Ayakkabılar yürümemizi kolaylaştırmak ve ayağımızı korumak üzere tarih içinde geliştirdiğimiz giysilerdir. Ancak zaman içinde tüm giysiler gibi ayakkabılar da cinsel, sınıfsal özelliklerin temsilcisi olan biçimlere dönüşmüştür
Biz kadınlardan güzel, bakımlı olmamız beklenir. Ama güzellik kriterleri bizim sağlığımız ya da gelişimimiz gözetilerek oluşturulmamıştır. Genellikle erkeklerde cinsel arzu yaratacak ya da koruma duygusu uyandırmamızı gerektirecek özellikler öne çıkartılır. Ufak tefek olmak, zayıf olmak, ince uzun olmak makbul özelliklerdir. Ayaklarımız da bu özellikleri gerektiren kalıplara sokularak yapısını ve gelişimini bozan işlemlere maruz kalmakta ve sonunda ayak sağlığımız bozulmaktadır. Çin'de kadınların lotus ayaklara sahip olması için erken çocukluk döneminden itibaren başparmak dışındaki parmakların aşağıya kıvrılarak bağlanması, ileriki zamanlarda ise gerektiğinde ayak kemiklerinin kırılması gibi uygulamalarla küçük ama lotus şekilli ayakların oluşumuna yol açmıştır. Kadının sosyal olarak erkekten daha düşük seviyede olduğu ve fiziksel olarak erkeğe verdiği hizmetin daha üst seviyede olabilmesi için cazibe ve cinselliği arttırıcı bir uygulama olarak görülen ayak bağlama işlemi XIII. yüzyıldan XV. yüzyıla kadar Çin’de çok geniş bir coğrafyaya yayılmış ve etkinliğini sürdürmüştür.
Ayakkabılar yürümemizi kolaylaştırmak ve ayağımızı yeryüzünün kesici, delici, batıcı etkilerinden korumak üzere tarih içinde geliştirdiğimiz giysilerdir. Ancak zaman içinde tüm giysiler gibi ayakkabılar da cinsel, sınıfsal özelliklerin temsilcisi olan biçimlere dönüşmüştür. Dar burunlu, yüksek topuklu ayakkabılar da kadın toplumsal cinsiyetinin temsilcisi haline gelmiştir. Bu ayakkabıların giyilmesi de günümüzde kadınların ayak şekillerinin bozulmasına ağrılara ve hareket kısıtlılıklarına yol açmaktadır. Kadınların sağlıklarını kaybetmeleri pahasına güzellik için yapması beklenenler, yapmak zorunda kaldıkları ne yazık ki hâlâ sürdürülmektedir. Kadın ayakkabı endüstrisinde yüksek topuklu ve dar burunlu ayakkabıların üretilmesi kadınları erkek beğenilerine uygun şekillenmeye ve sağlıklarını kaybetmeye zorlamanın hâlâ yaygın biçimde devam ettiğini göstermektedir.
Ayağımızın kemik yapısı
Bacak kemikleri ayak bileği eklemiyle, topuğumuzu oluşturan tars adı verilen ayak kemiklerine bağlanır. Tars kemikler, öne doğru uzanır ve tarak/metatars denilen 5 ayak kemiği ile eklemlenir. Her metatars/tarak parmakları oluşturan falanks kemikleriyle eklem yapar. Başparmakta 2 falanks, diğer parmaklarda üçer falanks vardır. Her bir falanksın kemikleri kendi içlerinde eklemleri oluşturur.
Halluks Valgus/bunyon ya da başparmak çıkıntısı
Halluks Valgus/bunyon ya da başparmak çıkıntısı kadınların büyük çoğunluğunda 30-40 yaşlarından sonra görülür, yani uzun süreli olarak ayağımıza uygun olmayan ayakkabı giymenin etkisi sonucu ortaya çıkar. Ayak başparmağının diğer parmaklara içeriye doğru dönmesi ile birlikte başparmağın eklem yaptığı metatars/tarak kemiğinin dışa doğru dönmesiyle oluşan eklem bozukluğuna verilen isimdir. Her eklemde olan ve eklem yumuşak dokusu denilen yapılar etkilenir. Kemik çıkıntısı gibi görünen bir şişlik ve ağrı oluşur. Oluşumun üzeri kızarıktır. Ayakkabı giymek ve ayakkabı ile hareket etmek, yürümek ağrılıdır. Ağrıyı ortadan kaldırmak için ayağın yere basması bozulabilir; parmakların birbirine yaklaşması birbirinin üstüne binmesine bağlı olarak, parmakların birbirine teması nedeniyle özellikle birinci ve ikinci parmaklar arasında kalınlaşmalar, nasırlar oluşabilir. İlerleyen dönemlerde çıplak ayakla yürürken bile ağrı oluşabilmektedir. Ayak başparmağı bükülürken zorlanma olur, acı ve yanma hissedilir. Ayakkabı giyerken zorluk yaşanır, yürüme ağrılı olur. İlerleyen zamanlarda başparmakta hissizlik gelişebilir. Eğri duran ayak parmağı-parmakları olur.
Halluks Valgus yanlış ayakkabı giymenin yanı sıra çok ayakta kalmak, şişmanlık, genetik olarak görülen düztabanlık, aşil tendonu kısalığı, ayak kubbesinin yüksek olması gibi durumlarda ve iltihaplı romatizmal hastalıklarda da görülebilir.
Fizik muayene ve ayak röntgen çekimleri ile teşhis konur ve hastalığın düzeyi saptanır.
Şikayetlerin az olduğu hastalığın başlangıç döneminde uygulanacak tedavi yöntemleri şekil bozukluğunu düzeltici yönde etki sağlayabilir, şikayetlerin gerilemesini ve şekil bozukluğunun ilerlemesini önleyebilir. Bu amaçla çeşitli araçlar ve ortopedik materyaller kullanılabilir.
*Uygun ayakkabı giyilmesi: Geniş taraklı, yumuşak derili ve topuk yüksekliği 2-3cm’yi aşmayan ayakkabılar olmalı, ayak boşluğunda parmaklar hiçbir noktaya değmemeli, en uzun ayak parmağıyla ayakkabı bitişinde mutlaka boşluk olmalı
*Birinci parmaktaki şekil bozukluğunu önlemek için parmak arası makara ve gece istirahat ateli kullanılması,
*Basma kusurunu (düz tabanlık, ayak yüksekliği) engellemek için kullanılacak tabanlıklar,
*Parmak üzerindeki çıkıntıyı korumak için silikon aparatlar,
*Ağrı kesici ve enflamasyon giderici ilaçlar
Tedavide ayrıca hastalardan şu egzersizleri yapmaları istenir:
Hasta ayakları hafif aralık olacak şekilde ayakta durur. Topuklarını yerinden oynatmadan bir başparmağı ile diğerine değmeye çalışır. Çok ileri vakalar cerrahi olarak tedavi edilir.
Bunyonit küçük ayak parmağı falanks kemiğinin metatars kemiğiyle yaptığı eklemin bozulması ve ağrılı şişlik oluşmasıdır. Genellikle hallux valgusa bağlı oluşmaktadır. Ayak egzersizleri ve uygun ayakkabı giyimi önemlidir.