Mavi-beyaz yakalı işçi kadın, kadın kurumları, kadın emeği üzerinde çalışma yürüten akademik çevreler, duyarlı sendikalar ve kadın dostu siyasi partiler, kampanyanın adı "ILO 190 No'lu sözleşmeyi imzala-uygula" olsun
ILO 190 No'lu sözleşme, 187 üye ülkenin, işveren ve işçi sendikalarının katıldığı ILO konferansında işyerlerinde taciz ve şiddete karşı 2019'da imzaladığı mücadele sözleşmesidir.
21-25 Haziran 2021 tarihlerinde başlatılan küresel kampanya ile ülkelerin sözleşmeyi acilen onaylayıp uygulayarak taahhütlerini yerine getirmesi istendi. Türkiye’de de bu sözleşmenin imzalamasını isteyenler mobbing ile mücadele derneği ve bazı şahsiyetler de küresel iş dünyasında Türkiye’nin prestijinin artması için önemli olacağını düşündüklerinden dolayı istemişlerdir.
İstanbul Sözleşmesi münfesih durumda olduğuna göre, kadın emeği üzerinde çalışma yürüten akademik çevreler, sendikalar, kadın kurumları ve kadın hareketi çok çok acil bir şekilde bu sözleşmenin uygulanması için gündem oluşturup kampanyalar başlatmalıdır. Çünkü kadın düşmanlığı üzerinden politika üreten zihniyet, şiddeti artırıyor ve kadınlara ev içinde yoksul hayatlara mahkûm, erkeğin her türlü şiddetine boyun eğen köleci bir yaşam dayatıyor. Çalışma yaşamında yer bulan kadınlara da alanı terk etmeleri için iğrenç yöntemlerle saldırıyorlar.
Hiçbir dönemde olmadığı kadar işyerlerinde artan taciz, şantaj olaylar yaşanıyor. Şef ve ustabaşı erkekler kadınları taciz ve rahatsız ediyor, şiddetin her türlüsünü uyguluyor. Kadınlar karşı çıktığında da şantaj ve tehditte maruz kalıyorlar. “Adını çıkarırım, kimsenin yüzüne bakamaz duruma getiririm, patrona bana asıldığını arkadaşlarına da yüz vermediğim için iftira attığını söylerim" türünden iğrenç tehditlere maruz kalıyorlar.
İşyerlerinde artan taciz ve mobbinge karşı kadın işçinin oyu ile seçilen ve aidatını alan sendikalar başta olmak üzere, maaşı eline geçmeden vergisini alan devlet, sırtından zengin olan patronlar sorumludur. Kadınların maruz kaldığı bu pisliği temizlemek ILO 190 ile mümkündür.
Özelikle salgın döneminde dünyanın her yerinde artan şiddet verilerini değerlendirip uluslararası kamuoyunda paylaşan, ILO araştırma raporunun bilgi notunda 190 No'lu Şiddet ve Taciz Sözleşmesi’nin, yaşadığımız Covid-19 pandemisi bağlamındaki önemine vurgu yapıyor. Bilgi notu, Covid-19 bağlamında çeşitli ülkelerden bildirilen işyerinde şiddet ve taciz olaylarından örnekler içeriyor ve 190 No’lu sözleşme ile 206 No’lu Tavsiye Kararı’nın bu türden durumların önlenmesine ve bu durumlarla mücadele edilmesine katkıda bulunabileceği belirli hükümlerine işaret ediyor. Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi’nin gerçekleştirilmesine katkıda bulunacak bir sözleşmedir tespiti yapıyor.
190 No’lu sözleşme, herkesin şiddet ve tacizden arınmış bir çalışma yaşamı hakkı olduğunu kabul etmektedir. Sözleşme, şiddet ve tacizi, "fiziksel, psikolojik, cinsel veya ekonomik zararı amaçlayan, bunlarla neticelenen veya neticelenmesi muhtemel olan, bir dizi kabul edilemez davranış ve uygulamalar” olarak tanımlamaktadır. Bu tanım, diğer unsurların yanı sıra, fiziksel kötü muamele, sözlü kötü muamele, zorbalık ve psikolojik taciz, cinsel taciz, tehdit ve tek taraflı ısrarlı takibi kapsamaktadır. Sözleşme, destekleyici 206 No’lu Tavsiye Kararı ile birlikte, çalışma yaşamında şiddet ve tacizin önlenmesi ve ele alınması için ortak bir çerçeve çizmektedir. Salt salgın esnasında ve sonrasında değil, gelecekteki krizler karşısında da sürdürülebilir düzelme ve daha yüksek dayanıklılık oluşturmak için, tüm insanların şiddet ve tacizden arınmış çalışma yaşamı hakkını güvence altına almak amacıyla, Covid-19 bağlamında acil önlemlerin alması gereklidir.
190 No’lu sözleşmenin onaylanmasına ve hem sözleşme hem de Tavsiye Kararı’nın uygulanmasına yönelik çabalar, mücadele ve düzelme önlemlerinin temel unsurlarından biri olmalıdır.
İş yerinde şiddet ve tacizin önlenmesi için devletlerin yükümlülüklerini yerine getirmesi için ILO 190 sayılı sözleşmede yer alan bir kısım tavsiye kararları kimi-kimleri rahatsız eder, neleri içerir birlikte bir göz atalım;
Şiddet ve taciz, ister mutlu zamanlarda isterse kriz dönemlerinde olsun, hiçbir zaman ve hiçbir yerde kabul edilemez. Şiddet ve taciz riski kriz zamanlarında daha da yüksektir: Covid-19 salgını bu gerçeği çok açık biçimde gösteriyor. Çalışma yaşamında şiddet ve tacizle mücadele, ILO’nun daima önceliği olmuş, bu alandaki çalışmalar her zamankinden daha önemli hale gelmiştir. Uluslararası Çalışma Konferansı, 2019 yılında Çalışma Yaşamının Geleceğine İlişkin ILO Yüzüncü Yıl Bildirgesi’ni kabul etmiş, şiddet ve tacizden arınmış çalışma yaşamının sağlanmasına yönelik kararlılığını açıkça ifade etmiştir. Konferans ayrıca, çalışma yaşamında şiddet ve tacizin ortadan kaldırılmasına yönelik ilk standartları, yani 2019 tarihli 190 No’lu ILO Şiddet ve Taciz Sözleşmesi'ni ve bu sözleşmeye eşlik eden 206 No’lu Tavsiye Kararı’nı da kabul etmiştir. Bu belgelerde ortaya konulan çerçeve, çalışma yaşamında şiddet ve tacizin önlenmesi ve ele alınması için açık bir yol haritası sağlamakta;
*Şiddetin ve tacizin kabul edilemezliğini, özellikle toplumsal cinsiyet rollerine dayalı şiddet ve tacizde ayrımcı tutumları hedef alan,
*Maruz kalanların, şikâyetçi olanların, tanıkların ve hukuka aykırılıkları ifşa edenlerin damgalanmasını önleyen
*Kamuoyu bilinçlendirme kampanyalarını ülkede ikamet eden göçmen çalışanların dili dahil ülkede konuşulan çeşitli dillerde yapmak,
*Her düzeyde eğitimde ve mesleki eğitimde, ulusal yasalar ve koşullara uygun olarak, toplumsal cinsiyet rollerine dayalı şiddet ve taciz de dahil olmak üzere toplumsal cinsiyete duyarlı müfredat ve şiddet ve tacize ilişkin öğretim materyalleri hazırlamak,
*Gazetecilere ve diğer medya personeline, bağımsızlıklarına ve ifade özgürlüklerine saygılı olarak toplumsal cinsiyet rollerine dayalı şiddet ve taciz konularında, altta yatan nedenleri ve risk faktörlerini de içeren materyaller hazırlamak,
*Şiddet ve tacizden uzak, güvenli, sağlıklı ve uyumlu işyerlerini teşvik etmeyi amaçlayan kamu kampanyaları yapmak ve uygun şekilde yaymak için fon sağlamasını tavsiye etmektedir.
Hangi siyaset-siyasetçi, hangi hükümet bu önerilere karşı çıkarabilir ki; O halde karşı çıkacakları görmek onlarla mücadele etmek için acilen kollar sıvanmalı. Mavi-beyaz yakalı işçi kadın, kadın kurumları, kadın emeği üzerinde çalışma yürüten akademik çevreler, duyarlı sendikalar ve kadın dostu siyasi partiler, kampanyanın adı "ILO 190 No'lu sözleşmeyi imzala-uygula" olsun.