Madımak Katliamı Hafıza Merkezi, Sivas'ta Alevilere yönelik gerçekleştirilmiş pogrom karşısında uluslararası toplumda farkındalık yaratmayı ve sorumluluk alınmasını sağlamayı amaçlayan bir yüzleşme çağrısı olarak hayat bulmuştur
Bundan 30 yıl önce, Türkiye'nin tam ortasında, Sivas'ta, Madımak Oteli'nde gencecik insanlar, çocuklar, sanatçılar, aydınlar, tam 33 kişi, 33 can katledildi.
‘Tarihin en sıcak temmuzu
Tam 8 saat!
Polis seyretti!
Bir değil, iki değil, üç değil…
Tam sekiz saat sürdü.
Tam 8 saat!
Polis seyretti!
Asker seyretti!
Kalabalığı dağıtmak için tazyikli su sıkmayan belediye seyretti!
Otel önüne birikmiş binlerce insan seyretti!
Ankara’da Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Başbakan Tansu Çiller, Yardımcısı Erdal İnönü seyretti. Oysa gelenler devlete güvenmişlerdi. En küçüğünün yaşı 12, ismi Koray Kaya idi. Sivas’a kavga etmeye değil; semah dönmeye, türkü söylemeye, Pir Sultan’ı anmaya ve anlamaya gelmişlerdi.’
Adlarını tekrar tekrar analım: Koray Kaya, Menekşe Kaya, Belkıs Çakır, Nurcan Şahin, Özlem Şahin, Sehergül Ateş, Asuman Sivri, Yasemin Sivri, Gülender Akça, Gülsün Karababa, Handan Metin, İnci Türk, Huriye Özkan, Yeşim Özkan, Carina Thuijs, Edibe Ağbaba Sulari, Ahmet Özyurt, Asaf Koçak, Asım Bezirci, Behçet Aysan, Erdal Ayrancı, Hasret Gültekin, Mehmet Atay, Metin Altıok, Muammer Çiçek, Muhibe Akarsu, Muhlis Akarsu, Murat Gündüz, Nesimi Çimen, Sait Metin, Serkan Doğan, Serpil Canik, Uğur Kaynar.
Sivas artık “ölü ozanlar şehri”
‘Tansu Çiller’in kurduğu hükumet henüz güvenoyu almadan öyle bir olay yaşandı ki Cumhuriyet tarihinin en kara lekelerinden biri olarak anıldı ve hala da anılıyor. Öyle bir katliamdı ki kimler nasıl planlamış, böylesine gaflet ve delalet içine düşülmüş anlaşılamadı. Öyle bir kıyamdı ki siyasi İslam’a dönük kaygı ve kuşkuların miladı olarak anıldı ve hâlâ da öyle biliniyor. O gün insanlık tarihinin en büyük trajedisi yaşandı ve Alevilere yönelik katliam girişimlerine bir yenisi daha eklendi. Peki, katliam sırasında hiçbir şey yapmayan devlet katliam sonrasında ne yaptı? Madımak Oteli’nde gerçekleşen pogromdan 18 gün sonra dava sürecini başlatan Sivas Cumhuriyet Başsavcılığı, polis kayıtlarına göre 15 bin kişinin katıldığı saldırıda yalnızca 126 kişi hakkında dava açtı.
Devlet seyirci kaldı
Pek çok sanık yakalanmadan ve arkalarındaki örgütsel odaklar belirlenmeden üstünkörü bir şekilde üç ayrı iddianame düzenledi. “Terörle mücadele”, “yakarak adam öldürmek”, “toplantı ve gösteri yürüyüşü” kanununa aykırılıktan Sivas Asliye ve Ağır Ceza Mahkemeleri ile Kayseri Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde (DGM) açılan davalar, güvenlik gerekçesiyle Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi’ne taşındı. Dosya, “görevsizlik kararlarıyla” uzun süre bir mahkemeden diğerine gitti geldi, gitti geldi. Ana davada ismi geçen ve haklarında iddianame düzenlenen ancak yakalanamayan veya yakalanıp da dava sürerken tahliye edilen, dolayısıyla yargılanması eksik kalan sanıklarla ilgili iki ayrı dava ise halen sürüyor. Zaman aşımına uğrayan bu davalardan birinin temyiz incelemesi devam ediyor. Diğerinin zamanaşımı süresi de 2 Temmuz 2023 tarihinde doluyor. Son duruşması 14 Eylül 2023'te görülecek 3 sanıklı davanın sanıkları Almanya'da yaşıyor ve Almanya bu sanıkları Türkiye’ye iade etmiyor. En başından itibaren eksik soruşturmayla başlatılan Sivas Davası’nda devletin kolluk güçleri başta olmak üzere hiçbir kurum, hiçbir kamu görevlisi hakkında işlem yapılmadı. Vali Ahmet Karabilgin, Emniyet Müdürü Doğukan Öner, Belediye Başkanı Temel Karamollaoğlu teftişler sonucunda görevden alınsa da hiçbiri yargılanmadı ve siyasi sorumlular dâhil kimse hesap vermedi.
“Burası katliam mahalli: Madımak Oteli”
Katliamdan hemen sonra alt katı et lokantasına dönüştürülen Madımak Oteli, başta Alevi örgütleri olmak üzere demokrat kamuoyunun “Madımak Oteli Utanç Müzesi olsun” talebine rağmen, 2011 yılında “Madımak” ismi de silinerek “Sivas İl Özel İdaresi Bilim ve Kültür Merkezi” oldu ve dönemin valisi “Artık Madımak yok” dedi. Gerçekten de artık “Madımak Oteli” yok; bu isim ve mekân tüm haritalardan temizlendi. Katliam mahalli hem Sivas hem Türkiye hafızasında yok edilmek istendi.
İşte, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu tarafından gerçekleştirilen Madımak Katliamı Hafıza Merkezi, “İl Özel İdaresi Bilim ve Kültür Merkezi”ne karşı yükseltilen “Hayır! Burası Madımak Oteli!” diye haykıranların sesi oldu/olacak. Bu çalışma haritada ve hafızada var olma mücadelesidir.
Madımak Katliamı Hafıza Merkezi, Sivas'ta Alevilere yönelik gerçekleştirilmiş pogrom karşısında uluslararası toplumda farkındalık yaratmayı ve sorumluluk alınmasını sağlamayı amaçlayan bir yüzleşme çağrısı olarak hayat bulmuştur. Adaletin tesis edilemediği zamanlarda, hakikati en geniş kesimlere ulaştırmak, adaleti tesis etmese de yeni bir mücadele alanı olarak öne çıkmaktadır. Madımak Katliamı Hafıza Merkezi'nin amacı da tam olarak bu mücadeleyi yükseltmek, hakikati en geniş kesimlere ulaştırmak ve unutturmamaktır.
30 yılın ardından
Madımak Katliamı Hafıza Merkezi ekibi içinde yüzlerce kişinin emeği var. Web sayfasını incelediğinizde sizler de tanıdık çok isimle karşılaşacaksınız. Herkesin ismini yazmak maalesef mümkün değil. Yapımını Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK) üstlendiğini, Proje Koordinatörü Web Kreatifi Yönetmeni olarak da Eylem Şen’i buraya not düşelim. Ve web sayfasında yer alan cümlelerle nasıl bir iş çıkarıldığını beraber okuyalım.
‘Madımak Katliamı hakkında yüzlerce kitap, onlarca makale ve tez yazıldı. Katliam ve sonrası dergi ve gazetelere inceleme konusu oldu. Resmî ve sivil kurum raporları yayımlandı. Klasörler dolusu hukuki evrak birikti. Belgeseller, filmler, animasyonlar ve müzikler yapıldı. Ne var ki 30 yıldır üretilen bilgi yığını dağınık, erişimi zor, kaybolmuş, unutulmuş, gün yüzüne çıkmamış ve belirsiz bir haldeydi. Öncelikle bu dağınıklığa son vermek; Madımak Katliamı’na ilişkin her türlü yazılı, görsel ve işitsel materyali toplamak, tasnif etmek ve kamusal erişime sunmak üzere dijital bir platform oluşturma fikriyle yola çıktık. Kütüphanemiz aracılığıyla her türlü bilgi ve belgeye ulaşmanın yanı sıra kullanıcılar bu platformun paydaşları da olmalı, Madımak Kütüphanesi bilginin üretildiği ve paylaşıldığı bir bilgi üretim mekânı niteliği taşımalıydı. Böyle bir bilgi mekânı ise dijital kütüphaneciliğin teknik altyapı olanaklarıyla değil, politik bir bakış açısıyla da mümkün olacaktı. Toplumsal mücadele aktörlerinin bizzat kendi eylemliliklerinin ürünü olan mücadele çıktılarını topladığı, sunduğu, sakladığı ve yeniden ürettiği mekânlar olan dijital kütüphane platformları artık politik ve hukuki eylemliliğin de ayrılmaz bir parçası olmuştur. 30 yıldır dağınık halde bulunan bilgi yığınının derlenip sunulduğu bir platformdan öte, kütüphanenin Madımak Katliamı’nın süregiden hukuki ve politik mücadelesine katkı sunacak bir bilgi üretim mekânı olması dilektir.
Bu dileğin gerçekleşmesi için 30 yıldır dağınık halde bulunan ya da henüz gün yüzüne çıkmamış yazılı, görsel ve işitsel materyale yoğun çabalarla ulaşılmaya çalışılmış. Ulusal ve uluslararası literatürde yer alan akademik çalışmalara ilişkin geniş bir kaynak taraması yapılırken, kişi ve kurumların arşivleri temin edilmiş. Hak ihlalleri davalarıyla çok uzun zamandır meşgul olan dayanışmacı hukukçular ve dosya sahiplerinin destekleriyle hukuki metinlere ulaşılmış. Resmî ve sivil kurum raporlarını kurum ve kişi arşivleri temin edilmiş. Katliamda yaşamını kaybedenlerin aileleriyle ve dostlarıyla görüşerek kişisel fotoğraf albümlerini ve eşyaları derlenmiş.
Bu veri seti izleyicinin dikkatine sunulmadan önce dijital kütüphanecilik konusunda ulusal ve uluslararası gelişmeleri ve örnekler dikkatlice incelenmiş. Uluslararası referanslar dikkate alınmış. Kütüphanemizin teknik altyapısı Dspace açık kaynak kodlu yazılım sistemi kullanılarak oluşturulmuş. Dublin Core uluslararası tanımlama standartlarına göre materyaller arşivlenerek kamusal erişime açılmış. Böylece kütüphanede makale, tez, kitap ve konferans bildirilerinden oluşan akademik kaynaklara; yerel, ulusal ve uluslararası gazete ve dergilere; hukuki metinlere; sivil ve resmî kurum raporlarına; Madımak Katliamı’nda yaşamını yitiren 33 kişinin detaylı yaşam öykülerinin ve fotoğraf seçkilerinin olduğu biyografilere; fotoğraf, efemera ve video kayıtlarına ulaşmak mümkün.
Ve ekip diyor ki; Dijital Kütüphane, Sanal Müze, ,belgesel, Web belgesel, sözlü tarih görüşmeleri ve röportajlardan oluşan Madımak Katliamı Hafıza Merkezi Web Portalı ile gökyüzüne bir anıt dikiyoruz.’