Foto: The Ted Bundy Tapes, Netflix
Eğlenmek için pek seçeneğimin olmadığı bir akşam Netflix’e bağlandım… Suç bölümünde geziniyorum… Katil erkekler hakkındaki ele alması oldukça zor olan gerçekleri anlatan bir seri katil draması elbet gelecektir…
Eğlenmek için pek seçeneğimin olmadığı bir akşam Netflix’e bağlandım. Sanırım, müzik enstrümanıyla birkaç nota çalmadan önce, odada dolaşarak yerel dedikodular üzerine kafa yorabilirdim. Fakat bir saniye, bu acımasız karantinada dedikodu yok ve herhangi bir müzik aletim de yok. Bu yüzden üretken TV alışkanlığıyla gurur duyan biri olarak, suç bölümünde geziniyorum ve sunulan seri katil temalı belgesellerin ve dramaların doygunluğunu fark etmekten kendimi alamıyorum.
Night Stalker, Piers Morgan’la Seri Katiller, Bir Seri Katilin İtirafları, Suçlu Zihinlere Yolculuk, Mrs. Seri Katil, Psikopat, Mindhunter, Kötülük Dehası ve Killer Women.
Bütün bir hayatımı kadınlara dönük şiddetin son bulması için harcadım. Kadınlar İçin Adalet isimli feminist grubu kurarak şiddete maruz kalmış kadınların kendilerine şiddet uygulayan erkekleri öldürmeleri durumunu ele aldım. Kan ve nefret dolu biri olduğumu düşünebilirsiniz…
Fakat gerçek hayatta kadın cinayetleriyle uğraşan ben ve diğer kadınlar için seri katil dramaları mükemmel bir gerçekten kaçış sunabilir-kanıtlayabilir.
Kadına yönelik şiddetin ölçüsüz olduğu bir dünyada ben ve bu tür programları izleyen birçok kadın için, suçlunun yakalanması ve ardından polis tarafından yere yapıştırılması çok tatmin edici.
Ayrıca bu dramalar bize, bu suçların ne kadar yıkıcı etkilerinin olduğunu daha iyi anlama fırsatı, kurbanlarla empati kurma ve kadınlara karşı bu suçları işleyen erkeklerin bizden ne kadar nefret ettiği gerçeğiyle yüzleşmemizi sağlar. Bunları anlamak bizi harekete geçirir.
Ama -bu ciddi bir ama- izlediğim suç film-dizilerinden, kadın karakterleri yalnızca ana karakter tarafından tecavüze uğrayan, öldürülen tek boyutlu yaratıklar olarak göstermemelerini ve kadınlara dönük nefret dolu öfkenin gerçek taraflarını anlatmalarını istiyorum. Bu yüzden seri katil Ted Bundy ile konuşulan belgeselde olduğu gibi sömürücü saçmalıkları izlemeyi reddediyorum. Çünkü bu saçma yapımlar kadınlara karşı ölümcül suçlar işleyen erkeklerin bir canavar olduğunu, aynı zamanda yakışıklı olduğu için Bundy’i etkileyici gösteriyor izlenimini veriyor. Bu yapımlar katledilen kadınlara büyük bir saygısızlık olmalarının yanı sıra, bizlere de hiçbir katkıda bulunmuyorlar.
Ölü Kızlar (Dead Girls 2018) kitabının yazarı Alice Bolin, tecavüze uğrayan, işkence gören, katledilen kadınların beden ve cesetlerinin erkek hikâyelerinde duygu uyandırmak amacıyla kullanıldığı yaygın toplumsal saplantıyı inceliyor. Tüm bu dramalarda merkezde ve önde olan katildir.
Yukarıdakileri Kanadalı gazeteci ve feminist Trish Wood'un parlak dizisi Ted Bundy: Falling for a killer ile karşılaştırın. Wood’un yapımı katil erkeklerin kadın düşmanı yaklaşımları ve yükselişe geçen kadın kurtuluş hareketleri temelinde katledilen kadınlar ve bundan etkilenen insanlara odaklanıyor.
Bu arada BBC yapımı olan ve öldürülen gazeteci Kim Wall’ın yaşamını merkeze alan The Investigation’ı da izlemeyi planlıyorum. Görünüşe göre katilin bir ismi bile yok. Suçları yanına kar kalmış tecavüzcü erkekler ve çözülmemiş kadın cinayetleri hakkında araştırmalar yapan biri olarak bu bana mükemmel bir panzehir olacak.
Katil erkekler hakkındaki ele alması oldukça zor olan gerçekleri anlatan bir seri katil draması elbet gelecektir…
Peter Sutcliffe’nin davasının işlendiği The Ripper isimli Netflix dizisi için yapımcıyla röportaj yaptığımda kendisine seyircinin, Sutcliffe’nin ölüm saçan dönemini ateşleyen kadın düşmanlığı hakkında bir şeyler öğreneceklerini umduğumu söylemiştim. Elbetteki bu öğrenme meselesi kadınların parçalanmış bedenlerinde salt eğlence aramaktan çok daha önemli.
Çeviri: Mehmet İnanç
*Bu yazı https://www.spectator.co.uk/ sitesinden kısaltılarak çevrilmiştir.
Çevirinin orijinali için; https://www.spectator.co.uk/article/is-netflix-making-stars-out-of-serial-killers-