Kimi koynunda kavuşulsun diye bir tutam saçı saklar, kimisi sandıklarda onları bekleyen mendili kimisi de kavuşamasa da ait oldukları coğrafyadan alınan bir avuç toprağın mezarının üzerine bırakılmasını bekler. Bir asırlık tarihin bir dolu hikâyesi yüzleşmenin iyileştirici etkisini her bir anlatı ile bize yeniden yeniden hatırlatır. “Roja Şaye”(Kara Gün) gibi günleri unutmamak ve unutturmamak için yüzleşilmeyen dilimizin iyileştirici gücünden faydalanmak önemli olan.
Sömürgeciliğe karşı anti sömürgeci bir güç olarak örgütlenen ve yükselen muhalif siyasi kadın hareketine öncülük eden Kürt kadınları, zindanlarda, sokakta, mecliste kadının olduğu her yerde “Ez li vir im, ez iradeye gelê xwe me” diyerek bu halkın öz gücünü kendisiyle buluşturarak çarpıtılan tarih yazımına meydan okuyor
Kendi gücünü kendi binlerce yıllık inancından alan Êzidîlerin adalet talebi yerine getirilmeden, kıyımların hesabı sorulmadan insanlık vicdanı rahat edemez. Çünkü insanlığın vicdanı tek bir kadın esir kalmayana dek rahat etmeyecektir
(...) kendisine Çankırı hakimi denen biri yazmamış mıydı kararına “Kadının karnından sıpayı, sırtından sopayı eksik etmeyin.” Bu deyişin bin yıllarca süregelen hikâyelerinde taciz, tecavüz, saldırı an meselesi kadınların hayatında