Sanata, ilime, bilime düşman; sana, bana, ona düşman; Kürtlere ve Alevilere düşman! Süryanilere, Ermenilere Ezidilere düşman! LGBTİ’lere düşman! Üretene düşman, yazana, çizene düşman! Şarkı söyleyene, söz söyleyene düşman!
AKP iktidarı ve onun Cumhur’u olan Reis’in son zamanlardaki söylemleri çığırı aştı! Tehdit, nefret dili, kişisel haklara saldırı, küfür, hakaret, kişiyi hedef gösterme, hatta açık açık ölümle tehdit etmeye kadar giden söylemler bunlar! Linçlere varan bu söylemlerin amacı nedir diye irdelediğimizde ise altında koskoca bir korku imparatorluğu yaratma hedefi çıkıyor! Korku ki insanlığı en çok ele geçiren duygudur. Bir iktidar ya da yöneten korkuyorsa, korkutmayı amaçlar! Daha açık söylersek; Halkından ödü kopan Dehak nemrut bir zihniyet, Türkiyeli halkları terbiye ve biat etmeye zorluyor! Alt kesimleri ezerek, kadınlara ve çocuklara zulmederek güç gösterisi yapıyor. Kiminde kadın haklarını koruyan İstanbul Sözleşmesi gibi önemli bir anlaşmayı feshediyor; kiminde kadını özgürleştiren, erkekle eşit hakları savunan derneklere gözdağı veriyor.
Bir Cumhurbaşkanı düşünün ki, gündemi farklı bir yere çevirmek için bir şarkı sözünü bahane ederek, dünyaca tanınan şarkıcı, bestekâr, söz yazarı Sezen Aksu’ya, dilini koparırım, diyebiliyor! Açık bir ölüm fermanıdır bu söylem. Fikir ve düşünme hakkına gasptır! Sanata, sanatçıya, bilime, aydınlığa, barışa düşman ve ülkeyi bağnaz bir kaosla yönetmeye çalışan bir iktidar bu!
Sanatı ve sanatçıyı susturmak, dilsizleştirmek faşist iktidarların en sık başvurduğu yöntemdir! Sanatçının dilini keseriz diyen bu anlayış, tarikat yurtlarındaki erkek çocuk ölümlerinin üzerine gitmediği gibi buradaki taciz ve tecavüzleri de savunabiliyor! Hatırlanacağı üzere; Ensar Vakfı'nda tecavüz edilen 45 çocuk için, dönemin Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu "bir kereden bir şey olmaz" diyebilmişti. Bir kadın ve bir annenin bunu diyebilmesi ancak böylesi bir zihniyetin sonucu olabilir. Bizleri yönetenlerin ahlaki yapısının ne denli çöktüğünün de göstergesidir bu ifade. AKP iktidarı bu ülkenin kötü yüzüdür. Halka kötülükten başka bir şey getirmemiştir! İslamcı kültürel kodlarla hareket eden bu iktidar, toplumsal cinsiyetçi yaklaşımlarla bu sorunu derinleştirmekte ve kadını toplum dışına iterek âdeta görünmez kılmaktadır! Öyle ki, KHK’larla binlerce kadının görevine son verip kadını yoksullaştırıp biat ettirmek gibi bir muradları var. Barış akademisyenlerini, gazetecileri, yazarları, sanatçıları ve siyasetçileri sudan bahanelerle tutuklatıp ülkeyi yarı açık cezaevine döndürmüş bir iktidar var. Hasta mahpusları ölüme terk eden, ölen hasta tutsaklara ise tabut vermeyecek kadar insanlıktan çıkan, doktor raporlarına rağmen hâlâ içerde rehin tuttuğu hasta tutuklulara karşı vicdansız bir iktidar var.
Sanata, ilime, bilime düşman; sana, bana, ona düşman; Kürtlere ve Alevilere düşman! Süryanilere ve Ermenilere düşman! Ezidilere ve Keldanilere düşman! LGBTİ’lere düşman! Üretene düşman, yazana, çizene düşman! Diplomalıya düşman! Şarkı söyleyene, söz söyleyene düşman!
*
Haykırıyoruz! Sizin zulmünüz varsa kadınların da sesi, sözü var! Özgürlük, diyen binlerce kadınız! Sesimizi, sazımızı, sözümüzü ülkemizin semalarında yankılayacağız! Sakınmadan, korkmadan hem de! Sanatçılarımızın istediği dilde-kültürde, istediği şekilde sanatlarını özgürce icra etmeleri için bu tekçi anlayışa karşı sesimizi yükseltiyoruz!
Hop diyoruz!
Dur diyoruz!
Haddini bil diyoruz!
Jin, jiyan, azadî
Kadın, yaşam, özgürlük!
*Alevi Aktivist, Demokratik Alevi Dernekleri 3. dönem eşbaşkanı