle geç teşhis edilen bir kanserdir. Geç teşhis de tedaviyi zorlaştırmakta ve ölümlere yol açmaktadır. Rahim ağzı kanserlerinin %99’u ise Human (İnsan) Papilloma Virüs'ten (HPV) kaynaklanmaktadır. HPV erkeklerde de daha düşük oranda olmak üzere deri, ağız içi ve makat içi hastalık ve kansere yol açabilmektedir.
HPV virüsü deriden ve deriye benzeyen bir doku olan mukozalara ile kaplı vajina, anüs/makat ve oral/ağızdan bulaşıyor. Derinin yanı sıra içi deri yapısındaki doku olan mukoza ile kaplı olan, ağız, boğaz, vajina, rahim boynu dediğimiz rahimin vajinaya açıldığı kısımlardan, makattan ve makat içindeki zarla kaplı yapılardan bulaşan ve buralarda hastalık yapan bir virüs. Daha çok cinsel ilişki ve cinsel organlardan bulaşıyor. Ama ortak cinsel eşya kullanımı, ağda gibi ortak temizlik malzemesi kullanımı, HPV'li anneden doğum da bulaşa yol açıyor.
Aktif cinsel yaşamın başladığı 12 yaşından sonra insanların yaklaşık olarak %80’i HPV virüsü ile karşılaşıyor. Bu karşılaşmanın %10’u hastalıkla sonuçlanıyor. Hasta olanların %10 ise kanser hastalığı oluyor. Kadınların da % 80’i ömürleri içinde bu virüsle karşılaşıyor. Türkiye’de kadınların %20’sinin HPV taşıyıcısı olduğu tahmin edilmektedir.
Virüs vücuda girince %90 oranında hiçbir hastalık belirtisi vermeden kendiliğinden 1-2 yıl içinde vücuttan atılıyor ama bu arada taşıyan kişiler cinsel ilişkiye girdikleri insanlara virüsü bulaştırıyor. Bu nedenle sık partner/eş değiştirme bulaşma olasılığını arttırmakla birlikte ilk ilişkide bile bulaşabiliyor.
İyileşmeyenler ise cinsiyet bölgesinde makatta, vajinada ve ağız ve boğazda yumrulara, siğillere ve kansere yol açıyor. Human (İnsan) Papilloma Virüs'ün (HPV) 200'e yakın çeşidi var ancak kırka yakın alt grubunun insanlarda hastalık yaptığı bir virüs. İnsanlarda en çok 16'dan sonra 18 nolu alt tipi kansere yol açıyor ve bunu 31 ve 35 nolu alt tipler izliyor. 6, 10 tipleri de yalnızca siğillere yol açıyor. Genital siğiller hızla farklı alanlara yayılabileceği gibi, tek bir bölgede lokalize şekilde de kalabilir. Büyüklükleri bir pirinç tanesinden küçük olabileceği gibi, bir tenis topu büyüklüğüne kadar da ulaşabilir. Üzerlerindeki pürtüklü yapıları nedeni ile karnabahara benzeyen siğiller, açık kahverenginden koyu siyaha kadar faklı renklerde olabilirler. Genital siğiller temas ile vücudun farklı bölgelerine de taşınabilirler.
HPV16,18, 31,35 nolu tipler en çok rahim ağzı olmak üzere sırasıyla anüs/makat, penis, vulva, vajina ve baş boyunda kansere yol açarlar. HPV virüsleri yerleştikleri deri ve mukoza hücrelerinde genetik değişiklikleri olan oluşumlara, yumrulara yol açarak prekanseröz/kansere öncesi oluşumlara yol açabilirler. İlerleyen zamanda da bu oluşumlar büyüyerek kanser hücresine dönüşerek yüksek riskli kanser grubunu oluştururlar.
HPV açısından riskli durumlar arasında:
*Erken yaşta ilk cinsel ilişki,
*Birden fazla cinsel partner,
*Sigara bağımlılığı,
*Düzensiz beslenme,
*Kronik hastalıklara sahip olma,
*Ağız ya da cinsiyet bölgesinde cinsel organlarda enfeksiyonlar, yaralar ve doku bütünlüğünü bozan durumlar
*Bağışıklık sisteminin zayıf olması sayılabilir
Siğiller görüldüğünde hemen etken araştırmasına gidilmelidir. Etken HPV ise tip tayini yapılmalı ve lezyonlar buna göre değerlendirilerek tedavi planlanmalıdır;
*Bağışıklık sistemi normal çalışan sağlıklı bireylerde yüzde 90 oranında lezyonlar 1-2 yıl içinde kendiliğinden iyileşecek virüs vücuttan atılacaktır.
*HPV virüsünün yol açtığı lezyonlara özel tedavi planlanır. Eğer virüs genital kondülom denilen siğillere sebep olduysa bu siğillerin cerrahi olarak çıkarılması, elektrokoter yardımı ile yakılması, kriyoterapi ile dondurulması, ilaç ya da bazı özel kimyasal ajanlarla tedavisi yapılabilmektedir.
*Eğer hastanın vulva, vajen ya da serviksinde kanser öncü lezyonları oluştu ise bu lezyonlara yönelik takip ve gerekli ise cerrahi tedavi ve gerekli diğer tedaviler planlanmalıdır.
*Rahim ağzı kanserinin erken teşhisi kanser taramalarıyla mümkün olabilmektedir. 21 yaşından itibaren kadınların 3 yılda bir kez rahim ağzının görülerek pap-smear alınması ile yapılan tarama testi ile HPV varlığı araştırılmaktadır. 21-47 yaş arasında kadınlar düzenli olarak pap-smear tarama testlerini yaptırmalıdır. Ayrıca ağız ve anal tarama test çalışmaları da yapılmalı ve herkesin ücretsiz taranması sağlanmalıdır. Kanserin erken teşhisi tedavi şansını ve başarısını arttırmaktadır.
Rahim ağzı kanseri ve HPV'den kaynaklı diğer bölgelerin kanserlerinden aşı ile korunmak mümkündür. Günümüzde kullanımda olan 3 değişik HPV aşısı bulunmaktadır. Bunlar:
*Bivalan yani 2’li HPV aşısı: Serviks kanserlerinin yaklaşık %70’ninin nedeni olan yüksek riskli HPV Tip 16 ve 18’e yönelik aşı
*Kuadrivalan yani 4’lü HPV aşısı: En sık genital siğillere yani kondilomlara neden olan düşük riskli HPV Tip 6 ve 11 ve HPV Tip 16 ve 18’e yönelik aşı
*Nonavalan yani 9’lu HPV aşısı: HPV Tip 6, 11, 16, 18, 31, 33, 45, 52, 58’e yönelik aşı.
Ülkemizde 2’li ve 4’lü aşılar bulunmakta, 9’lu aşı ise henüz bulunmamaktadır. HPV aşıları için önerilen uygulama yaşı; cinsel birlikteliğin başlamadığı ve aşıya karşı en iyi immün yanıtın alınacağı 9-14 yaş aralığıdır. Bugünkü kanıtlar dahilinde hem kız hem de erkek çocukları için aşının en uygun uygulama yaşı 11-14 olarak belirlenmiş ve ilk aşıyı takiben 6-12 ay içinde ikinci aşının yapılması önerilmektedir. 15-45 yaş arası kadın ve erkeklerde ise 3 doz olarak uygulanması önerilmektedir.
Cinsel birliktelik başlamadan, uygun yaş aralığı ve dozda yapılan HPV aşıları ile aşının içerdiği HPV tipi ve oluşturacağı enfeksiyona karşı yüzde yüze yakın korunma sağlanacağı bilinmelidir. Ulusal aşı uygulaması kapsamına alınan ülkelerde yapılan yaygın aşılama ile rahim ağzı kanseri vakalarında %90 azalma ortaya çıkmıştır.
Türkiye’de HPV ulusal zorunlu aşı uygulamasına dahil edilmemiştir. Koruyuculuğu çok yüksek olan nonavalan 9’lu aşının zorunlu hale getirilerek ücretsiz yapılması daha sağlıklı yaşamamız için çok önemlidir. Sağlık örgütleri ve kadın örgütleri nonavalan-9’lu HPV aşısının ücretsiz yapılması ve zorunlu aşı kapsamına alınması için mücadele etmektedir.