‘Jin jiyan azadî’ felsefesini kendisine yol haritası yapan Kürt kadınlar, Kürt halkının özgürlük mücadelesine öncü olurken, kadın özgürlük hareketi ışığında dünya kadınlarıyla da ortak mücadeleyi örüyor
Toplumsal sorunların çözümünü Kadın Kurtuluş İdeolojisi’nde görerek, demokratik-ekolojik ve kadın özgürlükçü paradigma temelinde örgütlenen Kürt kadınlar, kadının yaşamın her alanında öz gücünü açığa çıkarmaya çalıştı.
Kamusal alanda ‘politik özne’ oldu
Kürt kadınlar, kitlesel eylemlere, mitinglere, Kürt siyasi partilerine aktif bir şekilde katılmaya başlayarak kamusal alanda “politik özneler” olarak daha fazla görünür olmaya başladı ve tümüyle özerk bir kadın örgütlenmesiyle ilerledi.
2000’lerden itibaren “namus” adı altında katledilen kadınların cenazelerini sahiplenme eylemi başlatan Kürt kadınlar, ataerkil toplumsal değer yargılarına karşı da hesaplaşma sürecine girmiş oldu. Bir yandan Meclis’te temsil edilen, diğer yandan tüm kadın örgütlenmelerini bir çatı altında toplayan Kürt kadınlar, tüm baskıcı ve şiddete dayalı iktidar ilişkilerini ortadan kaldırmak için örgütlenmesini genişletti.
Çok bileşenli çatı örgütlenmeleri
Her alanda süren erkek egemenliği ile mücadele etmek için özerk bir yapılanmaya ihtiyaç duyan Kürt kadın hareketi, 2000’lerden başlayarak çatı örgütlenmeleri aracılığıyla giderek kitle tabanını genişletti. Çatı örgütlenmeleri ise, kadın aktivistlerden, seçilmiş kadınlardan ve sendika gibi karma yapılardan gelen kadınlardan oluştu.
Demokratik Özgür Kadın Hareketi (DÖKH) çatısı altında örgütlenmesini sürdüren Kürt kadınlar, 2015 yılında gerçekleştirdiği 1’inci Kadın Kongresi’nde DÖKH’ü feshederek yeni örgütlenme modeli olan kongre ile yoluna devam etti. Daha sonra Kongreya Jinên Azad (KJA)/Özgür Kadınlar Kongresi ile birlikte oluşturulan konfederasyon biçimindeki özgün örgütlenmeleri OHAL kapsamında çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile kapatılsa da şu an Tevgera Jinên Azad /Özgür Kadın Hareketi (TJA) çatısı altında örgütlenmesini sürdürüyor.
Eşbaşkanlık ve kadınların siyasete katılımı
Siyasete katılımla kadınların dönüşümü de hızlandı. 1991'de parlamentoda tek kadın milletvekilleri varken (Leyla Zana) 2007'de 8 kadın vekil Meclis'e girdi. Genel seçimlerde 2011 yılında 11 kadın, 2015 yılında 31, 2018 yılında 24 kadın Milletvekili Meclis’e girdi.
Siyaset alanındaki kadın örgütlenmesi 1997’de kadın komisyonu, 2000’de kadın kolları, 2005 itibarıyle kadın meclisleri şeklinde devam etti. Sırasıyla partilerde yüzde 25, 35, 40 kadın kotası uygulandı ve nihayetinde eşbaşkanlık uygulamasına geçildi. Kürt kadın hareketi, eşbaşkanlığı yasal bir kazanıma dönüştürdü, mecliste yüzde 50 temsiliyet iddiasını kurdu, belediyelerde fiili eşitlik politikasını uyguladı. Parlamentoda kadın sayısı en yüksek olan partiler Kürt partileri oldu.
Kadın temsiliyeti hedef alındı
1999 yerel seçimlerinde ilk kez Kürt siyasi kimliğini temsilen katılan Halkın Demokrasi Partisi (HADEP) 37 belediyenin yönetimini kazandı. 30 Mart 2014 tarihinde yapılan yerel seçimlerde Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) 95 belediye yönetimini, 29 Mart 2009 yerel seçimlerinde ise 99 belediye yönetimini kazandı. Kazanılan belediye yönetimi sayısı arttıkça yönetici ve siyasetçi Kürt kadın sayısı da arttı.
Eşbaşkanlık eşit temsiliyetin ilk somut adımı oldu. Kürt kadın hareketi, tüm demokratik örgütlenmelerde, kurumlarda ve organlarda kadınların özgün-özerk örgütlenmesini esas aldı. Eşit temsile dayalı katılımı ve eşbaşkanlık sistemini geliştirmeyi de demokratik siyasetin bir gereği olarak gördü. Bu süreçte elde edilen her kazanım sadece Kürt kadınlarının değil, Türkiyeli ve Ortadoğu’daki kadınların hayatında da önemli etkilere sahip oldu.
Kadın platformlarıyla ortak mücadeleyi önemsedi
AKP iktidarının saldırılarına karşı, Kürt halkının hak mücadelesinin yanı sıra kadın mücadelesini de veren Kürt kadın hareketi, kadının ve erkeğin değişim mücadelesi için çalışmaya devam etti. Kadına yönelik şiddete karşı “Kadın Kırımına Hayır” gibi kampanyalar düzenledi. Erkek-devlet şiddetine karşı Türkiye ve Kürdistan’daki kadınların aralarında oluşturduğu bağ ise son 10 yılda daha da güçlendi. Türkiye ve uluslararası kadın platformlarıyla birlikte kadına yönelik şiddet başta olmak üzere kadın bedenine, kimliğine, iradesine ve emeğine karşı geliştirilen her türlü saldırıya karşı ortak mücadele etti. İstanbul Sözleşmesi, CEDAW ve 6284 Sayılı Yasa ve sözleşmelerin etkin biçimde uygulanması için mücadele etti.
Müzakere ve barış sürecinde ‘kurucu özne’ talebi
Dili, kültürü, kimliği gasp edilen Kürt kadınlar, bunun için mücadele ettiğinde de devlet şiddetine maruz kaldı. AKP iktidarının ırkçı, şoven, savaş politikalarına karşı eşitlik, kardeşlik, adalet, özgürlük ve barış taleplerini daha güçlü dile getirdi. Silahların sustuğu ‘çözüm sürecinde’, Kürt halkının içine girdiği yeniden inşa sürecinin ‘kurucu öznesi’ olmaya karar veren Kürt kadın hareketi hem Türkiye’deki hem de Ortadoğu’daki kadın örgütleriyle temaslarını artırdı.
Kürt sorunu ve Ortadoğu’daki çatışmalardan kaynaklı sorunlarla birlikte erkek ve devlet şiddetine karşı da mücadeleyi sürdüren Kürt kadın hareketi, Türkiye kadın hareketiyle ve feministlerle ilişkilerini 2000’lerden itibaren daha güçlü etkileşimlerle şekillendirdi. Kürt sorunun çözümü için barış için ittifaklar kurdu.
Barış İçin Kadın Girişimi (BİKG), müzakere ve çözüm eksenli Kadın Özgürlük Meclisi (KÖM) bu bağlamda oluşan ve feministlerle ittifakların yapıldığı yapılardır. Barış ve çözüm için ortaklıkların kurulduğu alanlar 2015’ten sonra büyük ölçüde dağılsa da Kürt kadın hareketi bugün TJA olarak patriyarkayla mücadele eden kadın yapılarının parçası olmayı sürdürüyor.
Dünya Kadın Yürüyüşü delegasyonunda yer aldı
Kürt kadınları, sadece Kürdistan ve Türkiyeli kadınlarla değil dünya kadınlarıyla da ortak çalışmalar yaptı. Hem Türkiye’de hem de uluslararası ölçekte farklı kadın hareketleriyle geniş bir ilişki ve ittifak ağı kurdu. Dünya Kadın Yürüyüşü'nün delegasyonunda yer alan Kürt kadın hareketi, aynı zamanda Kürt Ulusal Kadın Forumu'nun önemli bir bileşeni. Ortadoğu kadın örgütleriyle de çeşitli temaslar ve dayanışma ağları içerisinde yer alarak dünya kadın hareketleriyle ortak mücadele zemininde kadın haklarının ve kadın kazanımlarının geliştirilmesi için mücadele yürütüyor.
Kadınlar mücadeleyi meclise taşıdı
Kürt kadın hareketi ile Türkiye kadın hareketinin ve toplumdaki tüm kadınların sesi olmak için Meclis'te yer alan Kürt kadın vekillerinin, Meclis’teki bütün kadın milletvekilleriyle bir araya gelmek ve siyasi parti grupları dışında (partiler üstü) bir kadın meclisi grubu oluşturma çağrısına mecliste grubu bulunan partiler olumlu yanıt vermedi.
Bunun üzerine Kürt kadın vekilleri, Meclis’te Parlamento Kadın Grubu'nu oluşturdu. Meclis’teki grup toplantı salonuna sadece kadınların gelmesi ve divan ile konuşmacıların kadınlardan oluşması sağlandı. Meclis’te ilk kez farklı kurumların kendi içlerinde belirledikleri kadınlara konuşma ve kendilerini ifade etme olanağı sağlanmış oldu. Kadınların sesi artık Meclis Kürsüsü’nden topluma ulaşmaya başladı.
İstanbul Sözleşmesi'nin imzalandığı süreçte Meclis’te kadın örgütleri ile çalışan kadın vekiller, sözleşmenin imzalanmasında, Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’nun (KEFEK) kurulmasında önemli rol oynadı.
Kadın temsiliyeti ve kazanımları hedef alındı
2009’da “KCK operasyonu” adı altında yapılan ve aralarında kadın siyasetçi ve seçilmişlerin de olduğu binlerce kişi gözaltına alınıp tutuklandı. 2016’nın son aylarında ise belediyelere kayyum atanarak, kadın mücadelesinde uzun yıllardır yer alan çok sayıda seçilmiş belediye eşbaşkanı, milletvekili, belediye meclis üyesi ve Kürt kadın siyasetçi tutuklandı. Kürt kadın hareketinin hayata geçirdiği bütün kurumların kapısına kilit vuruldu. AKP iktidarı, kayyum atamalarıyla gözaltı ve tutuklamalarla özel olarak kadınları yerel siyasetten uzak tutmaya çalıştı. Bu nedenle kayyum atamaları genel siyasal nedenlerin yanı sıra, özel olarak eşbaşkanlık, kadın temsiliyeti ve kadın kazanımlarını hedef aldı.
AKP iktidarının hak ve özgürlükler alanını giderek daraltan, ifade özgürlüğünü ortadan kaldıran tavrına karşı kadınların mücadelesi her geçen gün her alanda büyüdü. Rojava’da devrime öncülük eden kadınlar, Rojhilat’ta ayaklanmaların en ön saflarında. ‘Jin jiyan azadî’ felsefesini kendisine yol haritası yapan Kürt kadınları bu felsefenin ışığında dünya kadınlarıyla ortak mücadeleyi örüyor.
Kadınlar Gezi’de isyanın rengini değiştirdi
Haziran 2013’te İstanbul’da Gezi’de halkın yaşam alanına sahip çıkma çabası tüm Türkiye ve Kürdistan’da karşılığını buldu ve bir direnişe dönüştü. Kadınlar her yerde olduğu gibi Gezi‘de de direnişini sürdürdü.
Kadınlar kimi zaman polis saldırılarına bir sapanla karşılık verdi kimi zaman TOMA’dan sıkılan tazyikli suya karşı durdu. Gezi Parkı’na ve duvarlarına yazılan cinsiyetçi sözlerin, eril küfürlerin üzerini mora boyayarak kapatan kadınlar, sloganları, yazılamaları ile isyanın rengini değiştirdi. Ancak AKP iktidarı, sokaktaki barışçıl eylemlerle ortaya konan itirazı suç gibi göstererek görmezden geldi, şiddetle bastırmaya çalıştı.
Rojava Devrimi’nin öncüsü kadınlar oldu
Suriye’de 2011 yılında başlayan iç savaşla birlikte Kuzey ve Doğu Suriye ya da diğer adıyla Rojava, Kürt hareketinin öncülüğünde kendi öz gücüne dayanan “Demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü” paradigma ile yeniden inşa sürecini başlattı.
Devrimin başlamasının ardından Rojava topraklarına yönelik saldırılar Ocak 2014’te özerk yönetim ilan edilmesinin ardından arttı. IŞİD çeteleri Rojava Kantonları’ndan Kürt nüfusunun en fazla olduğu Kobanê Kantonu’na 15 Eylül 2014 tarihinden itibaren saldırdı. IŞİD’İn saldırısı üzerine Kobanê‘de 21. yüzyılın unutulmayacak tarihsel direnişini gösteren savunma savaşı yaşandı. Direnişin 134. gününde 26 Ocak 2015 tarihinde kent merkezi çetelerden kurtarıldı. Kobanê kentinin direnişi Kurdistan’ın tüm parçalarında, Avrupa’da ve dünyada kitlesel gösterilerle desteklendi. IŞİD’in Kuzey ve Doğu Suriye topraklarındaki işgali ise 23 Mart 2019’da tamamen sona erdirildi.
Rojava’da toplumsal yaşam yeniden inşa edilmeye çalışılırken barış ve savaş koşulları arka arkaya yaşandı. Bu atmosferde yaşamın yeniden inşası için mücadeleye devam eden Kürt kadın hareketi, hem ulusal hem cins mücadelesini birlikte sürdürüyor. Bütün alanlarda örgütlenen Kürt kadın hareketi daha öncesinden biriktirdiği deneyimleriyle Rojava’da katıldığı devrime öncülük ediyor.
Yasaları kadınlar yazıyor!
Tüm bu değişim ve dönüşümlerle beraber daha önce evinden çıkamayan kadınlar, ekonomik, kültürel, toplumsal, siyasal, askeri alanda yer almaya başladı. Efrîn, Kobanê ve Cizîr alanlarında kadın taburları oluşturdu. Kürt kadın hareketi, kamusal ve özel alanda toplumsal ilişkileri dönüştürmeye yönelik politika da geliştirerek, erkek zihniyete karşı mücadele etti.
Rojava Devrimi ile bağımsız örgütlemelerini güçlendiren kadınlar, Özerk Yönetim’in her kademesinde rol aldı. Özgürlük ve eşitlik hayallerini gerçekleştirmek için yeni yasa çalışmalarına yüzde 50 temsiliyetle katılan kadınlar, sadece kendi haklarını değil demokrasiyi de savundu. Her alanda eşbaşkanlık sistemiyle öncü olmayı sürdüren kadınlar, medeni hakları tüm etnisitelerden kadınlar için yasal güvenceye aldı, çok eşlilik ve çocuk yaşta evliliklerin de yasaklanmasını sağladı.
Kazanımları sadece yasal haklarla sınırlı kalmayan Rojavalı kadınlar, kurdukları Kadın Adalet Meclisi’nde toplumda yaşanan olumsuzlukların kadın bakış açısıyla değerlendirilmesi ve sonuca bağlanması için uygun hukuki normlar oluşturuyor. Toplumsal hayatta kadınlara ilişkin kararlarda tek yetkili sadece kadın örgütlenmeleri. Rojavalı kadınlar deneyim paylaşımı için Türkiye, Kürdistan, Ortadoğu ve Avrupa ülkeleriyle çeşitli temaslarını da sürdürüyor.
Saldırılar, ambargolar, savaş ve işgal tehditlerine rağmen Rojavalı kadınlar, özgür bir yaşam kurmak için direnişini büyütmeye devam ediyor. Tüm dünyadaki kadınlar için nefes olan Rojava Devrimi’yle birlikte kadınların öncü olduğu yeniden inşa sürecindeki kazanımları ve gelişmelere ilişkin bazı örnekler şu şekilde:
* Rojava’da Mala Jin (Kadın Evi) kuruldu. Kuzey ve Doğu Suriye’nin tamamında şubeleri bulunan Mala Jin’de, kadınların yaşadıkları sorunların çözümünün yanı sıra kadın tarihi, cinsiyet eşitliği, demokratik aile kurumu, özsavunma gibi eğitimler de düzenleniyor.
*Genç Kadınlar Hareketi kuruldu.
*Kürt kadın hareketi 2005’te Yekitiya Star’ı kurdu. Yekitiya Star bir Kürt kadın hareketi ama üye olmak için kısıtlama yok, tüzüğü kabul eden herkes katılabilir.
*İlham Ahmed parlamento eşbaşkanı seçildi.
*Yekitiya Star’ın önerisi ile Suriye Kadın İnisiyatifi oluşturuldu. İnisiyatifte Kürt, Arap, Süryani kadınlar da yer alıyor. Hiçbir partiye bağlı değil.
*Yasama Meclisi oluşturuldu. Yüzde 40 kadın kotası savunuluyor. Bunun sebebi gençlere, diğer bileşenlere de yer kalması.
* Kuzey ve Doğu Suriye’deki Qamişlo kentine bağlı Dêrik’teki Halk Belediyesi’nin kadın bölümü, alandaki kadınların ekonomik ve sosyal yaşamda daha fazla yer alabilmeleri için birçok proje geliştirdi. Lokanta, fidelik, bilgisayar eğitimi, anaokullarının açılması gibi çok sayıda projeyi hayata geçirdi.
*Her ay belediyenin tüm kadınları bir araya gelerek çalışmalara ilişkin karar veriyor.
* Dêrik Belediyesi’nin açtığı Çarçêla Lokantası’nda sadece kadınlar istihdam edildi. Çarşıdaki lokantaların çoğunda erkekler çalışırken, Çarçêla Lokantası’nı kadınlar hem işletiyor hem çalışıyor.
*Dêrik’te “Kulîlkên Rojava” adlı kreş projesi hayata geçirildi. 4 aylık bebeklerden 4 yaş çocuklar alınıyor. Çocukların bakımı ve bilişsel gelişimi çalışmaları sürdürülürken kreşte çalışan kadınlara da iş imkânı sunulmuş oldu. Yine “Hêviyên Zarokan” projesiyle de 3-6 yaş grubu çocuklara yönelik faaliyet yürütülüyor. Kreşlerde yürütülen çalışmalarla savaşın çocuklar üzerindeki etkilerinin azaltılması da hedefleniyor.
* Rojava’daki kadın örgütü Yekitiya Star’ın Dış İlişkiler Sorumlusu Halime Yusif, kadına yönelik şiddetle mücadele yöntemlerine ilişkin deneyim paylaşımında bulunmak için Türkiye’ye geldi. Türkiye’de birçok kadın kurumuyla görüşmeler yapan Halime Yusif, “Bu ilkti, ama sanırım bundan sonra da temaslarımız devam edecek.” dedi. (2013)
* Yekitiya Star 2016 yılında gerçekleştirdiği kongre ile adını Kongra Star olarak değiştirdi.
*Kuzey ve Doğu Suriye Kadın Örgütleri Ortak Eylem Platformu oluşturuldu.
*Kuzey ve Doğu Suriye’de Jineoloji Akademisi kuruldu.
*Kuzey ve Doğu Suriye Kadın Meclisi Kuruluş Kongresi düzenlendi. “Özgür Kadının Birliği, Demokratik Suriye’nin Güvencesidir” sloganıyla düzenlenen kongreye 150 delegenin yanı sıra Rojhılat, Güney Kurdistan, Avrupa ve ABD’den de kadın örgütü temsilcileri katıldı. “Kadın Meclisi” kurulması kararının alındığı kongrenin sonuç bildirgesinde, meclisin Kuzey ve Doğu Suriye’deki tüm kadınlar arasında ortak bir köprü olacağı vurgulandı.
İran’da Jîna Emînî ile alevlenen özgürlük mücadelesi sürüyor
İran 1979 devrimi sonrası Molla hükümeti, kadınların giyiminin dini ve toplumu tehlikeye atabileceğini söyleyerek, ilk uygulama olarak da kadınların kamu binalarına ‘hicapsız’ (zorunlu örtünme) girişini yasakladı. Kadınlar uygulamaya karşı hemen mücadele başlattı. Ancak hicap tüm alanlarda kadınlar için zorunlu hale getirildi.
Uzun süre sokaklarda kadınların giyimlerine müdahale edilerek hicap kurallarına uymayanlar keyfi bir şekilde gözaltına alındı, tutuklandı.
İran hükümetinin, 44 yıldır kadın düşmanı politikalarına karşı kadınlar hep mücadele etti. Zorunlu örtünmeyi kabul etmeyen kadınlar, buna karşı hep direndi, örtünme kurallarına uymadı. Tüm yasaların şeriata dayandırıldığı İran’da, kadınlar deyim yerindeyse “ölümü” göze alarak ayrımcı, eşit olmayan uygulamalara karşı özgürlük mücadelesini sürdürdü.
Son olarak İran Tahran'da 13 Eylül 2022 tarihinde "ahlak polisi" olarak bilinen İrşad Devriyeleri tarafından Jîna Emînî’nin (22) gözaltında katledilmesinin ardından ilk tepki Jîna Emînî’nin doğduğu Rojhilat'ın (Doğu Kürdistan) Saqiz kentinden geldi. Jîna Emînî’nin Kürt olması nedeniyle Kürt kentlerinde eylemler daha yoğun oldu. Kürt kentlerinde başlayan protestolar kısa sürede İran’ın dört bir yanına yayıldı.
Kürt kadın hareketinin öncülük ettiği ve “Jin Jiyan Azadî”, “Kız kardeşimi öldürenleri bitireceğim”, “Ölüm olsun zalime ister şah olsun ister molla” sloganları ile başlayan direniş, özgürlük mücadelesine dönüştü. İran halkları Jîna Emînî’nin ardından büyük bir ayaklanma başlattı.
Tarihte görülmemiş eylemlere sahne oldu
İran, kadınların tarihte görülmemiş eylem biçimlerine sahne oldu. Örtünmemenin cezai yaptırımı olan İran’da kadınlar sokaklarda eylemlere başörtüsüz katıldı, başörtülerini yaktı. İnsanları öldürmekten çekinmeyen devlete karşı İranlı kadınlar büyük cesaret örneğiyle adeta tarih yazdı, yazıyor. Direnişi şiddetle bastırmaya çalışan İran Rejimi, aralarında çocukların da olduğu yüzlerce kişiyi katletti.
İran Rejimi açısından geri dönülemez bir sürecin fitilini ateşleyen kadınlara, Türkiye, Kuzey ve Doğu Suriye ve dünyadaki kadınlar dayanışma için eylemler düzenledi. Kadınların eylemlerine ilişkin bazı örnekler;
*Sokak çatışmalarında kadınlar kenarda duran erkeklere “Ağalar ortaya buyurun, orada durmayın” dedi. (2022)
*İran’daki protestolarda, yaktıkları ateşin etrafında duran kadınlar sırayla dans ederek ateşe yaklaşıp başörtülerini ateşe attı. (2022)
*İran’daki kadınlarla dayanışma için Türkiye, Kuzey ve Doğu Suriye, Ortadoğu, Avrupa, Afrika ülkelerinde de kadınlar saçlarını kesti, başörtüsünü yaktı. Yapılan eylemlerde “Jin Jiyan Azadî” sloganları atıldı. (2022)
*İfade Özgürlüğü İçin Kanadalı Gazeteciler Federasyonu (CJFE), “Basın Özgürlüğü Ödülünü” tutuklu bulunan İranlı gazeteciler Nilofar Hamedi ve Elaha Mohammadi'ye verdi. CJFE Başkanı Carol Off, İran rejiminin kadınlara yönelik şiddet içeren muamelesinin ifşa etmek için özgürlüklerini ve hayatlarını riske atan Nilofar Hamedi ve Elaha Mohammadi'ye ödül verdiklerini belirterek, “Bu gazetecilerin cesareti olmasaydı Jîna Emînî’nin katledilmesindeki gerçeği öğrenemezdik" dedi. (2023)
* Bu dosyada Semiha Arı'nın 'Kürt Kadın Hareketi' başlıklı yazısından faydalanılmıştır.