merkezden konuştuğumuz kadın avukat arkadaşımız "çok sahipsiz bir dava bu dava, aile, avukatı ve bizden başka kimse yoktu" dedi… şaşırdım tabii, fatma’nın kedili fotoğrafını paylaşmayan kadın örgütü yoktu nerdeyse
"ve yanaklarını sardunya çiçeği yapraklarıyla süsleyen o kız
yalnız bir kadın şimdi;
yalnız bir kadın.
yalnız…
yalnız…"
furuğ ferruhzad
fatma’nın ünlü kedili fotoğrafına bakınca bu şiir aklıma geldi bir zaman. Şimdi, ne zamandı hatırlamıyorum. öyle bir yalnızlık var bakışlarında. ve güç… fatma’nın gücü onu karakola kadar götürdü ama ölmesine engel olamadı. nedenini biliyoruz; yargı erkek, suçlu erkek, dayanışma erkek dayanışması…
hatırlayalım; fatma niye karakola gitmişti? kocasının erkek kardeşi kendisine sistematik olarak cinsel şiddet uyguluyor, tecavüz ediyordu. duyduğumuz o ki karakola kocasıyla birlikte gitmiş aslında. ama nedense ifadesi yalnız alınmıştı ve ana dilinde konuştuğu için ve tercüman olmadığı için ve derdini anlatamadığı için evine geri gönderilmişti. bütün bunlar olurken muktedirler, fatma ölsün diye istanbul sözleşmesi'ni yürürlükten kaldırma çalışmalarına başlamıştı çoktan. hani boşuna "istanbul sözleşmesi yaşatır" demiyorduk zira sözleşme uygulansaydı karakolda tercüman bulunacaktı ve fatma da derdini anlatacaktı. duyan olsun olmasın anlatacaktı…
gelelim bugüne, 24 şubat’ta fatma’nın katilinin yargılandığı 7. duruşma oldu. davaya muş barosu kadın hakları uygulama merkezi de katıldı. merkezden konuştuğumuz kadın avukat arkadaşımız "çok sahipsiz bir dava bu dava, aile, avukatı ve bizden başka kimse yoktu" dedi.
şaşırdım tabii, fatma’nın kedili fotoğrafını paylaşmayan kadın örgütü yoktu nerdeyse. hepsi fatma için adalet diyordu oysa. ama nedense takip ettim, bir kaç kadın ve bir iki kadın grubu ve yeni yaşam kadın eki dışında kimse duruşmayı paylaşmadı bile.
kadın cinayetleri politiktir ama fatma altınmakas davası daha politiktir diyorum ben. neden daha politik? fatma altınmakas tecavüze uğradığı için öldürüldü. hatırlarsınız güldünya da aynı nedenle öldürülmüştü. tecavüze uğradığı için türkiye ayağa kalkmıştı. iyi de olmuştu.
tecavüz eden aileden birisi, katilin erkek kardeşi. aile, erkekler için var zaten bunu biliyoruz. onların huzur ve refahı için. ailenin huzur ve refahını tecavüze uğrayarak bozan fatma o nedenle katledildi, yüzlercesi gibi. patriyarkanın devletten güç aldığı davalardır böylesi davalar. aile korunur kadın öldürülür. uyduruk bir de ata sözleri var; "kol kırılır yen içinde kalır." adı üzerinde atalarının sözü. biz kadınları bağlamıyor o zaman. bizim sözümüz değil…
gelelim cinsel saldırı faili sinan altınmakas’ın cinsel saldırı suçundan ceza alıp almadığına. ne gezer, elini kolunu sallayarak geziyor. kolluyordur başka hangi kadına tecavüz edebilirim diye. öğrendik ki cinsel saldırı şikayeti ile ilgili dava dosyası hâlâ savcılığın elinde. davaya dönüşmemiş henüz. fatma’nın ölüm tarihi 14 temmuz 2020. savcılığın hâlâ delil topluyor olması nasıl bir şeydir bilmiyoruz. burada da erkek dayanışması var muhtemelen.
biz erkek yargıdan adalet beklenmeyeceğini bilerek yine de adaletin hakkımız olduğunu düşünerek yaşıyoruz bu ülkede.
istanbul sözleşmesi'ni kaldırsanız da 6284 saylı yasa var. uygulansın yeter ki. yine de bu devletin mahkemelerinden adalet istemekten caymayacağız, yılmayacağız, vazgeçmeyeceğiz ve inat edeceğiz. bu elde var bir…
biliyoruz patnos çok uzak ama fatma bizden dayanışma bekliyor. fatma bize, sinan altınmakas niye elini kolunu sallayarak dolaşıyor diye soruyor. fatma, peki ben öldüğümle mi kalacağım diyor.
tabii ki öldüğüyle kalmayacak. biz bir grup feminist dava takipçisi kadın 26 nisan 2022 saat 11:00’de patnos adliyesi'nde olacağız. çünkü fatma’ya adalet sözümüz var, "erkek adalet değil gerçek adalet" sözümüz…
fatma bize bakmaya devam ediyor!