Özgürlükçü kadınlar Veracruz'da gösteri yapıyor – 1922
Her şey onların başının altından çıktı: Veracruz genelevlerinde çalışan kadınlar… Pencerelerden kızıl bayraklar ve “Grevdeyim ve kira ödemiyorum” yazılı pankartlar sarkıtılmıştı… En çok öne çıkan da bir militan olan Maria Luisa Marin'di
Her şey onların başının altından çıktı: Veracruz genelevlerinde çalışan kadınlar… Bir gün, tam olarak 1922 yılının Şubat ayında açgözlü ev sahiplerine kira ödemeyi bıraktılar ve şehrin nüfusunun yarısından fazlasının katıldığı büyük bir sosyal protestonun fitilini ateşlediler. Çok kısa sürede, kötü barınma koşullarından, aşırı kiralardan ve kira tahsildarlarının sürekli tacizinden bıkmış olan limanın en yoksul mahallelerinde yaşayanlar, yerel anarşistler, Meksika Komünist Partisi üyeleri, Devrimci Kiracılar Sendikası (Sindicato Revolucionario de Inquilinos) herkes ama herkes işin içine girmişti.
Protestocular önce konut reformları için çağrıda bulundular, ancak daha sonra işi büyütüp bir dizi başka talep de öne süreceklerdi: Özel mülkiyetin kaldırılması, işçilerin kurtuluşu ve nihayetinde devletin ortadan kaldırılması!
Mayıs ayı sonunda yaklaşık 30 bin kişi kira ödemeyi bırakmıştı. Birçok apartmanın pencerelerinden kızıl bayraklar ve “Grevdeyim ve kira ödemiyorum” yazılı pankartlar sarkıtılmıştı. Böylece 1920’ler boyunca sürecek büyük bir ayaklanma başlamış oluyordu. Sadece kiracılar da değil, eylemciler kasabanın kenarında Colonia Comunista dedikleri yerleşimi kurdular ve kırsal işçiler arasında örgütlenmeye başladılar. Bu arada limanda da kaynaşma sürüyordu. Ayrıca, Veracruz’dan ilham alan birçok yerde kira protestoları büyürken, Mexico City ve Guadalajara'da da geniş çaplı grevler başlamıştı.
Tarihsel arka plan
Bütün bu olup bitenlerin elbette bir arka planı vardı. 1900’lerin başında ülkenin başkenti Mexico City, modern bir kentti ve ışıl ışıldı ama kenar mahalleler ve ülkenin kırsalında durum tamamen farklıydı. Mexico City sakinlerinin yaklaşık dörtte biri, berbat evlerde yaşıyordu. Daha sonra, durum iyice kötüleşti; yoksul mahalleler “hastalık ve ölüm merkezleri” olarak tanımlanıyor, pırıltılı caddelerin yüz metre ötesinde sokakta yaşayan binlerce insanın hayatı başlıyordu. Hayatı bir limana bağlanmış olan Veracruz eyaletinde de durum farklı değildi. Limanda “yeni bir uygarlık çağı”nın başladığından söz ediliyor ama kentin sakinlerinin çoğu bir avluya açılan odalardan oluşan izbelerde yaşıyordu. Bu arada kiralar da kontrolden çıkmış, farelerin bile yaşayamadığı harabeler muazzam bedellere mal olmaya başlamıştı.
Kadın isyanı
Veracruz isyanı bu koşullarda halkın büyük öfkesinin bir sonucu olarak başladı. 27 Şubat 1922 günü öğleden sonra Devrimci Kiracılar Sendikası lideri anarşist Heron Proal, de la Vega apartmanının avlusunda yaklaşık seksen kadınla bir araya geldi. "Sevgili yoldaşlar" diye söze başladı, "Şimdi kurtuluş zamanı. Kardeşlerim, burjuvazi tarafından sefil bir şekilde sömürüldüğünüz o pis barakaları yakabileceğinizi söylemek için buradayım. Hepiniz enerjik kadınlarsınız ve bu sömürüye katlanmak zorunda değilsiniz." Toplantının ardından kadınlar, kira toplayan tahsildarları taş yağmuruna tuttular ve direniş bütün mahallelere hızla yayıldı. Mart ayında genelevlerdeki kadınlar “şenlik ateşi yakmak için” şiltelerini sokağa attığında, artık çatışma üst noktaya taşınmıştı.
Veracruz isyanındaki kadınların güçlü varlığı dikkat çekiciydi. Harekete bu kadar çok kadının katılması, daha sonra hareketten "kadın isyanı" olarak bahsedilmesine neden oldu. Zaman zaman sendika lideri Proal'ın kadın eylemciler üzerindeki büyük etkisinden söz edilse de, bu gerçeğin tamamı değildi. Kadın eylemciler işin başından beri kendi varlıklarıyla eylemi yönetiyorlardı. En çok öne çıkan da Mexico City'den yeni gelmiş bir militan olan Maria Luisa Marin'di.
Soluk bir fotoğraf
Maria Luisa’nın doğru dürüst bir fotoğrafı bile yok. Yalnızca Devrimci Kiracılar Sendikası'na bağlı yirmi sekiz kadının 1923 tarihli nadir bir fotoğrafında, Maria Luisa ortada bir yerde görülüyor ve 20’li yaşlarda olduğu anlaşılıyor. Kardeşleri Lucio ve Esteban ile birlikte işçilerin örgütlenmesine yardım etmek amacıyla Veracruz'a geldiği biliniyor. Ama öncesinde anarko-sendikalist harekette deneyim kazanmış olduğu tahmin ediliyor.
Maria, 1922 baharında Veracruz'a vardıktan kısa bir süre sonra, Liberter Kadınlar Federasyonu (Federación de Mujeres Libertarias) olarak bilinen güçlü bir anarşist grup kurarak hızla öne çıktı. Kadınlar, herhangi bir kiracının evden atılma tehlikesiyle karşı karşıya kalması durumunda, diğer kiracıları savunmaya çağırmak için düdüklerden oluşan genel bir alarm sistemi kurdular. Ayrıca, hizmetçileri de örgütlüyor, yerel pazarlara el atıyorlardı. Maria’nın liderliğindeki anarşist kadınlar artık hayatın her alanındaydılar. Gazeteler zaman zaman Maria’nın Proal'ın sevgilisi olduğunu yazsalar da bunun gerçekliği bilinmediği gibi, önemi de yoktu. Maria’nın harekette tuttuğu yer bir ‘yardımcı’dan çok fazlasıydı. Sendikanın faaliyetlerinin çoğunu o koordine ediyordu. Örneğin Mart ayında Veracruz şehrinde yüzlerce işçi genel grev başlattığında. Maria Luisa ve Özgürlükçü Kadınlar, kentin pazarlarını felç ediyor, hizmetçileri de greve davet ediyor ve sık sık polisle çatışıyorlardı.
Tutuklamalar başlıyor
Temmuz ayında Devrimci Kiracılar Sendikası üyeleri ile polis arasındaki çatışmada birkaç kişinin ölmesinin ardından Maria da hedef haline gelmişti. Aralarında Proal’ın da olduğu doksan erkek ve elli kadınla birlikte o da tutuklanarak cinayet ve ayaklanmayla suçlandı.
Maria ve arkadaşlarının tutukluluğu 11 ay sürdü ama doğrusu hükümet onları tutukladığına bin pişman oldu. Tutuklandıkları andan itibaren protestolar her yanı sardı ve hükümeti zorlamaya başladı. Sürekli dilekçeler yazılıyor, sokak gösterileri yapılıyordu. Bu arada Maria ve Proal hapishanede de rahat durmadılar! İçeride çeşitli grevler örgütlediler ve yaşadıkları koğuşları kızıl bayraklar ve pankartlarla donattılar. “Kızıl Dans” diye adlandırdıkları gösterilerin şöhreti ise hapishane dışına kadar taşıyordu. Grevin başlangıcının birinci yıl dönümünde ise işçiler valiyi genel grevle tehdit ederek Maria ve yoldaşlarının bırakılmasını isterken, Maria yerel bir devrimci gazeteye yazdığı yazıyı şöyle bitiriyordu: “Yaşasın Evrensel Aşk! Yaşasın kadınların kurtuluşu! Yaşasın komünizm! Kadınlar mücadeleye!”
Eylemlere devam
11 Mayıs’ta serbest bırakılmalarına karar verildiğinde havai fişekler çoktan hazırdı! Cezaevinden önce erkekler çıktı. Ardından Maria Luisa ve krem rengi elbiseler, kırmızı kurdeleli hasır şapkalar giyen diğer kadınlar kapıda göründü. Şarkılar ve sloganlarla sendika merkezine geldiklerinde Maria ve Proal’ın ilk sözü, “Sokak eylemlerine devam” oldu.
Öyle de yaptılar. Hem bu kez daha sert! Artık doğrudan bina işgalleri gündemdeydi. 10 Temmuz 1923’teki büyük işgal hareketinde polisle çıkan çatışmalarda Maria Luisa ve kardeşleri de dâhil olmak üzere birçok kişi yakalandı. Artık doğrudan çatışmalar oluyordu ve kentin kaymak tabakası bu anarşist eşkıyaların temizlenmesini istiyordu. Proal yeniden tutuklandı. Artık sendikanın başkanı Maria olmuştu. Başkan olarak ilk bildirisinde halka çağrı yapıyor ve “Güçlülerin size yardım etmesini beklemeyin… Zaman geldi. Veracruz halkı uyanın ve mücadeleye katılın” diyordu.
Sonraki iki yıl boyunca grev ve çatışmalar devam ederken Veracruz’un bir bölümü ve 'Colonoia Comunista' her zaman kızıl bayraklarla kaplı olarak kaldı. Maria, yorulmaksızın durmadan yeni, doğrudan eylem biçimleri örgütlüyor, çoğu zaman polisin elinden zor kurtulup kiracı kadınların arasında kaybolup gidiyordu.
Belirsiz bir son
Sonunda, 1 Nisan 1925'te, hükümetin kente yerleştirmek istediği sarı sendikanın toplantısını kadınlarla birlikte bastığında, bir kez daha hedef haline geldi ve üç kez polisin elinden kaçsa da sonunda yakalandı. Kendisinden istenen, sendikayı kapatıp sokakları boşaltmasıydı. Maria bunu asla yapmayacağını bildirince, son çareye başvurdular: Sürgün.
Artık Maria’nın eyalette yaşama şansı kalmamıştı. Sonunda kente veda etmek zorunda kaldı. Binlerce kiracı onu uğurlarken mücadeleye devam etme sözü veriyorlardı.
Sonraki hayatı hakkında bilinen kaynaklarda bir bilgi bulunmuyor. Birkaç yıl sonra Veracruz'a geri döndüğü biliniyor ama ötesi yok. Belki de başka bir kent, başka bir isim… Ama ondan geriye kalan mücadele geleneği bugün bile Meksika'daki kadın ağırlıklı her harekette yaşıyor.