TJA, Türkiye ve Kürdistan kadın hareketlerini kapsayan yeni bir kampanyanın startını verdi. Kampanya ile kadınlar, örgütlü mücadeleyi ileri taşıyarak özgürlük yolunda önemli bir dönemece girecek
21. yüzyıl, kadın eksenli mücadelelere sahne oluyor. Kadınların özgürlüğüne, hakları ile kazanımlarına saldıran iktidarlara ve sisteme karşı kadınlar mücadeleyi her yerde yükseltiyor. Kadın mücadelesinin geldiği aşama ve etkisi ise 21. yüzyılın kadın yüzyılı olacağı belirlemesini de beraberinde getiriyor. Baskı, sömürü, zulüm ve kadın kırımına dönüşen şiddetin aşılabilmesinin yolunun kadınların dayanışmayı yükselten ortak bir mücadeleyi örgütlemesinden geçtiği somut örneklerle ortaya konuyor. Rojava Kadın Devrimi’nin karanlığa karşı dünyaya saçtığı ışık, bugün Taliban’a karşı direnen Afganistanlı kadınların yolunu aydınlattı. Güçlü bir özne olan Kürt Kadın Hareketi’nin Demokratik Ekolojik Cinsiyet Özgürlükçü Paradigma ekseninde yükselttiği uzun soluklu mücadelenin somut kazanımlarından biri de İran’da “Jin jiyan azadi” şiarıyla yükselen kadın devrimi oldu. Jina Amini’nin 16 Eylül 2022’de "ahlak polisleri" tarafından katledilmesiyle, kadın öncülüğünde özgürlük talebiyle başlayan isyan, kısa sürede toplumsallaştı, dalga dalga yayıldı ve bütün kadınların ortak talebi haline gelerek sınırları aştı.
Jin jiyan azadî felsefesi
Bugün kadınlar açısından yol gösterici olan ve kadınların ortak mottosu haline dönüşen “Jin jiyan azadi” felsefesi ile Özgür Kadın Hareketi (TJA), yeni dönemde mücadele hattını bu şiarla örgütlüyor. 15 Eylül’de TJA bir deklarasyonla 8 Mart’a kadar sürecek olan "Bi 'Jin Jiyan Azadi'yê ber bi azadiyê ve" (Jin, Jiyan, Azadî ile Özgürlüğe doğru) şiarıyla kampanya sürecini duyurdu. Kadın kırımı, tecrit, savaş ve özel savaş politikaları ile doğa talanı gibi birçok başlıkta mücadeleyi örgütlemeyi önüne koyan kampanyanın önemi, hedefleri ve detaylarına dair sorularımızı TJA aktivisti Eylem Saruca yanıtladı.
*TJA, bu kampanyayı nasıl bir yoğunlaşma ile örgütledi?
21. yüzyılın kadın özgürlük yüzyılı olduğunu her etkinlik, eylem ve kampanyalarımızda dile getiriyoruz. Kadın özgürlük yüzyılı ilan edebilmemiz için, bu süreci yürütebilmemiz için kazanımlar elde etmemiz gerekiyor. Önümüzde büyük kazamınlar da var aslında. Rojava Kadın Devrimi bizler için çok büyük bir kazanım bu anlamıyla. Hedeflediğimiz bir devrimdi. Aynı zamanda son süreçte özellikle Rojhilat Kürdistanı’nda Jîna Amînî şahsında başlatılan, hem Kürdistan coğrafyasında hem de tüm dünyayı etkileyen ama aynı zamanda bir felsefe olarak doğan ve bir slogan olarak yayılan bir gerçeklik var karşımızda. Yani bir devrim gerçekliği var önümüzde. Hâli hazırda önümüzde böyle devasa ve dünyaya yansıyan bir gerçeklik varken bu süreci yürütmek, yönetmek ve kadın özgürlük mücadelesine de kazanım olarak geri döndürmek, vereceğimiz çabayla, örgütlülüğümüzü büyütmemizle varolacak. Bu minvalde aslında başladı kampanyamız.
*Kampanya ismini ‘Jin jiyan azadî’ seçmenizin temel nedeni nedir?
Rojhilat Kürdistanı’nda bir slogan olarak çıkan ‘Jin jîyan, azadî’nin bizim için slogandan öte anlamı var. Slogandan öte bir felsefe. Bu felsefeye büyük anlam yüklüyoruz.
*Jin jiyan azadî’ tüm kadınlar tarafından sahiplenildi. Sizce bu sahiplenmenin altında yatan motivasyon nedir? Bunun 21. yüzyıl kadın yüzyılı belirlemesiyle bir bağının olduğunu düşünüyor musunuz?
21. yüzyıl kadın özgürlük yüzyılı ile bağının olduğunu düşünüyorum. Bizim günlük tüm eylem ve etkinliklerimizde kullandığımız bir slogandı. Son süreçte tüm kadın hareketlerinin ve tüm dünyanın bu sürece tanıklık ettiğini görüyoruz. Bu nedenle bu gelişme sağlandı ve bu denli geniş bir coğrafyaya yayıldı. Bazen bir olay birçok söylemden daha çok etki yaratır. Son süreçte işte Jîna Amînî şahsında böyle oldu. Kadın öncülüğünde başlayıp, bir toplumsal devrime dönüştü. Toplumsal özgürlük talebine dönüştü. Çünkü baktığımız zaman toplum sistem tarafından sıkıştırılmış, toplum tecrit altına alınmış. Oradan çıkan bir kıvılcımın tüm topluma daha sonra bu sürece tanıklık eden dünya kadın hareketine mal olduğunu gördük.
*Kürt kadın hareketi, feodal toplum ve devlet baskısı altında çıkış yaptı, Rojava kadın devrimi ve İran’daki ‘Jin, jiyan, azadi’ isyanı ile dünya kadın hareketlerine model oldu. Kürt kadın hareketinin geldiği aşamayı nasıl görüyorsunuz?
Kadınların evlere kapatıldığı, hatta evde bile sadece mutfak ve yatak odası ikileminde kaldığı bir gerçeklikten geliyoruz. Şimdi geldiğimiz aşamada büyük kazanımlarımız var. Özellikle bu mücadelede katledilmiş, yıllarını cezaevinde geçiren/geçirmiş birçok kadın arkadaşımızın emekleriyle, mücadeleleriyle geldiğimiz bir aşama bu. Kadınların evden çıkamadığı bir yerden şimdi eşbaşkanlık sistemi ile belediye başkanı olduğu, milletvekili olduğu ve Kürt kadın mücadelesi için söz kurduğu bir mücadeleden bahsediyoruz. Elbette ki kolay bir mücadele deneyimi değildi. Elbette ki çok büyük zorluklarla gelindi bu aşamaya. Çünkü karşında topyekûn tüm aygıtlarıyla saldıran bir devlet gerçekliği var. Ama bu Kürt kadın hareketine gerçekten asla geri adım attırmadı. Aksine bir sonraki adımlarını daha güçlü atmasının önünü açtı.
Bu yüzden ‘Jin Jîyan, Azadî’ bizim için çok daha büyük anlamlar taşıyor. Ama geldiğimiz süreçte baktığımızda kadın hareketinin çok daha ileriye gideceğini biliyoruz. Kadınların bu mücadele için çok çok daha emek vermesi gerektiğini biliyoruz. Erkek devlet aklı zaten her koşulda kadın kazanımlarının karşısında. Ve buna karşın bizler de bu mücadele alanlarını terk etmememiz gerektiğini ve bu mücadeleyi daha çok daha büyütmemiz gerektiğini biliyoruz. Bu kampanyaya, bu mücadeleyi büyütmek ve bir adım daha öteye gitmek için bir yenilenme süreci olarak bakıyoruz.
*Kürt kadın hareketinin mücadelesinin tüm baskılara rağmen kazanımlarla ilerlemesi ve “Jin, jiyan, azadi” devriminde olduğu gibi toplumsallaşmasının temel motivasyonu nedir? Nasıl bir toplumsal değişim ve dönüşüme öncülük ediyor?
En temel motivasyonu Demokratik, Ekolojik, Kadın Özgürlükçü paradigmadır. Kadın özgürlüğünü merkezine alan bir paradigmadan bahsediyoruz. Mesela hep altını çiziyoruz. 'Kadın özgürleşmeden toplum özgürleşmez' diye. Çünkü toplumu değiştirip dönüştürenin aslında kadın olduğunun bilincindeyiz. Kadın özgürlüğünün bu denli mücadeleye yön verdiğini, mücadeleyi geliştirdiğini görüyoruz. Eşit temsiliyetin, eşbaşkanlık sistemi gibi büyük kazanımlarımızın olmasının sebebi, bu mücadelenin en büyük dinamiklerinden biri olan kadın özgürlük mücadelesinin kendisi olduğunu düşünüyorum. Elbette ki bir paradigmanın kadın özgürlüğüne bu kadar önem atfetmesi bu mücadelenin önemli sacayaklarından birinin kadın özgürlüğü olması önemli bir motivasyon.
*Yeniden kampanyaya dönecek olursak… Kampanyanız neyi amaçlıyor?
Özelde Kürt kadın mücadelesinin ama genelde de Türkiye ve Kürdistan kadın özgürlük mücadelesinin örgütlenmesini büyütmek, daha geniş alanlara yayılmasını sağlamak ve kadın özgürlük bilincinin kadınlara yansımasını sağlamak. Bu temelde yürüteceğimiz çalışmaları bir kampanya süreciyle başlatmış olduk.
*Kampanyanızın çerçevesi ne olacak?
Kampanyamızın çerçevesi örgütlenme çerçevesinde olacak. Tabii salt örgütlenme çalışması değil, kadın bilincini açığa çıkartmak da bunun bir parçası. Kadın özgürlük mücadelesini büyütecek bir örgütlenme çalışması olacak. Elbette ki sadece kadınlara çağrı yapıp, kadınları eylemlere ve etkinliklere toplayacağımız bir kampanya süreci olmayacak. Daha çok bilinç artıracak eylemler ve etkinlikler yapacağız. Bu minvalde yapacağımız eğitim çalışmaları, atölyeler, kadınlarla bir araya geleceğimiz buluşmalar temelinde olacak. Böylelikle, kadın özgürlük mücadelesini, örgütlülüğünü ve bilincini açığa çıkarmayı hedefliyoruz.
*Kampanya sadece Kürdistan kentlerini mi yoksa Türkiye kentlerini de kapsayacak mı?
Hem Kürdistan hem de Türkiye kentlerini kapsayacak. Zaten yaptığımız hiçbir kampanyamız sadece Kürdistan'a özgü yapmadık. Bu kampanyamız tüm kadınlar için. Hem Türkiye hem Kürdistan kadın özgürlük mücadelesinde olan tüm yapılar için bir kampanya süreci. Hem Türkiye hem Kürdistan’da etkinlikler, eylem ve atölyeler yapacağız. Elbette ki birbirinden ayrı ele alınmayacak ama her iki coğrafyanın da farklı öznel durumları olduğu için bunlara da özen gösteren bir kampanya süreci olacak.
*Peki Türkiye kadın hareketi ile bir ortaklaşmanız olacak mı?
Deklarasyonumuzda da startımızda da açıkça dile getirdik. Yaptığımız kampanya startlarında da açık çağrı olarak yaptık. Türkiyeli kadınlara, feminist kadınlara çağrı yaptık. Bizler nasıl onların mücadelesinden, geçmiş mücadele deneyimlerinden yararlanıyorsak, bu süreci de beraber yürütmemiz gerektiğini söylüyoruz. Çünkü karşımızda olan yapının tek başına bir erkek egemen sistem olduğunun farkındayız. Bu sisteme karşı verdiğimiz mücadelenin bizi birleştiren, bütünleştiren bir yönü olduğunu görüyoruz. Bu yüzden de açık çağrımızı yapıyoruz ve onlarla bu süreci yürütmek istediğimizi dile getiriyoruz. Elbette ki onlarla da beraber yürüteceğiz.
*Son olarak bu kampanya ile neyi hedefliyorsunuz?
Kampanyamızın temel hedefi kadın özgürlük mücadele bilincinin daha da açığa çıkarmak. Kürt halk önderi Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin aslında bütün topluma yayıldığını gözler önüne serip, tecridin bir an önce kırılması için mücadeleye bir adım attırmak. Özgürlük mücadelesine adım attırmak ve örgütlülüğümüzü daha da büyütmek de hedeflerimiz arasında.