Kadıneki Röportaj,

Ezîdî kadınların direnişi


Riham Hico-28 Tem 2024

Kültürümüz, yaşamımız ve inancımızın kalıcı olması için mücadelemizi sürdüreceğiz. Özerk yönetimin tanınması için, TAJÊ olarak Êzidî kadınların iradesinin tanınması için, YBŞ ve YJŞ’nin Êzixan gücü olarak tanınması için sonuna kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Bizler direneceğiz, boyun eğmeyeceğiz.

*Öncelikle biraz Şengal’i anlatabilir misiniz? Şengal’in tarihsel geçmişi, inancı, kültürü, dili...

Şengal küçük bir yer ve stratejik bir alan. Bir bölgesi Rojava Kürdistan’ı sınırlarına düşüyor. Bir yanı Tilafer.. Yeri çok önemli. Türkiye, dedelerinin hayalini gerçekleştirmek için Şengal’i işgal etmeden Musul’a geçemez. Tüm dünya iktidarlarının projeleri Şengal’den geçiyor. Misak-ı Milli projeleri Şengal’den geçiyor. Şengal, Kürdistan’ın sınırıdır. Bu nedenle birçok sorun ve baskının adresi haline geliyor. Şengal, küçük Ortadoğu’dur ve içinde Araplar, Türkmenler, Kürtler, Suriyeliler, Gürcüler, Şiiler, Sünniler, Êzidîler, Süryaniler vb. gibi birçok topluluk var. Birçok inanç ve kültür Şengal’de yaşıyor. Bu inançlar ve halklar yüzyıllardır Şengal’de yaşıyorlar.

Osmanlı'nın kırılmasından sonra 100 yıldan fazladır düşman Şengal’i işgal etme ve yok etme saldırılarını hayata geçiriyor. Birçok toplumsal sorunun zeminini hazırlıyor. İnanca, kültüre, birlikte yaşamı örme gücüne saldırıyor. Bu sistem Şengal halkı arasında ve Şengal’de birçok sorun yarattı. Her toplum kendi inancı, kendi kültürü ile yaşıyor. Ancak yıllardır iktidarlar ve hegemon güçler bölgedeki hükümdarlığını sürdürebilmek ve korumak için toplumu parçalamaya çalışıyor.

Şimdi Irak gerçeğine bakın. Şengal'den Musul'a bakın, burası Êzidîlerin ve Hıristiyanların mekanıydı. Ama bugün yaşanan savaş, savaşı çıkaran ırkçılar çatışmayı körüklüyor. Hıristiyanlar Irak'tan göç ettiler ve çok az sayıda kaldılar. Êzidî’ler Suryani’ler Irak’tan göç etti. Birçok farklı kesimler Irak’tan göç etti. Özel bir savaş yürütüldü. Bu da asıl inançların, kültürlerin, halkların göç etmesine sebep oldu. Bu kadar savaş ve kıyamet hepsi iktidarlık içindi.

Êzidîlerin tarihinde Êzidî kadınlar öncü roldedir ve özel bir yere sahiplerdi. Ancak bu rol zamanla ortadan kayboldu. Êzidîler, uğradıkları fermanlardan sonra özellikle kadınların hedef alınmasıyla beraber koruma adı altında kadınları toplumun etkisi altına aldılar ve kadınlar eve kapatıldı. Bu durum fermanlarlar ile yüz sene içinde yaşandı. Son fermandan önce de tüm yaşam alanları kısıtlanmıştı. Kadınlar toplum içinde rolsüz bırakılmıştı. Örgütlenmede rolsüz bırakılmıştı. Siyasi alanda rolsüz bırakılmıştı. Evlere kilitlenmişlerdi. Rolleri yalnızca evlenmek, çocuk doğurmak, eve bakmak ve erkeğe hizmet etmek olmuştu. Toplumda böyle bir zihniyet yaratılmıştı.

*Şengal’e yönelik DAİŞ saldırısı ardından büyük bir katliam yaşandı ve binlerce kişi göç yollarına düştü. Şengal halkı bu saldırıları ferman olarak gördü. Bunun sebebini nasıl yorumluyorsunuz?

Şengal’de bu ilk ferman değil. Bu saldırıda toplum katledildi. DAİŞ toplumun bir kısmını değil, önüne gelen herkesi katletti. Mezarları yok etti, evleri talan ettiler. Toplumu göç ettirdi. Hatta buradaki hayvanları kendine ganimet olarak gördü. İnançlara göre Şengal’de yaşananlar katliamdı. Katliamın ölçülerine göre de bu bir katliamdı. Kadınlar tecavüze maruz kaldı, katledildi. Toplum katledildi ve talan edildi. Toplumun inancı değiştirildi. Evleri talan edildi. Kutsal yerlerin hepsi talan edildi. Yüzlerce kimsesizler mezarlığı yapıldı. İnsanlar vahşice katledildi.

*DAİŞ’in saldırılarıyla birlikte 74’üncü ferman yaşandı. DAİŞ neden Şengal’i hedef aldı, nasıl bir süreç yaşandı? Özellikle de kadınlar hedef alınmıştı, bununla ilgili neler söylersiniz?

Şengal’de yaşanan ferman uzlaşıyla hazırlanan sözleşme ve ittifakla gerçekleşti. Sadece DAİŞ saldırmadı. Tüm devletler DAİŞ’i kendi içinde oluşturdu. Bundan kaynaklı Êzidî toplumu büyük bir katliam yaşadı. DAİŞ neden Şengal’i hedefine aldı? DAİŞ Şengal’i tek başına hedefine almadı. DAİŞ’le ortaklık yapanlar vardı. DAİŞ’e yardım ettiler. Bize göre DAİŞ Şengal’in üzerine gelmedi, DAİŞ’i Şengal’in üzerine gönderenler vardı. Birincisi Şengal’in coğrafyası çok önemliydi. Amaç Şengal'de yaşayan insanları oradan çıkartmaktı. Ondan önce yürütülen bir savaş vardı, beyaz savaş. İnsanlar birbirlerine karşı öfkeliydi. Tüm iktidarlar için Şengal stratejik bir yere sahipti. Özellikle Ortadoğu’da savaşanlar için. DAİŞ de bu iktidarın bir gücü olarak Şengal’e karşı kullanıldı. DAİŞ bu şekilde geldi. Amaçları Êzidî toplumunu katletmekti. Kalanların ise Şengal’den gönderilmesiydi. Şengal’i boşaltarak kendi projelerini Şengal üzerinde gerçekleştirmek istiyorlardı. Amaçları Şengal halkını Şengal’den çıkarmak, kendi projelerini bu topraklar üzerinde gerçekleştirmek. Şengal herkes için stratejik bir yerdir. Şengallilerin inançları farklıdır. Bundan kaynaklı Şengal üzerinde bu kadar saldırı gerçekleşti. Amaç sadece Şengal değildi. Amaç Kurdistan’ın güneyiydi de. Güney Kurdistan’ın kuşatılması ve bütün yaşam alanları yok etmek, işgal etmek. Şengal’in inancı ve coğrafyasından dolayı bu ferman Şengal halkının başına geldi.

* Êzidî kadınlar fermana karşı nasıl örgütlendiler ve kendilerini nasıl savundular? Şengal’in özgürleşmesinde rolleri ne oldu?

İktidarın ve radikal İslamların zihniyetlerinden dolayı tarihte biz birçok ferman yaşadık. Tüm fermanlarda kadınlar hedef alındı. Êzidî toplumu ve inancı Êzidî kadınının öncülüğünde gelişmiş. Düşman da bunu çok iyi biliyor. Êzidî
toplumu düşürmek için önce Êzidî kadınını düşürmeleri gerekiyor. Êzidî kadın şahsında Êzidî toplumunu yok etmek istiyorlar. Êzidî halkına bunun yapılması büyük bir hakarettir. Êzidî kadınları satıldı, tecavüze maruz bırakıldı. Êzidî kadınların bugüne kadar akıbetleri bilinmiyor. Kadınlar tecavüze maruz bırakıldı ve katledildi. Her alanda kadınlar katledildi. Kadınlar büyük bir acı gördü. Kadınlar pazarlarda satıldı. Kadınlar para için Reqa ve Musul pazarlarında satıldı. Her bir DAİŞ çetesinin hayali Êzidî kadınları ile evlenmekti. Bundan kaynaklı Êzidî kadınları büyük bir katliam yaşadı ve acıları oldu. Êzidî kadınları büyük zorluklar yaşadı. Her açıdan şiddet içerikli silahlı bir savaştı. Söylenemeyecek kadar büyük acıları vardı kadınların.

Ferman günü biz Êzidîer çaresiz kalmıştık. Görmezden gelindik. Tüm hak ve hukuktan uzaklaşılmıştı. Fermanda
Êzidî kadınlar direniş kararı verdi. Nasıl direndi? DAİŞ’e karşı boyun eğmeyerek direndi. Direnirken DAİŞ’e teslim olmamak ve ellerine düşmemek için direndiler. Bunun bir örneği ise Şehit Cilan ve Cihan oldu. DAİŞ’e teslim olmamak için yaşamlarına son verdiler. Teslimiyeti kabul etmediler. Gulê anne Êzidî bir anneydi. DAİŞliler kızını götürmeye çalışırken, bir DAİŞli amirini öldürdü. DAİŞ amiri de onu şehit düşürdü. Êzidî kadınlar fermanın ilk gününde direniş kararı verdi. HPG ve YJA-Star Êzidî kadınlara yardıma geldi. DAİŞ’e karşı silah kaldırdılar. HPG ve YJA Star Êzidî kadınları koruyarak DAİŞ’e karşı savaştı, DAİŞlileri yok etmek ve Êzidî kadınları özgürleştirmek için. YJA Star’ın gelmesi Êzidî kadınlarında büyük bir ilham uyandırdı ve Êzidî kadınlarında büyük bir umut oluştu. Êzidî kadınları YJA Star etrafında birleşti. Bununla birlikte savunma birliklerini oluşturdu. Yavaş yavaş mücadeleye karşı yürüdüler. Kendini örgütledi, meclisini oluşturdu ve kendini eğitti. Tüm yaşam alanlarında Önderliğin felsefesiyle kendilerini örgütlediler.

* DAİŞ'in başkenti olarak bilinen Rakka'nın kurtarılması mücadelesinde özellikle
Êzidî kadınlar yer aldı. Bu saldırı öldürülen ve kaçırılan kadınlara yönelikti. Rakka'nın özgürleştirilmesi konusunda neler söyleyebilirsiniz?

DAİŞ’in başkenti Reqa’ydı. Reqa'da her türlü işkence Êzidî kadınlarına yapıldı. Êzidî çocukları İslamiyet düşüncesi üzerine Reqa’da eğitildiler. Êzidî çocukları Reqa’da yok edildiler ve DAİŞ zihniyeti onların beynine yerleştirildi. Êzidî kadınları Reqa’da satıldı ve dünyanın her yerine gönderildi. Bundan kaynaklı Reqa hamlesi başlatıldığında, Reqa özgürleştirildiğinde Êzidî kadınların intikamı oradaydı. Reqa’nın özgürleştirilmesi çok anlamlıydı ve önemliydi Êzidî kadınlarının intikamı için. Reqa’da yapılan hamle Êzidî kadınlarına atfedildi. DAİŞ’in yok edilmesi Reqa hamlesiydi. Reqa’da Êzidî kadınların intikamı alındı. Özellikle biz Êzidî kadınları oraya gittik. Orada, ‘Siz bize artık dokunamasınız, biz intikam için sizin peşinize düşeceğiz’ mesajı verildi. Nerede olursak olalım Êzidî kadınların intikamını DAİŞlilerden mutlaka alacağız.

*Kadınlar için Şengal’de neler değişti, örgütlülük ne düzeydedir?

Êzidî kadınların 10 yıl içerisinde örgütlenmesi büyük bir mücadele noktasına geldi. Büyük bir bilinç noktasına gelmiş. Êzidî kadınlar uyandırıldı.
Êzidî kadınlar ekonomi, siyasi, diplomasi, toplumsal ve birçok noktada kendini örgütledi ve uyandırıldı. Êzidî kadınlar kendilerine yönelik yapılan hiçbir saldırıyı kabul etmiyor. TAJÊ olarak Şengal’de yüksek seviyede kendimizi örgütledik. Örgütlülüğümüzü büyüttük. Yüzlerce kadın bu sistem içerisinde yerini alıyor. Kadınlar kendi iradesini burada ortaya koydu. Fermandan önce kadınların bir iradesi ve örgütlülüğü yoktu. Kadınların kurumları yoktu. Kadınlar örgütsüz bırakılmıştı. Ama kadınlar şimdi büyük bir cesarete, inanca ve iradeye sahip. TAJÊ’den ve Êzidî kadınlardan öneriler alınmayana kadar hiçbir karar Şengal’de uygulanmıyor. Bundan kaynaklı Êzidî kadınlar tüm yaşam alanlarında mücadele simgesi olmuş. Kadının, toplumun ve ezilenlerin özgürlüğü için mücadelesini sürdürüyor. TAJÊ tüm alanlarda mücadele içerisinde. Demokratik özerklik sistemi içerisinde ilk kez eşbaşkanlık sistemi kuruldu. Evde hapsedilen kadınlar bugün eşbaşkan. Eşbaşkanlık sistemi Şengal’de tüm kurum ve kuruluşlar da oturmuş. Bu sistem rahat bir şekilde oturmadı. 10 yıldır bunun mücadelesi yürütülüyor. 3-4 yıl öncesinde erkekler kendilerini başkan ve kadını ise yardımcı olarak görüyordu. Eşbaşkanlık sistemi daha oturmamıştı. Bu sistem mücadele ve isyanla oturdu. Bu sistemin oturması için erkeğe karşı mücadele etmek, kararlı olmak gerekiyor, birlikte kararları almak gerekiyor. Büyük bir sancı yaşanıyordu. Özgürlük sancıları, bir şeyleri kabullendirme sancıları o kadar kolay değil. Her alanda bu mücadele yürütüldü. Her alanda eşbaşkanlık sistemi uygulanıyor. Alınan kararlarda TAJÊ’nin rolü de var. Verilen kararlarda kadının rolü var. Kadının kararı dışında yapılan bir şeye karşı kadınlar tepkisini gösteriyor. Bundan kaynaklı Şengal’de kadınların mücadele içerisindeki yeri belli.

* Şengal’e dönük yoğun saldırılar var. Siz bu saldırıları nasıl değerlendiriyorsunuz? Kadınlar bu saldırılara karşı neler yapıyorlar, nasıl yaşıyorlar?

Üzerimizdeki ferman hala son bulmadı. 3 Temmuz Fermanı herkesin gözü önünde yaşandı. Fermandan daha kurtulamazken, herkes yine uğraşlar içerisine girdi. Fermanı gerçekleştirenler şimdi yine komploları ve sözleşmeleriyle Şengal üzerinde sürdürüyor. Fermandan sonra peşmergeler Türk Mit’leri ile Xana Sor’a girmek istediler. Êzidî halkı orada kabul etmeyince Türk devleti savaş uçaklarıyla Şengal’e saldırdılar. Onlar da Êzidî
halkının inancını kıramayacaklarını biliyorlardı. 9 Ekim sözleşmesini imzaladılar. 9 Ekim sözleşmesini de Êzidîler duruş, inanç ve kararlılıklarıyla çürüttüler. Bu olmayınca da her alanda özel savaş Êzidî halkı üzerinde yürütülüyor. Bu savaşta Êzidîleri yok etmek ve Êzidî gerçekliğini ortadan kaldırmak için bunu yapıyorlar. Êzidî halkı tüm bu planları görüyor. Düşman bizi yok etme ve katletme peşinde. Amaçlarını gerçekleştirmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Ama onlar amaçlarına ulaşmaması için toplum olarak, özellikle kadın olarak çalışmalar ve direniş içerisindeyiz. 9 Ekim sözleşmesi Êzidî kadınların mücadelesiyle boşa çıktı. XanaSor’da peşmergeler önünde duran ve ‘sizi burada kabul etmiyoruz’ diyerek kendilerini canlı kalkan yapanlar yine Êzidî kadınlardı. Türk devletinin saldırılarına karşı baş kaldıran, isyan eden ve tüm dünyaya yaymaya çalışan yine Êzidî kadınlardı. 3 Temmuz’da biz bu kararı verdik: '73 fermanla kimse bizi yok edemedi, bundan sonra da kimse bizi yok edemez.’ Bizim şimdi ki durumumuz ferman öncesi durum gibi değil. Biz şimdi örgütlüyüz, bilinçliyiz, eğitimliyiz ve koruma gücüyüz. Kararlıyız. Hiç kimse eskisi gibi bize yaklaşamaz. Kültürümüzün, yaşamımızın ve inancımızın kalıcı olması için mücadelemizi sürdüreceğiz. Özerk yönetimin tanınması için, TAJÊ olarak Êzidî kadınların iradesinin tanınması için, YBŞ ve YJŞ’nin Êzixan gücü olarak tanınması için sonuna kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Bizler direneceğiz, boyun eğmeyeceğiz. Baş veririz, sır vermeyiz. Canımızı veririz ama inancımızı, toprağımızı bırakmayız. Herkesin amacı Şengal’i Êzidîlerden boşaltmak. Êzidî halkını kültüründen ve her şeyinden uzaklaştırmak. Êzidî toplumu kültürü ve inancıyla tanınıyor. Bunu yok etmek istiyorlar. Onların planlarını boşa düşürmek için, kimliğimizi, kültürümüzü ve inancımızı sürdürmek için sonuna kadar mücadele edeceğiz.

*Şengal’den nasıl bir mesaj vermek istersiniz?

Êzidî kadınlara yönelik yapılan katliam Êzidî kadınlar şahsında tüm kadınlara yapılmakta. Tüm dünya kadınları ve özelde özgürlük isteyen kadınlar, kadın hakları için mücadele edenler
Êzidî kadınlara sahip çıkmalı. Êzidî kadınlara yönelik yapılan katliamın bilinmesi gerekiyor. Êzidî kadınlar ile el ele verelim. Bugün Êzidî kadınların başına geldi, yarın başka kadınların başına gelebilir. Êzidî kadınları menfaatleri için görüyorlardı. Bundan kaynaklı Êzidî kadınların başına gelenler başka bir kadının başına gelebilir. Bunun için kadına yönelik şiddetin önünü kadınlar kesebilir. Bu kapsamda tüm kadınlara çağrıda bulunarak, ‘Jin, Jiyan, Azadî’ sloganı kapsamında birliğimizi oluşturalım. Geri zihniyetçi erkeklere karşı birlikte mücadele edelim.

Jin Dergi Ekibi


Etiketler : Şengal, Ezidî kadınları, 3 Ağustos Şengal katliamı, kadın direnişi,


...

Riham Hico